İbrahim İnanç Yıldız

Jeoloji Mühendisleri Odası, Ticaret ve Sanayi Odası, Mermeciler ve Madenciler Derneği tarafından “Diyarbakır’ın Geleceğinde Jeotermalin Yeri” adlı konferans düzenlendi. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen konferansa Prof. Dr. Alper Baba, Dr. Aydın Çiçek ve Fahri. Prof. Orhan Mertoğlu konuşmacı olarak katıldı.

Konferans’ın açılış konuşmasını yapan Jeoloji Mühendisler Odası Diyarbakır Şube Başkanı Dicle Barç, Türkiye’nin jeotermal kaynakları bakımından oldukça zengin olduğunu söyledi.

JEOTERMAL ENERJİ ÇEVRE DOSTU, EKONOMİK

Bu kaynaklarının iyi korunmasının ve kamu yararı çerçevesinde işletilmesinin kentlerin, ülkelerin gelişmesine ve zenginleşmesine vesile olacağını dile getiren Barç, “Bu kaynaklardan biri olan "Jeotermal Enerji", yenilenebilir öz kaynak oluşturmasının yanı sıra, çok amaçlı kullanımı, temiz, çevre dostu ve ekonomik olması gibi önemli avantajlar sunmaktadır” dedi.

BİRÇOK ALANDA KULLANILIYOR

Jeotermal kaynakların antik çağda banyo, ısınma ve pişirme amaçlı olarak kullanıldığını belirten Barç, bugün ise elektrik enerjisi üretiminde, merkezi ısıtma, soğutmada, seralarda, termal turizmde kaplıcalarda, kültür balıkçılığında ve mineraller içeren içme suyu üretimi gibi birçok alanda kullanıldığını ifade etti.

DÜNYA GENELİNDE ALTERNATİF ENERJİYE YÖNELİNİYOR

Dünya genelinde artan enerji talebinin ülkeleri alternatif ve yenilebilir enerji kaynaklarını yönlendirdiğini belirten Barç, “Enerji üretiminin tüketimi karşılamadaki payının sürekli azaldığı ülkemizde de enerji arzında giderek artan dışa bağımlılık nedeniyle ve yenilenebilir enerji kullanımı bilincinin gelişmesiyle jeotermal enerjiye olan ilgi artmakta ve bu konuda yapılan bilimsel ve teknik araştırmalar ivme kazanmaktadır. Ülkemizin enerji ihtiyacına önemli oranda katkı sağlayacak bu tür araştırma ve çalışmaların, jeotermal enerji potansiyelimizi daha iyi belirlememiz açısından ne kadar gerekli ve önemli olduğunu göstermektedir” dedi.

Barç, yaptıkları bu etkinlik ile birlikte Diyarbakır'ın jeotermal alanlarının potansiyelinin kentin ekonomisinin geliştirilebilmesine katkı sunmayı hedeflendiklerini dile getirdi.

KAYA: DİYARBAKIR İÇİN BİR FIRSAT

DTSO Başkanı Mehmet Kaya, enerjinin insanların hayatında çok önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Dünyada kullanılan enerjinin bir ömrü olduğunu belirten Kaya, “Keban Barajı 60 yıl önce yapıldı, son dönemlerini yaşıyor. Barajların bir ömrü var. Petrole baktığınız zaman da 60-70 yıllık bir ömürden bahsediyorlar. Bunlar biterken bitmeyen enerji arayışımız devam edecektir” dedi. Diyarbakır özelinde toprakların yüzde 60’ının sulanabilir olduğunu söyleyen Kaya, “Topraklar Silvan ve Kral Kızı barajıyla sulanabilirken, jeotermal ile bunu 12 aya çıkarabilir miyiz? Böyle bir soruyla başlamak istiyorum. Bizim için gerçekten heyecan verici bir şey. Yani bir yerde tamamen toprağı, suyu, üretimi olan bir kentte 12 ay sürdürülebilir üretim yaratacak bir fırsat olacak Diyarbakır için” diye konuştu.

SUNUMLAR YAPILDI

Prof. Dr. Alper Baba, jeotermal kaynakların önemi ve bölgesel kalkınmaya etkisi konulu bir sunum yaptı.

“Dünyada güçlü ve zengin olmak istiyorsanız enerji kaynaklarına sahip olmanız gerekir” diyen Baba, kavimlerin göçlerinin hep su ve enerji kaynakları yüzünden olduğunu  söyledi. Yeryüzündeki iklim değişikliğinin dünya çapında yenilenebilir enerjiye ilgiyi arttırdığına da dikkat çeken Baba, dünyada 135 ülkenin yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneldiğini belirtti. Dünyanın en iyi enerjisinin kapasite faktörü olarak nükleer ve jeotermal enerji olduğuna da vurgu yapan Baba, “Türkiye’de sıcak su kaplıcaları yaygın. Sağlık turizminde kaplıcalar önemli” dedi.

Dr. Aydın Çiçek ise, Bağlar, Karacadağ, Sur, Çınar ve Bismil arasındaki alanın jeoterrmal potansiyeli üzerine bir sunum yaptı.

DİYARBAKIR’DA ELDE EDİLEN VERİLER İYİ

Bölgenin jeotermal üzerinde büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirten Çiçek, Mardin civarında kayaçların etrafının yumuşamasından dolayı su tutabildiğini gösterdiğini söyledi. Diyarbakır’da yaptıkları sondajlarda sıcaklığı yüksek bulduklarını dile getiren Çiçek, “Karacadağ Bölgesi’nde kayaçlarda yumuşaklık var, ama sıcaklığı düşük ölçtük. Ancak kayaçlar arasında oluşan yarıklarda sıcak suların rahat dolaştığını da gördük. Jeotermal yönünden bazaltların kaldırılmış olarak değerlendirdiğimizde 204 adet kuyudan bir yer altı haritası çıkardık.  Eldeki verilerden ne kadar iyi olduğunu gördüğümüz bir çalışma oldu. Geçen sene Çarıklı’da aldığımız iyi sonuçtan sonra çalışmayı büyütme kararı aldık” dedi.

Karacadağ bölgesinde değerlendirilemeyen arazilerde çıkabilecek jeotermal suların ilk etapta seralarda kullanabileceğini dile getiren Çiçek, Olağlık’ta inşa edilen konutlarını da bu sularla ısıtılabileceğini söyledi.

TURİZME OLUMLU YÖNDE KATKI SAĞLIYOR

Fahri. Prof. Orhan Mertoğlu, jeotermalin entegre olarak değerlendirmesinde yatırım ve işletmeler üzerine bir sunum yaptı.

İlk jeotermal santralin 1904 yılında İtalya’da kurulduğunu ve ilk ısıtmanın da Amerika’da yapıldığını belirten Mertoğlu, bu kaynağın bitmeyeceğini söyledi. Türkiye’nin jeotermal potansiyelinde dünya birincisi olduğunu söyleyen Mertoğlu, jeotermal kaynağı ile elde edilecek ucuz ısınmanın başka bir enerji kaynağı ile olmayacağını ifade etti. Jeotermal suyun turizme iyi katkısı olacağına da dikkat çeken Mertoğlu, Türkiye’nin de bu konuda çok iyi bir potansiyelinin olduğunu dile getirdi. Diyarbakır’ın bunun turizminin yapabilmesi için uygun bir coğrafyaya sahip olduğunu da ifade eden Mertoğlu, bu turizmin gelirinin çok olduğunu kaydetti.

Konuşmaların ardından soru cevap yapılarak etkinlik sonlandırıldı.

Editör: Fuat BULUT