İbrahim İnanç Yıldız

Diyarbakır’da İnşaat Mühendisleri Odası, deprem paneli düzenlendi. Kahramanmaraş merkezli deprem sonrası kentte zemine uygun yapı yapılmadığı için hasarın çok olduğu belirtilen panelde, depremsellik gerçeği konusunda bilinçlendirilmenin artırılması istendi.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen 7,6 büyüklüğündeki depremin etkilediği illerden Diyarbakır’da 7 bina yıkılırken 407 kişi yaşamını yitirirken, 902 kişi yaralandı. Binlerce binanın ağır ve orta hasar aldığı kentte, yıkım çalışmaları devam ediyor, Depremde evleri yıkılanlar için ise Oğlaklı mahallesinde 6 bin 40 konut inşa ediliyor. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi tarafından, deprem paneli düzenlendi. Panele, Dicle Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mehmet Emin Önlü, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Alper İlki, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Koçak, Jeoloji Mühendisi Dr. Şefik İmamoğlu konuşmacı olarak katıldı.

Hasarlı yapılarda yapılan incelemelerde çok sayıda hata görüldü

Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünden Doç. Dr. Mehmet Emin Önlü, Kahramanmaraş depreminden dolayı Diyarbakır’da oluşan yapı hasarlarına dair bir sunum yaptı.

Diyarbakır’da il merkezi, ilçe ve köyleriyle beraber 200 bin konutun olduğunu söyleyen Önlü, son depremde 5 bin 500 binanın ağır hasarlı, 2 bin 800 binanın orta hasarlı, 61 bin 700 bina az hasarlı, 130 binanın ise hasar almadığını dile getirdi. Depremle birlikte 7 binanın yıkıldığını belirten Önlü, ağır hasarlı binaların 3 bin 800’ün yıkıldığını ifade etti. Deprem sonrası yıkılan ve hasar alan yapıları incelediklerini söyleyen Önlü, fotoğraflarla binaların kolonlarında çok sayıda hataya rastladıklarını anlattı. Önlü, deprem sonrası inşası devam eden yapılarında önceki duruma göre daha kötü gördüklerini belirterek, “O kadar masraf yapılıyor ama kolon ve kirişler tesisatçıya kırdırılıyor” dedi.

“Anadolu bir fay müzesi gibi”

Jeoloji Mühendisi Dr. Şefik İmamoğlu, Diyarbakır’ın depremselliği konulu sunum yaptı. Depremin önemli bir doğa olayı olduğunu belirten İmamoğlu, bunun afete dönmesinin insanların ilgisizliğinden olduğunu söyledi. Depremsellik konusunda bir bilinç olmadığı sürece bu durumların devam edeceğini ifade eden İmamoğlu, deprem bilinci oluşursa bunu bir doğa olayı gibi yaşayabileceklerini dile getirdi.

İmamoğlu, “Deprem doğal bir kuvvettir. Biri şurada deprem yapalım deyip bunu yapamaz. Bazen ‘Amerika bunu yapıyor’ diyorlar. Böyle bir şey yok. Dünyanın en büyük atomunu da kullansanız bunu yapamazsınız. Çünkü bu çok çok büyük bir kuvvettir” dedi.

“Anadolu bir fay müzesi gibi” diyen İmamoğlu, “Diyarbakır içinden geçen büyük bir fay hattımız yok. 280 km ötede olan depremle bu kadar burada bir yıkım oluyorsa eğer buna karşın sağlam yapılar yapmazsak, ciddi sonuçlarla karşılaşabiliriz. Bazen bir deprem olduğunda ‘burada fay var mıydı?’ diyoruz. Eğer detaylı inceleme yapılmış olsaydık zaten bilirdik. Çünkü bir fay milyonlarca yıl içinde oluşuyor” dedi.

“Depreme karşın önlem alırsak sorun yaşamayız”

Diyarbakır’ı etkileyecek fay hatlarını anlatan İmamoğlu, “Bitlis Zagros Bindirme Kuşağı, Afganistan’a kadar uzanıyor ve burada sık deprem olmuyor ama olduğunda büyük depremler oluyor. Doğu Anadolu Fay Zonu’nda 1800’lü yıllarda oluşan depremde Diyarbakır’da iki katlı binalar fazla olmamasına rağmen yıkımlar oluşturmuştur. Yine bu fay hattında olan depremlerde Palu’nın her seferinde yeri değiştirilmiş. Tarihte Kahramanmaraş çevresinde olan depremlerde her seferinde buradaki şehirleri haritadan silecek düzeyde olmuştur. Bunu dediğimizde dikkate alınmıyorduk. Son depremde bize bunu gösterdi. Kuzey Anadolu Fay Zonu, Diyarbakır’ı etkilemiyor ama Karlıova’da olacak deprem burayı etkiliyor. Biz depremselliği unutursak biz bu acıları defalarca yaşarız. Biz bununla dost olursak, bakın bize jeotermal sular çıkartıyor. Son depremin olduğu hatta büyük bir hareketlilik var. Depremde yıkımlar her ne kadar yapıdan kaynaklı olsa da biraz da zeminden kaynaklı oldu. Park Orman çevresinde zemine uygun yapı yapılmadığı için burada çok sayıda yıkılacak bina oluştu. Sonuç olarak Diyarbakır için aktif fay hattı yoktur ama depremselliği unutmamak lazım. Buna karşın önlem alırsak sorun yaşamayız” dedi.

“Yıkılan ve hasarlı binaların hiçbiri sünek değil”

İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Alper İlki, Şubat depremleri ve İstanbul’daki yapı stoku ve güçlendirme üzerine bir sunum yaptı.

İlki, yaptığı sunumda şu ifadeleri kullandı: “Depremde binanın ayakta kalması için sünek olması gerekiyor. Fotoğraflardan gördük, yıkılan ve hasarlı binaların hiçbiri sünek değil. Deprem normal ama yıkımlar normal değil. Bölgede çok uzun süre kaldım, yönetmeliğe uyan yıkılan çok bina görmedim. Yönetmeliğe uymayan, bir sürü hata olan ve ayakta kalan çok sayıda yapı da gördüm. İstanbul için baktığımızda hep 2000 yılından önceki binalara bakalım diyordum. 99 depreminden sonra birtakım yönetmelikler değişti, doğru ya yanlış. 2000 ve sonrasında kaydeder bir şeyler değişmiş ama yeterli mi değil, daha iyi olabilirdi. 2013 yılında bina yapılmış, çiroz yok, hepsi yeni bina, hiçbir yerde yok. Malzeme ise daha çok 2000 öncesinde daha kötü. 2000 sonrası her yapıda kötü değildi. Pek çok bina yumuşak kat nedeniyle yıkıldı, ya da hasar aldı. Birçok yerde bu şekilde yıkımlar olacak. İzolatörü de doğru kullanmadığımız ortaya çıktı. Tünel kalıp binalar sınıfı geçti, en azından güçlendirme ile tekrar kullanılabilecek. Tarihi yapılar restore edilmesine rağmen hasar aldı. Bir binayı yıkıp yeni yapılacak parayla 4 bina güçlendirilebilir. Aynı zamanda güçlendirme daha çevre dostu.”

“Beton kalitesi en büyük sorun”

Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Koçak, neden güçlendirme yapılması gerektiği üzerine bir sunum yaptı.

Güçlendirmenin çok büyük bir mühendislik hizmeti gerektiren bir şey olduğunu belirten Koçak, “Güçlendirme için önce arazi ve yapının incelenmesi gerek. Proje ve imalatın kontrolüne bakılmalı ama bu konu sıkıntılı, çoğu yok maalesef. Bazen üniversiteye statik onay için geliyorlar, onaylamadığımız bir projeyi başka bir yerden onaylatmışlar, nasıl yapmışlar bilmiyoruz. Güçlendirmede giderilmesi gerekenler yetersizlikler var. Burada beton kalitesi en büyük sorun. Nasıl sipariş verirsen öyle geliyor. Aynı yerde bir bina yıkılmış, diğeri yıkılmamış. Birinin betonu kaliteli, diğerini çakıl taşlarıyla doldurmuşlar. Yıkılan binaların yüzde 5’i yapı denetim yasasının çıkmasından sonra yıkılmış. Demek ki, daha fazla eğitim vermemiz gerek. Güçlendirmede 5 katlı binalardan sonra perde beton yapılmalıdır” dedi.

Orta hasarlı binaların güçlendirme maaliyeti 20 bin dolar

Binaların yıkılıp yeniden yapılması ya da güçlendirme için oluşacak maliyete dair konuşan Koçak, “Kahramanmaraş merkezli orta hasarlı bina sayısı 52 bin adalet. Bakan ‘orta hasarlı binaları yıkayacağız’ dedi. Binaların yıkılarak yeniden yapım maliyeti 40 milyar dolar, güçlendirme yapılırsa 20 milyar dolara ihtiyaç var. İstanbul’da olası bir depremde 300 bin bina var, yıkılması ya da güçlendirilmesi gerekiyor. Yıkılması ve yeniden yapılması için 160 milyar dolar, güçlendirme için 80 milyar dolar gerekli. Bu ekonomik zorluk içinde bu nasıl karşılanır bilmiyorum” dedi.

Forum soru ve cevapların ardından sona erdi.

Editör: Fuat BULUT