Zafer Tüzün / Özel Haber

Güneydoğu Ekspres- Diyabet nedir” ve “nasıl anlaşılır”, “bunun belirtileri nelerdir” konularına dikkat çeken Menteş Adıyaman, şu bilgileri verdi: “Şeker hastalığı vücudun en önemli enerji kaynağı olan şeker (glukoz) metabolizmasını etkileyen kronik bir hastalıktır. Hastaların vücudunda ya yetersiz miktarda insülin olması ya da yeterli ve /veya yüksek miktarda insülin olmasına karşılık kullanılmasına direnç (insülin direnci) mevcudiyeti nedeniyle ortaya çıkar.”

Adıyaman, Türkiye’de diyabet hastalarının sayısının gün geçtikçe arttığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) tarafından diyabet prevalansı hakkında yayımlanan 2022 yılına ait verilere göre; Türkiye’de 20-79 yaş aralığında yaklaşık 7 milyon diyabet hastası olduğu ve bu rakamın toplam yetişkin nüfusun yaklaşık %15’ine denk geldiğini göstermektedir.”

HASTALIK NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Diyabet hastası ne yapmalı ve tedavisi nasıl yapılır konuları üzerine ise Adıyaman, şunları anlattı: “Diyabet tedavisi çok yönlü olması gereken kronik ve maalesef tam bir şifası olmayan bir hastalıktır. Tedavi; Hekim, diyetisyen, hemşire, diyabet eğitimcisinden oluşan diyabet ekibi ile verilir. Ancak bu tedavi, diyabet hastasının iştiraki ile gerçekleşebilir. Amaç; hastalığın komplikasyonsuz, hastanın sağlıklı bir hayat sürdürmesi sağlanmaya çalışılır. Sağlıklı beslenme, egzersiz ve ilaç tedavisi bu hastalığın kontrolünde dikkat edilmesi gereken ana başlıklardır.”

Diyabette tıbbi beslenme ile birlikte tedavisi nasıl olmalı ve nelere dikkat edilmesi gerektiği üzerinde duran Adıyaman, “Kan şekeri kontrolünün sağlanmasında diyabetli bireye özgü beslenme tedavisinin verilmesi önemlidir. Özellikli olarak karbonhidrat içeriği yüksek besinlerin dikkatli tüketilmesi hekim ve diyetisyenlerin verdiği bilgi ve kısıtlamalar çevresinde tüketilmesi gerek. Diyabetli kişilerle diğer kişilerin besinlere olan gereksinimi aynıdır. Her insanın enerji, karbonhidrat, protein, yağ, lif, vitamin ve mineral gereksinimi vardır. Bir kişide diyabetin olması, bu gereksinimlerden birini veya birkaçını azaltması veya arttırması anlamına gelmez” diye konuştu.

ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN DİYABET

Adıyaman, çocuklarda ve büyüklerde görülen diyabetlerin farkları üzerinde durarak şunları anlattı: “Çocukluk çağında görülen diyabet genel olarak tip1 diyabetus mellitus diye adlandırılan, genç erişkinlerde de gördüğümüz bu diyabet türü insülin hormonunun tamamen yokluğu anlamına gelir ki tedavisi sadece hormon tedavisi ile mümkün olmaktadır. Nedeni her ne kadar genetik olduğu düşünülmese de anne ve /veya babası diyabet olan çocuklarda riskin arttığı görülmüş. Anormal immun sistem yanıtı ve viral enfeksiyonlar tip 1 diyabetes mellitusa neden olabilir.”

NELERE DİKKAT EDİLMELİ

Diyabetli bir hastanın insülin kullanmadan yaşamlarını sürdürmesi hangi şartlarda mümkündür ve nelere dikkat etmeleri gerekir konularının altını çizen Adıyaman, şöyle devam etti: “Diyabete mellitusta ağızdan alınacak haplar ve/veya iğne şeklinde kullanılmak üzere insülin hormonu ile tedavi mümkündür. Tip 1 Diyabette sorun insülin hormonunun yokluğundan kaynaklı olduğu için tek tedavi seçeneği ömür boyu insülin kullanımıdır. Tip 2 Diyabette ise ağızdan oral antidiyabetik ilaçlar dediğimiz grup ilaçları alabilirler. Ancak hastanın kötü kan şeker kontrolü ya da önemli organlarda hasar oluşturan bir komplikasyon durumu varsa tedaviye ek ya da yalnızca insülinler verilebilir. Yani bir diyabet hastasının tedavisi, beslenme tarzı ve ilaç seçimi hastaya özgü olmaktadır.”

UYARILAR DİKKATE ALINMALI

Adıyaman, diyabet hastalığının iyi ve sağlıklı bir yaşam ve tedaviye uyulması ile dengede tutulacağını belirterek konuya dair şu bilgileri verdi: “Diyabet Mellitus yani şeker hastalığı; Kontrolü sağlanmadığı müddetçe tüm vücudu etkileyen kronik, yıpratıcı ve ilerleyici bir hastalık olduğunu söyleyebiliriz. Sağlıklı yaşam dediğimiz; İyi beslenme, egzersiz ve medikal tedaviye uyum ile hasta sağlıklı ve komplikasyonsuz bir ömür geçirebilmektedir. Hastaların hekimleri ile tedavi sürecine katılım göstererek kontrollerine gitmeleri, uyarıları dikkate almaları gerekmektedir.”