HABER - Fatma TEMEL

Dicle Amed Kadın Platformu ve Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü eylemlerinde yaşananlarla ilgili açıklama yaptı. 
Kurumlar adına açıklamayı yapan Ruşen Kendal, “Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan edilen 25 Kasım'da, ne yazık ki gerek kolluk eliyle gerekse de kaymakamlık, valilik gibi idari kurumların kararlarıyla ülkede yerleşik bir hale gelen şiddet kültürüne yeniden maruz kaldık” dedi.

‘KADINLAR SÖZLÜ VE FİZİKİ TACİZE MARUZ KALDI’

Kendal, 25 Kasım eylemlerinde yaşananlara ilişkin şunları söyledi: “Her yıl kadınların kentte maruz kaldığı şiddeti raporlaştırıp, gerek kamuda gerekse de devletin ilgili kurumlarında duyarlılık yaratmayı amaçlasak da gelinen aşamada 25 kasımın kentlerdeki panoramasına bakıldığında, gösteri ve yürüyüş düzenleme hakkına gösterilen tahammülsüzlük, aslında tam da karşısında durduğumuz şiddetin ne denli teşvik edildiğini görmemize de yeniden vesile olmuştur. 25 Kasım'da Amed'de gerçekleşen yürüyüşte birçok kadının kolluk tarafından sözlü ve fiziki tacize maruz kaldığı tarafımıza iletilmiştir” dedi.

‘SOKAKLARDAN SESİMİZİ YÜKSELTECEĞİMİZİ BİR KEZ DAHA TEKRARLIYORUZ’

İstanbul'daki 25 Kasım yürüyüşünde 169 Kadının gözaltına alındığını, ayrıca 3 göçmen kadın da geri gönderme merkezinde tutulduğunu kaydeden Kendal şunları söyledi:

 “Sistematik hale gelen tüm bu uygulamalara karşı kolluk güçlerini, yargı makamlarını ve bu sistemin tüm mekanizmalarını etkisi altına alan siyasi iktidar yetkililerine sesleniyoruz; Düşünce ve ifade özgürlüğünün, demokratik hukuk ilkelerinin gereği olarak; hukuka aykırı tutumlardan ve politikalardan derhal vazgeçin! İfade özgürlüğünün özel görünümü niteliğindeki basın, toplanma ve örgütlenme özgürlüklerine yönelik soruşturma ve kovuşturma açılması şeklindeki ‘dolaylı sınırlamalarla en temel haklarımızın kullanımına yönelik ‘caydırıcı etki’ yaratılmak istenmektedir. Elbette devletin kadınlara yönelik devreye koyduğu baskı ve zor aygıtları sadece soruşturma ve kovuşturma açılmasını içermemekte, eylem ve etkinliklerin yasaklanması ve fiziki güç kullanımını da beraberinde getirmektedir. Bizler, Dicle Amed Kadın Platformu ve Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı bileşenleri olarak tüm yıldırma politikalarına karşı bu patriyarkal düzenin son bulması için her daim alanlardan, sokaklardan sesimizi yükselteceğimizi bir kez daha tekrarlıyoruz.”

‘DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE BİR KATLİAM YAŞANMAKTADIR’

Suriye’de yaşanan gelişmelere de dikkat çeken Kendal “Bugün tam da erkek-devlet şiddetine karşı isyanımızı haykırırken 2011 den beri Suriye’de devam eden savaşın yeni bir yüzüyle karşı karşıyayız. Özellikle Halep’te yoğunlaşan çete yönelimleri, yıllardır bir şekilde direnen, hayata tutunmaya çalışan kadınları hedef almakta, dünyanın gözü önünde bir katliam yaşanmaktadır. Taciz, tecavüz, katliam ve istilayı içinde barındıran tüm savaş aygıtlarının küresel tahkimatına karşı küresel barışın hayat bulması için ulusal ve uluslararası mekanizmaları duyarlı olmaya ve derhal harekete geçmeye davet ediyoruz! Başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyayı yeniden dizayn ederek kendi derinleşen krizlerinden çıkmayı hedefleyen erkek egemen ulus devlet yapılanmaları kadınların ‘jin, jiyan, azadî’ isyanına çarpmıştır. Kadına yönelik şiddet ve katliamlara karşı yükselen bu isyan, bugün tüm dünyada direniş ve mücadelenin sesi olmuştur. Hep birlikte ‘varlık mücadelemizi’ haykırıyoruz, Jin jîyan azadî.”

Muhabir: Fatma TEMEL