Diyarbakır'da asırlık kerpiç evleri zamana meydan okuyor
Diyarbakır'da asırlık kerpiç evleri zamana meydan okuyor
İçeriği Görüntüle

ÖZEL HABER - Fuat BULUT / Ceren AKYIL

HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Zeynul Abidin Gülsever, kentin sağlık, ulaşım ve uyuşturucu gibi kronikleşen sorunlarını ve çözüm sürecindeki diyalog ihtiyacını gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e anlattı. Gülsever, Şehir Hastanesi’nin yılan hikâyesine döndüğünü, trafik ve uyuşturucu sorunlarının kentte alarm verdiğini ve çözüm için yetkililerin derhal adım atması gerektiğini vurguladı.

Hüda Par-3

“GÖREVE BAŞLADIĞIMDA 21 MADDELİK DOSYA SUNDUM”

Geçmişten bugüne Diyarbakır’ı tanıdığını ve gönülden bağlı olduğunu ifade eden Gülsever, yaşanan sorunların herkes için ortak olduğunu belirterek, “Özellikle trafik sorunu artık kentin en büyük problemlerinden biri hâline gelmiş durumda. Diyarbakır bu konuda adeta kilitlenmiş bir şehir. Bu nedenle birçok kez açıklamalarda bulunduk. Sadece trafik değil, kente dair tüm sorunları tek tek tespit ettik. Genel olarak 21 başlık altında topladığımız sorunların tamamının dosyasını hazırladım ve göreve yeni başladığım dönemde Valimiz Murat Zorluoğlu’na sundum. Kendisiyle daha önce de tanışıklığımız vardı. Ben partimizin Van Bölge Koordinatörüydüm, ardından Karadeniz Bölge Koordinatörlüğü yaptığım dönemde de kendisi Trabzon’daydı. Diyarbakır’a geldiğinde, şehirle ilgili süreci yakından takip ettiğimi ve daha önce de benzer bölgelerde görev yaptığımızı ifade ettim. Vali Bey, yeni gelmiş olmasına rağmen Diyarbakır’ın sorunlarına hızlıca hâkim olmuş. Belediyecilik geçmişinden dolayı birçok konuyu derinlikli biliyordu. Dosyayı teslim ettiğimde “Sözlü olarak birçok kişi bir şeyler söylüyor ama siz hem tespit etmiş hem de çözüm önerileriyle birlikte dosyalamışsınız.” diyerek memnuniyetini ifade etti. Hazırladığımız çalışmanın ana başlıklarından biri trafikti ve listenin ilk sırasına bunu aldık” dedi.

Hüda Par2

“ŞEHİR HASTANESİ YILAN HİKAYESİNE DÖNDÜ”

Gülsever, Valiliğe sunduğu diğer bir sorunun inşaatı henüz tamamlanamayan Şehir Hastanesi olduğunu ifade ederek, “Adeta yılan hikâyesine döndü. Vali Bey, hastanenin 2026 yılında tamamlanacağını söyledi. Aslında Şehir Hastanesi ihalesi Elazığ ile birlikte verilmişti ve aynı dönemde inşaata başlanmıştı. Ancak Elazığ hem hastaneyi bitirdi hem de tadilata aldı. Diyarbakır’da ise süreç ilerlemedi. Bugün kentte ciddi bir hastane yatak kapasitesi sorunu var. Tıp Fakültesi’nin sadece 600 yataklı bir bölümü bulunuyor. Bu konuda da bütün belgeleri ilgili kurumlara sunduk” diye konuştu.

“UYUŞTURUCU KULLANIMININ ARTMASINI SAHADA DAHA NET GÖRÜYORUZ”

Son zamanlarda artan uyuşturucu kullanımını da dikkat çeken Gülsever, şöyle devam etti:

“Bir diğer önemli mesele ise artan uyuşturucu sorunu. Maalesef herkes son dönemlerde Diyarbakır’daki bu tabloyu dile getiriyor. Hem vatandaşlar sosyal medyada videolar paylaşarak tepki gösteriyor hem de biz bu konuyu Meclis’te gündeme getirdik. Diyarbakır’da özellikle Sur ve Bağlar’ın ara sokaklarında uyuşturucu kullanımı ve satışı kangrene dönmüş durumda. Neredeyse her gün çatışmalar, kavgalar yaşanıyor; sokak ortasında ölümler meydana geliyor. Aileler perişan hâlde. Muhtarları ziyaret ettiğimizde onların da ortak şikâyetinin bu olduğunu görüyoruz. Sorunun boyutu sahada çok daha net hissediliyor.”

Hüda Par3

“DİYARBAKIR TURİZMİ İYİ TANITILIRSA SANAYİYE İHTİYAÇ OLMAZ”

Gülsever, Diyarbakır’ın en büyük sorunlarından birinin de turizmin yeterince tanıtılmaması olduğunu vurgulayarak, “Bu konuyu Vali Bey’le konuştuğumuzda, kendisi özellikle üç başlık üzerinde durdu: sanayi, tarım ve turizm. Ben de kendisine şunu ifade ettim: Diyarbakır başka bir ülkenin şehri olsaydı, onlar için en büyük sermaye olurdu. Çünkü Diyarbakır, adeta elmastan daha kıymetli, kadim bir şehirdir. İnanç turizmi açısından da çok güçlü bir potansiyele sahip. Hem Hristiyanlık hem İslam açısından önemli mekânları barındırıyor. Peki biz bunu neden tüm dünyaya yeterince tanıtamıyoruz? Çünkü ortada ciddi bir tanıtım eksikliği var. Bana göre tanıtım doğru şekilde yapılmıyor. Bu konuda Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin bir araya gelmesi gerekiyor. Parti ayrımı yapılmadan ortak bir turizm stratejisi oluşturulmalı. Diyarbakır bu potansiyeli doğru anlatabilirse sanayiye bile ihtiyaç duymaz. Ancak turizm alanında yanlış uygulamalar var. Tur şirketleri Diyarbakır’a gelmesine rağmen konaklamasız rotalar oluşturuyor. Bana göre bu bilinçli bir tercihtir. Rotalarda Diyarbakır sadece “uğranıp geçilen” bir durak olarak görünüyor. Oysa Diyarbakır’a gelen bir turistin, ilçeleri de gezebilmesi için en az 10 gün kalması gerekir. Sahada esnafla konuştuğumuzda, yemek ve konaklama sağlanmadığı için turistlerden yeterince fayda sağlayamadıklarını söylüyorlar. Eğer tanıtım doğru yapılırsa, hem otellerdeki doluluk oranı artar hem de iş insanları bu alanda yatırım yapmaya başlar” ifadelerini kullandı.

“DİYARBAKIR SAHİPSİZ BIRAKILDI”

Diyarbakır’da yalnızca yerel sorunlar değil, hükümet ve bürokrasi kaynaklı engellerin de olduğunu aktaran Gülsever, “Açık konuşmak gerekirse, Diyarbakır sahipsiz bırakılmış bir şehir görüntüsü veriyor. Mesela Urfa’ya otoban yapıldı; ancak Diyarbakır için 2030’a kadar konuşulmayacak deniliyor. Hızlı tren hattı Sivas’a kadar geldi. Sivas ile Malatya arasında proje yürütülüyor ama Malatya’dan sonrasının Diyarbakır’a uzatılması gündemde bile değil. Peki hızlı tren buraya neden gelmiyor? Bu şehrin insanı bunu hak etmiyor mu? Aynı durum tramvay projesinde de yaşandı. Bir önceki vali döneminde tramvay ihalesi gelmişti; fakat gerek yok denilerek proje rafa kaldırıldı. Diyarbakır halkı tramvayı hak etmiyor mu? Bana kalırsa, bırakın kısa hat yapmayı, tramvayı Elazığ’daki göle kadar götürseler yine de yeridir” dedi.

“KAPILARI ÇALIYORUZ, BİZE KAPILAR AÇILMIYOR”

Yeni çözüm sürecinde partiler arası diyalog sürecine de değinen Gülsever, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Taban düzeyinde partiler arası görüşmelerde bizim açımızdan bir sorun yok. Hatta bize sık sık ‘Neden konuşmuyorsunuz?’ diye soruyorlar. Ama biz kapıları çalıyoruz, bize kapı açılmıyor. Genel Başkanımız, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ile uçakta karşılaşmış; fotoğraf çektirip paylaşmak istemiş fakat Tuncer Bey buna yanaşmamış. Çünkü üzerlerinde diyalog kurulmayacak yönünde bir baskı olduğunu görüyoruz. Biz Genel Merkez olarak üç kez randevu talep ettik, ancak tarafımıza geri dönüş yapılmadı. Oysa biz AK Partililerle rahatlıkla konuşabiliyor, fikirlerimizi açık bir şekilde iletebiliyorsak aynı iletişimi DEM Parti ile de kurabilmeliyiz. Bizim açımızdan hiçbir sorun yok. Kapımız herkese açık.”

“DEMİRTAŞ DIŞARIDA OLSAYDI DİYALOG KAPIMIZ DAHA KOLAY OLURDU”

Gülsever, son olarak geçmişte yaşanan çatışmalı süreçten bugüne yaşanan sorunların diyalog zemini ile çözülmesi gerektiğinin altını çizerek, “40 yıllık bir savaşın, çatışmanın ve akan kanın konuşulduğu bir coğrafyada, yakın dönemde yaşanan gerilimlerin ve karşılıklı tavırların da artık çözülmesi gerekiyor. Önce evin içini konuşmamız, yani DEM Parti ile meseleleri açık bir zeminde ele almamız şart. Selahattin Demirtaş dışarıda olsaydı, bu diyalog kapısının çok daha kolay açılabileceğini düşünüyorum. Sonuçta kavgalar sulhla kapanır. Eğer konu toplumsal, kitlesel ve genel bir barış meselesiyse hepimiz elimizi taşın altına koyarız. Bu şehir ve bu bölge için diyalogun önce kurulması lazım. Fakat bu diyalog kapısını açması gereken taraf da onlar. Biz kapıyı çalıyoruz açsalar konuşacağız. Geçmişte perde arkasında görüşmeler yapıldığı biliniyor, siyasiler açısından bu normaldir. Ama artık perde önünde de herkesin görebileceği bir iletişim olmalı. Halk görsün, bilsin. Biz konuştuğumuzda, yan yana oturduğumuzda bundan kimse rahatsız olmaz. Herkes kendi kulvarında kendi fikirlerini açıkça söyleyebilir. Yeter ki bu diyalog zemini oluşsun” diye konuştu.

Muhabir: Fuat BULUT / Ceren AKYIL