ÖZEL HABER/Faruk BALIKÇI
Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu, “Türkiye’den Diyarbakır’a adalet isteyen bir ses olalım. Adaletin, hukukun ve barışın yolunu açalım” başlığıyla 50 akademisyen, insan hakları savunucusu, gazeteci ve hukukçudan oluşan bir heyetin 500’ü aşkın eski mahpusla gerçekleştirdiği görüşmeleri raporlaştırdı. Komisyon, hazırladığı raporu Diyarbakır’da bulunan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a sunacak.
CEZAEVİNDE 51 ÖLÜM
Diyarbakır Cezaevinde 14’ü intihar ve yakma, 23’ü hastalık, 7’si ölüm orucu ve açlık grevi, 7’si işkence sonucu 51 kişinin yaşamını yitirdiği komisyon raporunda, Diyarbakır Askeri Cezaevi’nin sadece bir cezaevi değil, Kürt halkına yönelik sistematik bir devlet politikası olduğu vurgulandı. Tutuklulara “Türkçe konuş, çok konuş” dayatması, kimlik ve kültürlerinin yok sayılmasının somut örneği olarak sunuldu. Bu politikaların bugün bile etkilerinin sürdüğünü belirtiyor.
KOMİSYONUN TALEPLERİ: ADALET, HAKİKAT VE HAFIZA
Komisyon, raporla birlikte Kurtulmuş’a iletilen taleplerini üç ana başlıkta özetleyerek, acil ve hukuki düzenleme gerektirmeyen talepler, Hukuki reform talepleri, Hafıza ve toplumsal barış olarak aktarırken, Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nin İnsan Hakları ve Hafıza Müzesi olarak kurulması, 12 Eylül ve diğer insanlık suçlarının hakikatiyle yüzleşilmesini istedi. Cezaevinde yaşanan insanlık suçlarının toplumsal hafıza için görünür hâle gelmesini, mağdurların rehabilitasyon ve onarım haklarının sağlanmasını da talep ediyor.
“DİYARBAKIR CEZAEVİ HAFIZA MEKÂNI OLSUN”
Rapor, Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nin bir hafıza mekânına dönüştürülmesini talep ediyor. Komisyon, “Bir daha asla” diyebilmek için cezaevinin İnsan Hakları ve Hafıza Müzesi olarak kurulması, acıların belgelenmesi ve geleceğe aktarılmasını öneriyor. Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu, raporu TBMM Başkanı Kurtulmuş’a sunarken, geçmişin yaralarını görünür kılmak, adaleti sağlamak ve toplumsal barışın önünü açmak için çağrı yaptı. Komisyon, Türk-Kürt meselesinin eşitlik, demokrasi ve hakikat temelinde çözülmesi gerektiğinin altını çizdi.
