İZLENİM-Vecdi ERBAY

Bir hafta süren 3. Amed Uluslararası Film Festivali düzenlenen ödül töreniyle sona erdi. Festival boyunca 84 film gösterildi. Yurt içinden ve yurt dışından birçok konuk ağırlandı, sinema tutkunlarıyla bir araya gelmeleri ve deneyimlerini paylaşmaları sağlandı. Sinema üzerine paneller düzenlendi. Kimi yönetmenler film gösteriminin ardından izleyiciler ile sohbet etti. Festival, Kürt sinemasının kat ettiği mesafe hakkında fikir verdi.

Film Festivali'ndeki 'Yol'3

Yoğunluktan dolayı festivali hakkıyla izleyemediğimi belirtmeliyim. Özellikle izlemek istediğim filmlere yetişemedim maalesef. "Rojbaş" izlemeyi çok istediğim filmlerden biriydi. Neden "Rojbaş"? Çünkü filmde oynayan oyuncuların neredeyse hepsi arkadaşım. Onların Kürtçe tiyatro yapmak için atlattıkları badirelere tanıklık ettim. Kimi zaman oyuncularla söyleşiler yaptım kimi zaman sahneledikleri oyunlarla ilgili yazılar yazdım. Özkan Küçük o zor yılları, o zor yıllara boyun eğmemiş oyuncuları bir araya getirerek anlatmaya çalışmış "Rojbaş"da. İzleyenlerin yalancısıyım, Küçük eli yüzü düzgün bir film yapmış.

İzlemeyi istediğim filmlerden biri de Ali Kemal Çınar'ın "Dîroka Wenda” adlı filmiydi. Çınar'ın sinemasını, Sinema dilini seviyorum ve yeni filmini merak ediyordum. "Dîroka Wenda"nın Uzun Metraj Film dalında birincilik ödülü aldığını hatırlatmış olayım.

Film Festivali'ndeki 'Yol'2

GENÇLER FESTİVALE İLGİ GÖSTERDİ

Yukarıda belirttiğim gibi, festivale hak ettiği ilgiyi gösteremedim. Ancak akşam seanslarında birkaç film izleme şansı buldum. İzlediğim filmlerin tatmin edici olması, salondan memnuniyetle çıkmamı sağladı.

Şu izlenimimi de paylaşmak isterim: Fuaye, günün her saati hiç boş kalmadı. Uzun zamandır görmediğim birçok arkadaşımla festival sayesinde kısa da olsa sohbet etmek imkanı buldum. Çay ve kahve ücretliydi ancak çalışan arkadaşların güler yüzü, "Festivalde çay kahve ücretsiz olamaz mıydı?" sorusunu bertaraf etti. Festivalden en güzel izlenimi en sona bıraktım. O da şu: Film izlediğim salonlar tıklım, tıklım doluydu. "Bakire ve Çocuk" filmini, birçok kişi gibi, koridorda oturarak izlemek zorunda kaldım. Bu, zahmetli olsa da, sevindiriciydi. Daha da sevindirici olan ise filmlerin gösterildiği salonların ekseriyetle gençlerden oluşan bir kitle tarafından dolmuş olmasıydı. Festival şehre ve gençlere, zihin açıcı bir hafta sundu. Bu nedenle Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, Ortadoğu Sinema Derneği ve SîneBîr’in yürütücülüğünde gerçekleşen festivalde emeği geçen herkese teşekkür etmek isterim. Bu yıl edinilen deneyim, önümüzdeki yıl düzenlenecek festivalin nitelik ve nicelik olarak daha güçlü olmasını sağlayacaktır.

Diyarbakır’da ölüm yolu!
Diyarbakır’da ölüm yolu!
İçeriği Görüntüle

YOL'U OKUMA BİÇİMLERİ

Festival kapsamında bir de sergi açıldı ÇandAmed'de: Rê-Yol. Sergi, bir film festivaline yakışır şekilde, Yılmaz Güney'in Yol filminden esinle hazırlandı. Belki en son söylemem gerekeni en baştan belirteyim: Küratörlüğünü Mahmut Koyuncu ve Remzi Sever'in üstlendiği sergi, Yılmaz Güney ve efsane filmi Yol'un hakkını veren bir çalışma olmuş.

Sergiyi Mahmut Koyuncu ile beraber gezdik. Sergi alanına girişten başlayarak, sergiyi tamamlayan tüm çalışmalar hakkında bilgi verdi. Sergiye nasıl hazırlandıklarını da anlattı Koyuncu. Dediğine göre, sergiye eserleriyle katılan sanatçılarla Yol filmini defalarca izlemişler, tartışmışlar, filmden yeni ayrıntılar bulup çıkarmışlar ve yeni imgelere ulaşmışlar. Elbette her sinema izleyicisinin-sanatçının özgün bir Yol filmini okuma, yorumlama biçimi vardır. Bu özgün bakış açısı ve filme dair hissiyat sanatçıların eserlerine yansımış. Sonuçta sanatçılar, kolektif bir disiplinle, Yılmaz Güney'in Yol'una halel getirmeyen, dışlamayan, unutturmayan yeni bir Yol çıkarmışlar ortaya.

Evet, sergiyi yeni bir Yol olarak okudum. Film 1981'de çekildi, sergi 2025'te gerçekleşti. Sergi hem filmin sahnelerini hatırlatıyor hem de aradan geçen yıllar için gerçekleşen ve yeni imgelere kapı aralayan siyasi gelişmelere göndermeler yapıyor.

Aslında sergideki her yerleştirmeyi, resmi, videoyu ya da fotoğrafı ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor. Ancak malum, gazete yazısı yer darlığından buna olanak tanımıyor. Yine de ressam Ahmet Karabulak'ın sergi için hazırladığı çalışmadan söz etmeden geçemeyeceğim. Çünkü Karabulak, filmin Bingöl sahnelerini takip etmiş bir isim. Köyünde çekilen sahneleri bir çocuk merakıyla adım adım izlemiş ve yıllar sonra, o günlerin heyecanını sergi için küçük bir resimli roman şeklinde hazırlamış. Çok etkileyici bulduğum hatıra, Karabulak'ın ressam olmasında önemli rol oynamıştır belki, kim bilir.

SERGİ 10 OCAK'A KADAR AÇIK

Fotoğraf, video, resim gibi çeşitli disiplinlerde üretilen çalışmaların yanı sıra, Yol filmine ait görseller ve Edi Hubsmidt’in kitabındaki fotoğraflar da sergide yer alıyor. Hubsmidt, Yılmaz Güney'in hapisten kaçmasına yardım eden, sürgündeki günlerine tanıklık etmekle yetinmeyip belgeleyen bir isim.
Sergiye eserleriyle katkı sunan isimler ise şöyle: Ahmet Karabulak, Baran Güven, Berat Işık, Berfin Çetin, Cansel Deveci, Damla Yıldari, Dilan Cudi Saruhan, Ela Saçkın, Emre Samancı, Ergin Kaya, Fevzi Koyuncu, Hasan Ankut, İlknur Çayır, Leyla Kalkan, Murat Gök, Nuşen Özün, Sevgi Sarıyıldız, Sidar Baki, Suat Yakut ve Veli Mert.
Sergi 10 Ocak'a kadar ÇandAmed Kongre Merkezi'nde gezilebilecek.

Muhabir: Vecdi ERBAY