Sedat IRMAK

Abdullah Öcalan ile görüştürülmediği iddiasıyla tutuklu bulunduğu Diyarbakır Cezaevi'nde 8 Kasım'da açlık grevine başlayan, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi Eş Genel Başkanı Leyla Güven, tahliye edildi.

 

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), Suriye'nin Afrin bölgesindeki terör örgütlerine yönelik düzenlediği 'Zeytin Dalı Harekatı' ile ilgili yaptığı açıklama ve paylaşımların ardından başlatılan soruşturma kapsamında 22 Ocak 2018'de gözaltına alınan Leyla Güven, 31 Ocak 2018'de 'terör örgütü kurma veya yönetme' ve 'terör örgütüne üye olma' suçlarından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Diyarbakır E Tipi Cezaevi'ne konulan Güven, 24 Haziran 2018'de yapılan genel seçimde HDP'den Hakkari milletvekili seçildi. Güven, Abdullah Öcalan ile görüştürülmediği iddiasıyla 8 Kasım 2018'de tutuklu bulunduğu E Tipi Cezaevi'nde açlık grevine başladı.

 

Cezaevinde 79 gündür açlık grevinde olan Leyla Güven'in yargılanmasına bugün devam edildi. Diyarbakır 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Güven, sağlık sorunları nedeniyle katılmadı. Mahkeme heyeti, Güven'in mevcut durumunu göz önünde bulundurarak, tahliye kararı verdi.

 

“Açlık grevine devam edecek”

Tahliye işlemleri tamamlanan Güven, cezaevinde ambulansla çıkarılarak evine götürülürken, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, mahkemenin tahliye kararının olumlu olduğunu da belirterek, Güven'i alıp evine götüreceklerini ve açlık grevine devam edeceğini açıkladı.

 

 

 

Buldan: Leyla Güven haklıdır

Diyarbakır Adliyesi önünde açıklamada yapan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Leyla Güven'in 79 gündür açlık grevinde olduğunu belirterek, “Leyla Güven'in sesine ses katmak, onun çığlığını dünyaya duyurmak için buradayız. 'Leyla Güven haklıdır, tecrit kalkmalıdır' demek için onun iradesine sahip çıkıyor ve 'Onun sözü, bizim sözümüzdür' diyoruz. Tecrit bir an önce kalkmalıdır. Öcalan'ın 15 gün önce kardeşi ile görüştürülmesi bir aile görüşüdür, bu önemlidir ama Öcalan ailesi ve avukatları ile düzenli bir şekilde görüştürülmesi gerekiyor. Bu Türkiye Anayasası'nın kendisine verdiği bir haktır ve bu hakkın elinden alınmasına hiç kimsenin hakkı değildir. Bu hakkın sağlanması ve Öcalan'ın hem ailesi ve hem de avukatları ile düzenli bir şekilde görüşmesinin önünün açılması gerekiyor” dedi

Editör: TE Bilişim