Seçimlerin ardından muhalefetteki yenilgi ile ilgili olarak "değişim" çağrılarının yapıldığı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tele1’de "Gündem Özel" programında konuştu.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası başlayan değişim çağrıları için "Değişime en açık parti CHP’dir. Şimdi için değil tarih boyunca böyleydi. Bütün değişimin önünü açacağız ve dönüşümün de önünü açacağız" dedi.
Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili de "Ben asla ve asla halkın oylarıyla alınmış bir belediyeyi AKP’ye teslim etmem. Yani Ekrem İmamoğlu görevine devam edecektir" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Bu kadar kirli bir seçim kampanyası bizim Cumhuriyet tarihinde olmamıştır. Yani yalan, sahtekarlık üzerine bir kampanya hiç olmadı. Sahtekarlık yapan, montaj videolarına sığınan cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturamaz. Ben bunları söyledim. Öncelikle Saray’ın ahlaki meşruiyeti sorgulanması gerekir dedim. Medya bunu tartışmadı. Niye tartışılmıyor? Bunun ahlaki zeminde tartışılması gerekmiyor mu? Yasal olarak YSK kararıyla kazanmış olabilirler mi? Ama bu kazanmanın arkasında ahlak, adalet yoktur. Devletin valisi, jandarmasını, komutanını yanına alacaksınız; köy köy Erdoğan’ın bildirisini dağıtır mı ya? Hangi gerekçeyle bu tartışılmıyor mu? Eğer gazeteciler, toplum bunu tartışmıyorsa ahlaksızlığa prim verilmiş olur. Verilen de odur.
"Değişime en açık parti CHP’dir"
Değişime en açık parti CHP’dir. Şimdi için değil tarih boyunca böyleydi. Bütün değişimin önünü açacağız ve dönüşümün de önünü açacağız. Cumhuriyet Halk Partisi elbet değişecek. Tek kişiyle olmaz. Hukuki zeminde olur. Kurultay olur, adaylar çıkar. Kim eleştiriyorsa kimsenin sözünü kesmem çünkü eleştirinin bu parti için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Ancak bu parti disiplini çerçevesinde olur. Biz sosyal demokrat partisiyiz, biz ötekileştirilenin partisiyiz, biz halkta hiçbir ayrım yapmayan bir partiyiz. Biz vatansever bir partiyiz.
Parti nereye kaydı? Ben işçileri, taşeronları savunmadım mı? Onların hakkını başka kim savundu? Parti hiçbir yere kaymadı. Can Atalay’ın, düşünce suçlusu diye tanımlanan tutsakların, tutuklu avukatların partisiyiz. Onların da hakkını da savunanların partisiyiz. Biz Sinan Ateş’in de, eşi ve çocukları öldürülen Emine Şenyaşar’ı da savunan bir partiyiz. Herkes kendi penceresinden ‘yok sağa kaydı’, ‘yok şuraya kaydı…’ Bunlar günlük kaygılar… İnanca, yaşam tarzına ve etnik kökenine müdahale varsa onu savunmak benim görevim.
"Ekrem İmamoğlu görevine devam edecek"
Herkes cumhurbaşkanı adayı olabilir. İmamoğlu da aday olabilir. Şirketler ayrıdır. Partiler ayrıdır. Ekrem Bey elbet de aday olabilir, başarılı bir isimdir. Son seçimler biz 22 ilçeyi aldı. O ilçeler ve İBB Meclisi alınır. Ama ben asla ve asla halkın oylarıyla alınmış bir belediyeyi AKP’ye teslim etmem! Yani Ekrem İmamoğlu görevine devam edecektir.
“Zafer Partisi ile mutabakat çarpıtıldı”
(Zafer Partisi ile mutabakat) Bütün partilerin ortak mutabakat metni var. ‘Kayyum meselesinde yargı kararı olmadan kimse görevden alınamaz’ deniyordu. Orada bir çarpıtma yapıldı. Yargı tamamen bitmiş bir durumda. Olay bir parti olayı değildir. Olay bir Türkiye olayıdır.” (rûdaw)