HABER-Güneş OCAĞA/Veli BALTACI

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi'nin Diyarbakır'da düzenlediği “Kürt Meselesi’nin Çözümü ve Barış Konferansı”nın ikinci oturumunda “Kadınların barış inşasındaki” rolü tartışıldı. Hak İnisiyatifi Derneği’nden Fatma Bostan Ünsal ile Kadın Akademisi’nden Figen Aras konuşmacı olarak yer aldılar.  

“KADINLAR PARÇALI OLARAK ELE ALINIYOR”

Kadın Akademisi’nden Figen Aras ise, “Kadınlar olarak her ne kadar özgürlük için alanlarda olsak da, belli kavramlar üzerinden parçalı olarak ele alınıyoruz. ‘Kadınlar nedir’ diye sorduğumuzda hep biyolojik aklımıza geliyor. Kadın Özgürlük Hareketi, kadını tarihsel birikimiyle ele alıyor. Kadınlar özgürleşsin değil, kadınlarla ancak barışlarla gidilir.  Savaşlarda kadınlar tecavüz edilen, çocuğunu kaybeden nesne olarak ele alınıyor. Evet doğrudur, ama kadına parçalı olarak bakmamak gerekiyor. Çünkü kadınlar savaşların gerekçesidir de aynı zamanda. Kadınlara karşı açılan bir savaş var. Tank ve topla belki yapmıyorlar, tecavüzle, şiddetle, tutuklamayla ve ideolojik saldırılarla kadına karşı savaş yürütüyorlar. Ulus devletler cinsiyetçi ideolojiyle kedisini yükseltiyor. Kadınların hakikatinden korkuyorlar. Yarattığı değerler ellerinden alınıyor. Tarihi varlığı görmezden geliniyor” dedi. 

“JIN JIYAN AZADΔ

“Toplumsal barışın gerçekleşmesi için, kadın kimliğinin doğru tanımlanması gerekiyor” diyen Aras, şunları söyledi: “Kadın kimliğinin doğru tanımlanması gerekiyor. Türkiye’de olduğu gibi dünyanın kaç ülkesinde sadece kadınlara yönelik operasyon, gözaltı ve tutuklamalar yapılıyor. Kürt kadınları tutuklandığında yanlış yapmıyorsun demiyor, ‘8 Mart’ta, katılmışsın ve barış için açıklama yapmışsın’ deniyor. ‘Yaptığın şey doğru ama sen doğru değilsin’ deniyor. Bu anlayış toplumsal barışın önünde engel. Toplumsal barış ‘jin jiyan azadî’ ile mümkündür. Barış girişimlerinde kadınlar öncülük etmeli. Kadınların kurumsallaşması, kendi varlıklarını korumak için toplumsal sözleşme hazırlamalı. Kendilerine yönelik bir saldırı olduğunda ve kendi kararlarını vermek için karar alma mekanizması oluşturmalı. Kadınların toplumsal sözleşmesi demek, barışın olması demektir. Eş başkanlık sistemi toplumsal barışın zemini. Kadın örgütlülüğü ve yükselen mücadelesi kime zarar veriyor. Bundan korkanlar halklara düşmandır.”

İRLANDA ÖRNEĞİNDE KADINLARIN ROLÜ

Fatma Bostan Ünsal ise, Kuzey “İrlanda örneğinde kadınların barış inşa etmesi” mücadelesine değindi.
Ünsal, “Kuzey İrlanda’da kurulan barış masasında erkek üyeler kadınlara, ‘gidin evinize kek yapın, çocuk bakın’ demişti. Kadınların rollerine atıf verilmeyen İrlanda’da iki cumhurbaşkanı kadındı ve yapılan ‘Hayırlı Cuma’ antlaşmasında bu fark ortaya konuldu. Kuzey İrlanda toplumu son derece bölünmüş bir toplumdur. Birbirinin saldırılarına maruz kalmamak için ayrı mahallelerde oturuyorlar. Ya da birbirlerinin saldırılarından korunmak için aralarına duvar örüyor. 

Bir çocuk sadece kendi mezhebinde ise aynı mezhebinden biriyle okuyup oynayabiliyordu. O kadar bölünmüş toplum ki Katolik ve Protestanlar için bölünmüş bir toplum. Böyle bir toplumda sadece Katolik ve Protestan partiler var. Kadın koalisyonu partisine başka partiye üye olsan dahi Kadın Koalisyonuna da üye olabiliyorsunuz. Kadın Koalisyon Partisi seçimlere 8 hafta kala örgütleniyor. Sivil toplumda etkin oldukları için hemen örgütlendiler. Hem Katolik hem Protestanların dengede olduğu bir partidir. İki eşbaşkan var ikisi de kadındır. Seçimlere giriyorlar yüzde bir oy oranı var ve iki vekil çıkarıyorlar. Müzakere masasında çok önemli işler çıkarıyorlar. Kadınların bize dedikleri, ‘erkekler çocuk gibi sadece kendi söylediklerine odaklanıyorlar’ dediler. Koalisyondaki kadınlar üyeleri uzlaştırmak için farklı farklı diller kullanıyor ikna edilmek açısından” diyerek, kadınların toplumdaki önemine değindi.

Kaynak: HABER MERKEZİ