ÖZEL HABER / Jan BELEK
TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Ankara’da tüm siyasi partilerin temsilcileri ile üç ayrı toplantılar gerçekleştirerek, önemli kararlar aldı. Alınan kararlardan biri de çatışmalı süreçten doğrudan etkilenen mağdur aileleri dinlemek oldu. 19-20 Temmuz’da Ankara’ya davet edilecek isimler arasında Barış anneleri ve eski HDP Diyarbakır İl binası önünde eylem yapan aileler de yer alıyor.
“YÜREĞİMİZDE BİR UMUT VAR”
Konuya ilişkin gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e konuşan Barış Anneleri Meclis Üyesi Nezahat Teke, kendilerinin de bu söylemi komisyonun X hesabından öğrendiklerini, henüz kendilerine iletilmiş bir talebin olmadığını belirtti. Teke, “Barış Anneleri Meclisi’nde 25 yıldır aktif bir şekilde çalışmalara katılıyorum. Bu yıl, yüreğimizde büyük bir umut var. Biz barış deyince sadece barışmaktan bahsetmiyoruz, bugün; içinde insanların öldürülmediği, anaların ağlamadığı bir ülkeden söz ediyoruz. Biz, Türkiye’nin böyle bir ülke olmasını istiyoruz” dedi.
“KİN VE NEFRETİ ARTIK BİR KENARA BIRAKMAK GEREKİR”
TBMM’de “Terörsüz Türkiye” çalışmaları kapsamında kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun yürüteceği çalışmalarda eşit ve adaletli davranmasını umduklarına dikkat çeken Teke, şöyle devam etti: “Uzun yıllardır hem bizim, hem de Türk annelerinin evlatlarının kanıyla yazılmış yüzlerce defter var. Ben bugün barış istiyorsam bunu sadece kendim için istemiyorum. Bugün bir barış sağlansa bile toprağın altına koyduğumuz çocuklarımız geri gelmeyecek, bu yüzden kin ve nefreti bir kenara bırakmak gerekir.”
“BU DAVANIN MUHATAPLARI ANNELERDİR”
Barış Anneleri olarak hem İmralı heyetinde, hem de Meclis’te kurulan komisyonda yer almak istediklerini belirten Teke, “Biz barış anneleri olarak hem İmralı heyeti içerisinde, hem de mecliste kurulan komisyonun içinde de yer almayı istiyorduk. Çünkü bu davanın muhatapları annelerdir. Çocuklarını kaybeden, çocuklarının yolunu gözleyen ve halen cezaevi kapılarında evlatlarını bekleyen anneler var, her şeyden önce bunların bir çözüme kavuşması lazım” dedi.
Çağırılmayla ilgili henüz bilgilendirilmediklerini ifade eden Teke, şöyle konuştu: “Biz komisyonun anneler ile görüşmek istediğini X hesabından öğrendik. Doğrusu bugün anneler ile görüşülmesinde ‘biz sadece barış istiyoruz’ diyeceğiz. Fakat bizim istediğimiz barışın içerisinde eğer benim ana dilim yoksa ve ben anadilimde konuşamıyorsam, anadilim asimilasyona uğruyorsa, halen Kürtçe müzik dinlenildiği için bir anne, hamile bir kadın zulüm görüyorsa, barış söyleminin hiçbir anlamı kalmıyor. Komisyon tarafından Meclis’e davet edilirsek, Kürt dili, kültürü ve varlığı üzerine konuşmamız lazım, bunlar olmadan, bir çözüme kavuşmadan biz sabahtan akşama kadar barış istiyoruz diyelim boş.”
“BAŞIMIZDAKİ TÜLBENT KADAR TEMİZ SAYFALAR AÇILSIN”
“Barışın bir rengi var, barış olduğunda artık savaş durmalı, silahlarını bırakanların Türkiye’ye gelmesi ve güvence altına alınmaları gerekiyor ki diğerleri de kaygı duymadan silahlarını bıraka bilsin” diyen Teke, şunları kaydetti: “Biz Kürtlerin ve Türklerin kardeşçe, kimliği ile dili ile kültürü ile özgür bir yaşam sürsün istiyoruz. Biz Kürt anneleri, biz çok öldürüldük, Türk anneleri biz çok öldürüldük dersek hiçbir çözüm bulamayız. Artık Annelerin gözyaşlarının dökülmemesi, başka anaların ağlamaması için yeni temiz bir sayfa açmak lazım. Kirli defterler kapatılıp annelerinin başındaki tülbentler kadar beyaz ve temiz yeni sayfalar açarak kardeşçe yaşamak istiyoruz. Bizde savaş istemiyoruz, sokaklarda yürüyüş ve eylem yapmak istemiyoruz, biz bunların hepsine karşıyız. TBMM’de Kürt ve Türk annelerinin temsiliyeti lazım.”