Ahmet Sümbül

DİYARBAKIR eyaletine bağlı aşiretlerin ıslah ve iskan projeleri 1870 yıllarından itibaren hayata geçirilir. Birçok aşiret ikna ya da zor kullanılarak iskana zorlanır ve "ıslah" projeleri hayata geçirilir.

Amaç, aşiretlerin bir araya gelerek ortak güç oluşturup Osmanlı'ya isyan etmelerin engellemek ve bunları kontrol altıda bulundurmaktır. Bu iş için ise, Diyarbakır'a gönderilen Kurt İsmail Paşa, daha önceki aynı konulardaki çalışmaları nedeniyle biçilmiş kaftandır.

Kurt İsmail Paşa'nın aşiretleri dize getirmek için 1869 yılından itibaren hayata geçirdiği ıslah ve iskan projesi kapsamında birçok küçük aşiret zor kullanılarak kontrol altına alınmıştı.

Şammar aşiretine yönelik yapılan askeri harekat başarılı olmuş ama aşiret lideri Şeyh Abdülkerim yakalanamamıştı. Bu durumu tehlikeli gören Kurt İsmail Paşa, mutlaka şeyhin yakalanmasını istiyordu. Bunun için de arama faaliyetlerine devam etti. Arama faaliyetlerinin yanı sıra, gazete ve telgraf gibi iletişim kanalları da devreye sokuldu.

O tarihte medya önemli araçtır

Kurt İsmail Paşa'nın Şammar Aşireti'ne karşı elde ettiği 'başarılarla' ilgili olarak Diyarbekir Gazetesi'nde 1869 Haziran ayında şu bilgiler yer almaktaydı:

"Şeyh Abdülkerim, isyan eylediği zaman Vali-i Müşarünileyh hazretleri Ma'muretü'l-Aziz'de idiler. Ma'muretü'l-Aziz'le Diyarbakır arası 28 ve Diyarbakır ile eşkıya-i merkumenin bulunduğu Cizre havalisi 56 saat mesafe olub 80-90 saat mesafesi olan uzak bir mahalde ve durmayıb seyyar bulunan eşkıya-i arabanın tenkili için Vilayet Valisi bizzat tedbire teşebbüsle giderek onlara yetişmesi ve varması mahal olacağını mülahaza ile eşkıya yakalarını ele vermeği hayal bile etmez iken keyfiyetleri şekavetleri Diyarbakır'a ve Diyarbakır'dan Ma'muretü'l-Aziz'e akseder etmez Vali Paşa Hazretleri, Ma'muretü'l-Aziz'den bir gün, bir gecede Diyarbakır'a gelerek derhal tekmil ve ikmal ile Mardin, Nusaybin, Cizre ve ondan çöl tarikiyle aşağı doğru azimetle asakir-i nizâmiye-i şahanenin piyadeleriyle beraberce olmak üzere geceli gündüzlü giderek mahall-i mezkurede eşkıyayı yakalamış ve Şammarlılar'ın böyle şımarmasından dolayı gereken ceza verilmiştir. Buralarda bile işbu mevsimde gündüzün yol gidilmesi ne kadar müşkül iken güneşin şiddetine bakmayarak Cizre ve Musul havalisinde çöl tarikiyle her gün fevkalade bir mesafe ile eşkıyayı yakalayıncaya kadar usanmadan gitmesi müşarünileyh hazretlerinin gayret ve hamiyyet-i zatiyyelerine büyük delildir."

Methiyeler dizilir

Şammar Aşireti'ne karşı yürütülen askeri operasyon ve aşiret üyelerinin çöle sürülerek, birçoğunun açlık ve susuzluktan ölmesi ardından bu harekat ilişkin dönemin Diyarbakır eşrafından Hakkı Efendi methiyeler dizerek gazetede şunları yazar:

"Hazret-i Abdülaziz Han kim vücûdun âleme

Bâis ve iman etmiş hûda-yımüste'an

Bazı ve isyan eylemiş idi Şammarlular bütün

Bir şamarla kahr ve tenkil eyledi, Osmaniyan

Vali İsmail Paşa'nm şu âleb-i himmetin

Doğrusu şayestedir takdir eylerse cihan

İşitince söyledim Hakkì iki tarih-i tam

Her biri olsa sezahatırpesendşâran

Eşkiyayı vurdu İsmail Paşa cenk ile

Harble arabanı bozdu asker-i cenk-i avran

Sâye-i devletle İsmail Paşa-yışecîr

Bir Şamar vurdu ki hep oldu Şammarlutâr-ı mâr

İki çeşme çıktı bedi'ihâhındidim tarihini

Bozdu arabanı cüyûş Padişah nâmdır."

Dicle'de boğulanlar, çöllerde ölenler

Şammar Aşireti'nin son durumu ve ele geçirilen mallarla Kurt İsmail Paşa 9 Ağustos 1871 tarihinde Dersaadet'e çektiği telgrafta, Şammar Aşireti'nden kalan zahire ve çadırların Bağdat Vilâyeti'ne bağlı Tikrit Kasabası'nda satıldığını, hâsılatının yağma edilen mallara karşılık tutulduğunu bildirdi. Yine aynı telgrafında Şammar Aşireti perişan edildikten sonra Dicle'de boğulanların yanında, çöllerde açlık ve susuzluktan ölenlerin sayısının 1.500'ü geçtiğini eşkıya reisi Şeyh Abdülkerim ve kardeşi Abdürrezzak'ın oğullarının vefat ettiğini, geriye kalanlarının ise Sersar, Hazer ve Safra taraflarına çekilerek, burada su bulamadıklarından Habur tarafına çekilmek niyetinde olduklarını, içlerine gönderilen casuslar vasıtasıyla öğrenildiğini bildirdi.

Her hanenin 2 deve ve 5 koyun vermesi istenir

Şammar Aşireti'nin isyanında başlangıçta Şeyh Abdülkerim'e uymuş olan ve 2.000 haneden meydana gelen Es-Sayih Aşireti de, Şammar Aşireti'ne karşı yapılanlardan sonra aşiret reisi Kurt İsmail Paşa'ya haber göndererek devletin yanında yer alacaklarını bildirmişti.

Kurt İsmail Paşa gönderdiği cevabında ise, ellerinde ne kadar yağmalardan almış oldukları mal varsa, teslim etmek şartıyla affedeceklerini bildirdi. Ancak Es-Sayih Aşireti yağmalamış oldukları malları sarf etmiş olduklarından yapılan anlaşma sonucunda bu mallara karşılık her hanenin ikişer deve ve beşer koyun vermeleri kabul edilmiştir.

Teslim olmaları yetmiyordu

Kurt İsmail Paşa, Şammar Aşireti'nin Diyarbakır ve havalisi için tehlike olmaktan çıkarmak için sonuna kadar mücadele etmekte kararlıydı. Nitekim Şammar Aşireti'nin takibini bırakmayarak, 2 Eylül 1871 tarihinde Dersaadet'e telgraf çekerek bilgi vermiştir.

Bu telgrafa göre, Şammar Aşireti dağıtıldıktan sonra Şeyh Abdülkerim birkaç yüz adamıyla Musul'dan aşağıda bulunan Sarsar'a gittikleri haber alınmıştı. Sarsar'a İsmail Hakkı Paşa'nın isteği ile 6. Ordu-yı Hümayun 13. alayının 1. taburu, aşiret üyelerini takibe gönderildi. Askerin geldiğini duyan Şeyh Abdülkerim, 200 kadar adamıyla ilerlemek istedi. Fakat Fırat Nehri'nin geçitleri tutulduğundan geçiti olmayan bir yerinden yüzerek, Şamiye'ye geçmeye çalıştı, fakat kendi kurtulmasına rağmen birçok adamı boğuldu.

Kurt İsmail Paşa Dersaadet'e 7 Eylül 1871 tarihinde gönderdiği diğer telgrafta ise şu bilgileri vermektedir:

"Altıncı Ordu-yı Hümayun mensûbanından Miralay Osman Bey kumandasındaki asâkir-i şâhâne canibinden Elhede'de çevrilen eşkıya dağtıldıktan sonra Sarsarnâm mevziide içtima eden eşkıyanın saire ile birleşmek üzere oraya gittikleri istihbar kılınmasıyla icabı kadar asâkir-i şâhânevesair atlısının Sarsar'a azimetleri Binbaşı Azmi Efendi ve Yakub Bey'le Kurt Osman Ağa’ya işar ve geçende dehalet eden Sâyih Aşireti'nden 500'ü atlı 1.000 kadar olmak üzere ve on günlük yem ve binekleri kendi yanlarında bulunmak üzere buradan tesyar olundu. Şayet eşkıya uzak mahalle sıvıştıkları anlaşılırsa fevkalade masraf ve memhubât-ı muamelenin hemen ru'yetiyle merkez vilâyete avdet-i âcizanemmusammem olup keyfiyet Dâhiliye Nezâret-i Celilesi'ne arz olunduğunu beyan ederim."

Mal varlığı bağışı kabul edilmez

Şeyh Abdüikerim, Şamiye taraflarına geçtikten sonra, Kurt İsmail Paşa askerle etrafını çevirerek sıkışıp kalmasını sağladı. Bu durum karşısında Şeyh Abdülkerim ise, Bağdat Vilayeti'ne mektup yazarak, kendisinin ne kadar mal, hayvan ve eşyası varsa hükümete terk edeceğini belirtti.

Bağdat ise gönderdiği cevapta, kendiliğinden gelmesini aksi takdirde vurularak öldürüleceğini bildirdi. Ancak Şeyh Abdülkerim'in bu anlaşmaya uymaması üzerine harekete geçen Kurt İsmail Paşa, Mirliva Salih Paşa kumandasındaki askeri birkaç koldan Şeyhin üzerine gönderdi. Taraflar arasında vuku bulan çarpışmalar sonucunda Şeyh Abdülkerim yaralı olarak ele geçirilip Bağdat'a getirildi.

Top atışlarıyla duyuruldu

Kurt İsmail Paşa, 17 Eylül 1871 tarihinde Dersaadet'e çektiği telgrafta Abdülkerim'in ele geçirildiğini bildirdi. Şammar Aşireti Reisi'nin bu şekilde ele geçirilmesiyle Diyarbekir eyaleti kendilerince büyük bir sorundan kurtulmuş oldu. Bu haber, Diyarbakır Surları’ndan atılan top atışlarıyla duyuruldu.

"Suret-i latifeleri gazetede dere olunur'

Şammar Aşireti'ne karşı mücadele etmiş olan askerî ve mülkî erkânın isimleri Diyarbekir Gazetesi'nde belirtilerek, muvaffakiyetleri ile ilgili o tarihte şu şekilde verilir:

"Şammarluların kahrı zımnında Devletlü Vali Paşa hazretleri maiyyet-i aliyyelerinde bulunarak hüsn-i hidmetlerimeşhud olan zevatın vuku' bulan arz ve inha üzerine suret-i latifeleri icra buyurulmuş olmağla zevatın isimleri ve suret-i latifeleri gazetede dere olunur." Gazetenin bir başka nüshasında ise şöyle denilmektedir:

"Şammar Aşireti'nin kahr ve tenkili zımnında Devletlü Vali Paşa hazretleri refakatiyle bahadırlıkları ve hidmetlerimüşahade olunan ümera ve zabıtân-ı askeriye ve me'murin-i mülkiyenin icra-yı taltifleri lazım geleceğine dair vuku' bulan arz ve inha üzerine me'murin-i mülkiye hakkında icra buyurulan taltifat 129 numrolu gazetede derc olunmuştu. Ümera ve zabitan-ı mumaileyh hakkında icra buyurulan taltifat-ı seniyyeye dair suret-i vürud eden tahrirat-ı aliyye-i hazret-i askeriyyemelfûf pusulanın sureti gazetede dere olunur."

Kurt İsmail Paşa, Diyarbakır'daki aşiretlerin en büyüğü olan Şammar Aşireti’nin kontrol altına alınmasıyla vilayette yeniden huzur ve sükûnu sağlamıştı. Şammar aşiretine yapılanlar, diğer küçük aşiretlere de örnek teşkil ettiğinden onları da itaat altına almak mümkün oluyordu. Şammar Aşireti'nin itaat altına alınmasıyla diğer aşiretler üzerinde de nüfuz sağlanmış, onların ıslahı ve uygun yerlere iskân edilmeleri mümkün olmuştur.

Aşiret bitirilince basın devreye girer

Kurt İsmail Paşa, Şammar Aşireti’nin derdest edilmesinden sonra Diyarbekir Gazetesi'ne şunları yazar: 

"Vali-i müşarun-ileyh hazretleri bu vilayete teşrif buyurduğunda terakki-i me'muriyet ve ıslahı hakkında vücuda getirdiği hidmetler ve gösterdiği besaletler önce ve sonra çıkan gazetelerle arz olunmuş olup hususiyle geçen sene ŞammarAşairinin çöl havalisini cayır cayır yakmakta oldukları halde müşarun-ileyhMidhat Paşa hazretlerinin teşkil buyurdukları tedbir ve ıslahata Vali Paşa hazretleri azimetle muvasalat ve ikisi ittifakla naire-i mezkureyi söndürüp vilâyat-ı ma'lume arasındaki çöl havalisini öyle bir gaile-i daimedenistihlasa himmetle hem vali-i ni'metbî-minnetleri olan zat-ı âli-i hilâfetpenâhi efendimizin istihsal rıza-i âliyelerine ve hem de teb'a ve ahalinin iade-i asayişte muvaffak olmuşlar idi.

Dest-i isyan insafa girer bir gün çıkar

Bu meseldir ki sen insaniyet et ummana at

Medlûl-ı hükümet-i şemaveli üzerine hidemat-ı celile-i mezkure zaten mukabil-i âli-i hazret-i tâcidârı buyurulmuş ve sedâ-i vücudider derecede tehlike içinde ve yetmiş derece harareti olan çöllerde ve mesmûm havalar derununda yürüyerek saltanat-ı seniyyenin şan ve satvet-i celilesini Bedevilere göstermeye vasıta-i müessire olan zatın hidemât-ı celilesimefkûd olamayacağına hisâl-i merâhim iştigal, Hazret-i mülûkanemüteahhit ve mütekeffil bulunmuş olup hidmetindeh her zaman istifade olunan zevat-ı sıddık-ı sefatın hiç bir vakit nazar-ı aliyyeden düşmeyecekleri ve düşürmeye çabalayanların - "el-cezâ'ümin cinsi'l-'amel78- sırrına mazhar olacakları bedihidir."

Kurt İsmail Paşa'nın Diyarbakır dönemi

Kurt İsmail Paşa 1868-1875 yıllan arasında yapmış olduğu Diyarbakır Valiliği döneminde birçok ilklere imza attı. Göçebe aşiretleri zor kullanarak ıslah ve iskan çalışmalarını başlatan Kurt İsmail Paşa, daha önce aşiretleri ıslah çalışmasına 1845 yılında Çıldır ve Ardahan taraflarında başlamış, 1846 yılından 1852'ye kadar Van, Hakkâri, Dersim, Muş ve Siirt sancaklarında ıslah çalışmalarında bulunmuştu.

Tecrübeleri Diyarbakır Eyaleti'ne götürür

Kurt İsmail Paşa'nın bu ıslah çalışmaları, kendisine Diyarbakır Valiliği'nin yolunu açmıştır. Diyarbakır, önemli ve büyük bir şehir olup özellikle güneyden gelen Arap aşiretlerinin tazyiklerine maruz kalıyordu. Bu aşiretlerin varlığı merkez tarafından tespit edilerek, mücadele etmek için daha önceki görevlerinden engin tecrübeleri olan Kurt İsmail Paşa, Ahmed Cevdet Paşa'nın da olumlu fikri alınarak Diyarbakır Valiliği'ne getirilmişti.

Kurt İsmail Paşa 1870-1873 yılları arasında devam eden mücadelede  gerektiği yerde askeri tedbirleri uygulamaktan çekinmemiş, sonuçta Şammar Aşireti'nin isyanını zor kullanarak ve aşiretleri yaylalara çıkmamaya zorlayarak bastırdı.

Savaşlar araya girince aşiretleri ıslah ve iskan projesi durur

1893 Rus savaşı, ardından Meşrutiyetin ilanı, Balkan savaşları, 1. Dünya Savaşı araya girdiği için aşiretlerin ıslah ve iskan projesi tümden aksar. Osmanlı İmparatorluğu, aşiretlerin ıslahı ve iskanı için kullanılan askeri birlikleri Kırım, Balkanlar, Kuzey Afrika, Hicaz, Suriye, Kafkas cephelerine yollayınca buralarda aşiretleri kontrol altına almak güçleşir ve bu proje de Osmanlı İmparatorluğunun sonuna doğru tümden ortadan kalkar.

Cumhuriyet aynı projeyi hayata geçirir

Cumhuriyetin ilanından sonra, Tek Parti döneminde yüzyıllardır kendi hallerinde yaşayan ve kimseye biat etmeyen aşiretler yine gündeme getirilir. Amaç yine aynıdır. Aşiretleri kontrol altına almak, birleşmelerini engellemek ve isyan çıkarmaların önlemek.

Çeşitli bahanelerle aşiretlerin ıslahı ve iskanı bu kez başka adlar altında hayata geçirilmeye başlanır. (Sürecek)

Editör: TE Bilişim