ÖZEL HABER - Ahmet SÜNBÜL

Yeni nesiller pek bilmese de, Osmanlı döneminde 19. yüzyılda Diyarbakır'daki ipek işletmeciliği dünya ile yarışır durumundaydı. İpek böceğinden üretilen ipekler, kent merkezinde kurulan tezgahlarda işlenerek, Halep, Bağdat, Mısır, Fransa ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa'nın birçok ülkesine gönderilirdi. Diyarbakır'da 150 yıl öncesine kadar ana ham maddelerin başında bakır madeni ve ipek geliyordu. İpek böceğinin beslenmesi amacıyla dut ağacı ekimi için teşvikler verilirdi. Diyarbakır salnamelerinde, kent merkezinde kurulan yüzlerce ipek tezgahından, teşviklerden ve bunlardan alınan vergilerden bahsedilir. 
Diyarbakır bölgesinde yüzyıllardır dut ağaçlarının bu derece yoğun bulunmasının tek nedeni ipekçiliktir.  1900'lü yılların başlarına kadar ipek işletmeciliği revaçta iken, 1. Dünya savaşı sonrasında Süryani ve Ermenilerin zorla göç ettirilmesinden sonra, ipek böceği yetiştiriciliği ve ipek dokumacılığı bitme noktasına geldi. 1930'lardan sonra tekrar canlandırılmaya çalışılan ipek böceği yetiştiriciliği, kent merkezi ve ilçelerinde yaygındı. Ancak 1990'lı yılların başından itibaren köylerin boşaltılması sonrasında ipekçilik ölme noktasına geldi. Günümüzde, teşviklerle, Diyarbakır'la anılan ipekçilik sektörü yeniden canlandırılmaya başlanıyor.

 
İPEKÇİLİĞİN ORTAYA ÇIKIŞI

Kimi tarihi kayıtlarda Milattan Önce 6.000 yıllarında Hindistan’da ipekböceği yetiştiriciliği yapıldığı ve bundan 3000 yıl sonra Hint Kralı’nın İran Hükümdarına ipek dokuma gönderdiği belirtilmesine rağmen; Konfiçyus’un anlattığı en yaygın hikayeye göre Milattan Önce 2640 yılında, Çin İmparatoru Hoangti, saray bahçesinde bir tırtılın dut yaprağı yediğini ve koza ördüğünü görür. İmparator bu tırtıl ve kozayı inceleme görevini Kraliçe XiLingShi’ye verir. Kraliçe çay fincanına düşerek yumuşayan kozadan ipek ipliğinin elde edilebileceğini keşfeder ve böylece ipeğin günümüze kadar devam eden müthiş serüveni başlar.


TARİHİ KERVAN YOLUNU İSMİNİ İPEKTEN ALDI

Milattan Önce 12. yüzyılda Çin’de ipek böcekçiliği oldukça yaygındı ve giyim dışında balıkçılık, halat-ip ve su taşıma kapları yapımı gibi alanlarda kullanılıyordu. Milattan Önce 3. yüzyılda ise Çin ipek kumaşları karadan bütün Asya’yı geçip batıya ve denizden Japonya’ya ulaştı ve Çin’dekinin aksine bir lüks tüketim maddesi olarak kullanılmaya başlandı. Bu yayılım yolu "İpek Yolu" olarak bilinir. İpek böcekçiliği buradan İran’a doğru yayılmış, Hintli ve İranlı tüccarlar aracılığıyla ipeğin batıya ulaşması ile Diyarbakır, Bursa ve İstanbul'da önemli bir ipek sanayisi oluştu.  


YAŞ KOZA ÜRETİMİ

18. yüzyılda Çin, Japonya ve Avrupa’da ipek sanayi ileri derecede gelişir. Bu dönemde Çin’de askerlerin bile ipek kumaştan kıyafetler giydiklerinden bahsedilir. 1870 yılında Pastör’ün hastalıksız tohum üretimindeki geliştirdiği teknoloji, 1872 yılında Süveyş kanalının açılmasıyla Japonya’dan gelen ipek miktarındaki artış, 1894’de Jaquard’ın desenli kumaş üretiminde geliştirdiği teknik, Fransa ve Avrupa’da ipek üretiminin artmasıyla sonuçlanır. Halen dünyada Türkiye'nin yanı sıra, Hindistan, İran, Brezilya, Japonya gibi 20 kadar ülke, yaş koza üretimini yapmaktadır. 

Diyarbakır’ın Unutulan, Dünya Ile Yarışan Sektörüydü2


İRAN'DAN GELEN HAM İPEK İŞLENİRDİ

16. yüzyılda, Osmanlı imparatorluğunda genel olarak Diyarbakır, Bursa, İstanbul, Amasya, Mardin ve Bağdat'taki ipekli dokuma sanayileri, İran’dan gelen ham ipeği işlemekteydi. İran ipek kervanları tarafından, 16. yüzyılda Halep’e giderken iki yol izlemekteydi. Bu yollardan biri Van gölünün kuzey kıyısını izleyen Ahlat-Bitlis yolu, diğeri ise Merage-Van-Bitlis güney yoluydu. Bitlis her iki güzergahta da önemli bir yol kavşağı konumunda idi. İpek, ilk olarak İran üzerinden koza halinde Osmanlı İmparatorluğu'na getirildi. 


DİYARBAKIR TİCARETİNDE ÖNEMLİ BİR YER TUTMAKTAYDI

Avrupa'da ipekli kumaş kullanımının ve ipekli dokuma sanayisinin yaygınlaşması İran ve Osmanlı İmparatorluğunda ipek aracılığı ile ekonominin gelişmesinde önemli bir yer kapladı. 19. yüzyılın başında Osmanlı topraklarına giren ham İran ipeği, Diyarbakır dışında Mardin, Bursa gibi kentlerdeki dokuma tezgahlarında işleniyordu. Diyarbakır aynı zamanda İpek Yolu'nun önemli bir noktası olan Tebriz ile İstanbul'u birleştiren ticaret yolun üzerinde bulunması üzerine hem ipek böceği yetiştiriciliği, hem de ipek dokumacılığı ve ticareti kentte önemli bir yer tutmaktaydı.

 
İPEK BÖCEĞİ YETİŞTİRİCİLİĞİ BAŞLADI

Diyarbakır, 18. yüzyılda ipek böceği yetiştiriciliği sayesinde ipek dokumacılığı ile önemli bir tekstil merkezi konumundaydı. Diyarbakırlı ipek dokumacıları, 1830’ların ortalarına gelindiğinde, Osmanlı iç pazarına yöneldiler ve İngiliz yapımı pamuk ipliğini kullanmaya başlamışlardır. Diyarbakır dokumacıları eskiden hem saf ipek hem de pamuklu dokumalar üretmek için ham ipek ihtiyacını dış kaynaklardan sağlıyordu. Ama 19. yüzyılın ortalarından itibaren ipek böceği yetiştirmeye başladılar.


DİYARBAKIR ÖNEMLİ İPEK ÜRETİM MERKEZİYDİ

Yol kavşağı olan Bitlis’ten bir yol Diyarbakır’a, bir yol da Mardin’e uzanmaktaydı. Diyarbakır gibi ipek kervan yolları üzerinde olan bu şehirler, aynı zamanda dönemin önemli ipek üretim merkezleri durumundaydı. Diyarbakır üzerinden geçen kervanlar yüzde 5 vergi, Mardin’den geçen kervanlar ise 300 akçe transit vergisi öderlerdi. Diyarbakır’daki dokumacılar, ürettikleri ürün arttıkça, daha çok saf ipek ve pamuk-ipek karışımı dokumalar üretmek ve ham ipek temin ettikleri İran’a bağımlı kalmamak için, ipek böceği üretimine ağırlık verdiler.


DUT AĞACININ YETİŞTİRİLMESİNİN ASIL AMACI İPEK BÖCEĞİYDİ

Özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Diyarbakır’daki ipek üretimi yoğunlaşınca, üretim, teşvik ve vergilendirme konusunda yeni kanunlar yürürlüğe girdi. Aynı şekilde ipek böceğinin beslenmesinde en önemli rol oynayan dut bağları ile ilgili de yeni kararlar alınarak, bu ağaçların ekimi teşvik edildi. Diyarbakır’da dut ağacı yetiştirilmesinin asıl amacı ipek böcekçiliğiydi. Zaman zaman ağaçlarda görülen hastalıklar nedeniyle dut ağacı ekimi aksayınca, imparatorluk Diyarbakır'da yaşayanlara ücretsiz dut fidanları dağıtarak, ipek üretiminde yer alan üreticilere belli vergi muafiyeti sağladı ve ipek imalathanelerinin açılması teşvik edildi. 


İPEK BÖCEĞİ YETİŞTİRİCİLERİ VERGİDEN MUAF TUTULDU

Diyarbakır'ın önemli bir üretim kaynağı olan ipekten elde edilen gelir ortaya çıkınca, Osmanlı imparatorluğu bunun daha da büyütülmesi ve geliştirilmesi için Diyarbakır başta olmak üzere üretim bölgelerinde ipek böceği üreticileri ve dut ağacı yetiştiricilerine önemli teşvikler sundu. Bu teşvik edici etkenlerin bir araya gelmesiyle Diyarbakır'daki ham ipek üretiminde önemli bir canlanma ortaya çıktı. 
İpek üretimi, bu işi bilen Süryaniler başta olmak üzere gayrimüslim kesim tarafından yapılıyordu. Ancak 1914 yılında başlayan 1. Dünya savaşı ve gayrimüslimlerin katliamlara uğrayarak yerlerinden göç ettirilmesi, ipek üretimine büyük bir darbe vurdu.

Editör: Ahmet SÜNBÜL