HABER/Ceren AKYIL

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk, vakıflara tanınan vergi muafiyetlerinin araştırılması için TBMM’ye önerge verdi. Çelenk, “Cumhurbaşkanı tarafından vakıflara sağlanan vergi muafiyetinin her yönüyle araştırılması için Meclise önerge verdi. Çelenk, verdiği önergede vergi muafiyeti tanınan vakıfların önemli bir bölümünün tarikat yapılanmalarına yakın olduğuna dikkat çekerek, “Vergi muafiyeti tanınan vakıfların önemli bir kısmını doğrudan tarikat yapılanmalarına yakın kuruluşların oluşturduğu iddiasını doğrulayan somut veriler söz konusudur” dedi.

“BU KAYNAKLAR KİMLER TARAFINDAN AKTARILIYOR?”

Çelenk, vakıfların mali verilerini kamuoyuna açıklamak zorunda olmamasının ciddi bir sorun olduğunu belirterek, bağış kaynaklarının belirsizliğine dikkat çekti ve şunları söyledi: “Bu kaynakların kimler tarafından aktarıldığı, hangi yöntemlerle sağlandığı ve nasıl kullanıldığına ilişkin ayrıntılı veri bulunmaması kamu denetimini zayıflatmakta ve vergi muafiyeti uygulamasının hesap verebilirliğini ortadan kaldırmaktadır.”

“KAMU DESTEĞİ OLMAKTAN ÇIKARILDI”

Son olarak Cumhurbaşkanı tarafından Erenköy Cemaati’ne bağlı Sami Efendi İlim ve Kültür Yardımlaşma Vakfı’na da vergi muafiyeti tanınmasıyla birlikte sayının hızla arttığını hatırlatan Çelenk, “Bu sayı, vergi muafiyeti uygulamasının istisnai bir kamu desteği olmaktan çıkarak sistematik bir kaynak aktarım modeline dönüştüğü yönündeki değerlendirmeleri güçlendirmektedir” dedi.

“VAKIFLAR LOBİ FAALİYETLERİNE 48,2 MİLYON DOLAR HARCADI”

Vakıfların uluslararası mali faaliyetlerine de dikkat çeken Çelenk, önergede şu bilgiye yer verildi: “Ensar Vakfı ve TÜRGEV tarafından ABD’de kurulan TURKEN Vakfı’nın 2025 yılının ilk altı ayında lobi faaliyetlerine 48,2 milyon dolar harcadığı, bu kaynağın Ensar Vakfı’ndan 25,3 milyon dolar, TÜRGEV’den ise 22,9 milyon dolar aktarılmasıyla sağlandığı belirtilmektedir. Her iki vakfın da Türkiye’de vergi muafiyeti kapsamında olduğunu hatırlatan Çelenk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kamu yararı adına tanınan imtiyazların toplumun ihtiyaçları yerine siyasi ve ideolojik amaçlı uluslararası faaliyetlere yöneltildiği yönünde ciddi bir meşruiyet ve denetim sorunu ortaya çıkarmaktadır.”

VAKIFLARIN BAĞIŞ ŞARTI İDDİASI

Çelenk, vergi muafiyeti tanınan vakıfların yalnızca kamu kaynaklarıyla değil, özel sektör üzerinden de ayrıcalıklı bir mali alan yarattığını ifade ederek, “Bu vakıflara yapılan bağışların şirketler tarafından gider gösterilerek vergi matrahının düşürülmesi, kamuya ödenmesi gereken verginin belirli vakıf ve dini yapılara yönlendirilmesi sonucunu doğurmaktadır. Bazı şirketlerin vergi borcu yapılandırması, imar izinleri veya arsa tahsisi gibi taleplerinin belirli vakıflara bağış şartına bağlandığına ilişkin iddialar ciddi bir kaygı oluşturmaktadır” dedi.

“STK’LARIN BAŞVURULARINA YANIT VERİLMİYOR”

Yardım toplama izinleri konusunda da uygulamada farklılıklar bulunduğunu belirten Çelenk, İçişleri Bakanlığı’na bağlı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün “İzin Almadan Yardım Toplama Hakkına Sahip Kuruluşlar” listesini de eleştirdi: “İktidara yakın vakıf ve derneklerin bu listeye eklenmesi, buna karşın yıllardır mülteciler, kadınlar, çocuklar ve LGBTİ+ alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının başvurularına olumlu yanıt verilmemesi, uygulamada eşitsizlik iddialarını güçlendirmektedir.”

“SİYASİ MAKAMIN TAKDİRİNE BIRAKILMAMALDIR”

Vakıflara vergi muafiyeti ve kamu yararı statüsünün belirlenme usulünün kritik olduğunu vurgulayan Çelenk, “Vergi muafiyeti ile kamu yararı statüsünün belirlenmesi, siyasi bir makamın takdir yetkisine bırakılmamalıdır. Bu muafiyetin uygunluğu, bağımsız, şeffaf, objektif kriterlerle çalışan ve tüm kuruluşların eşit koşullarda başvurabileceği özerk bir kurul tarafından tespit edilmelidir. Bu kurulun oluşturulmasında sürecin ilgili tüm paydaşlarının temsil edilmesi sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.

Diyarbakır’da Tahir Elçi katledildiği yerde anıldı
Diyarbakır’da Tahir Elçi katledildiği yerde anıldı
İçeriği Görüntüle

“KAPSAMLI ARAŞTIRMA YAPILMASI ZORUNLUDUR”

Çelenk önergesini şu sözlerle tamamladı: “Kamu yararı adına tanınan imtiyazların gerçek anlamda topluma hizmet edip etmediğinin ortaya çıkarılması amacıyla kapsamlı bir araştırma yapılması zorunludur.”

Muhabir: Ceren AKYIL