ÖZEL HABER-Mehmet TÜRK
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, You Tube kanalında yayınlanan bir televizyon programının konuğu oldu. Yapıcıoğlu, gündemdeki birçok konuya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Yapıcıoğlu, işgal rejimi israilin İran'a yönelik saldırılarıyla ilgili, “Bu savaş israil-İran savaşı değil israilin insanlıkla savaşıdır" şeklinde konuştu.
“ZAMANI GELDİĞİNDE TÜRKİYE'Yİ DE DAHİL EDECEKLER"
Siyonizmin dünyanın en tehlikeli ırkçılık pratiği olduğunu vurgulayan Yapıcıoğlu, işgal rejimin İran'a saldırılarına ilişkin, “Hedef hem İran'dır, hem Türkiye'dir, hem Irak'tır, hem Ürdün'dür. Bugün belki Ürdün, İran'dan atılan füzeleri kendi toprakları üzerinde düşürmek için siyonist terör rejimine yardım ediyor ama aslında Ürdün de hedeftedir. Çünkü onlar bir şeye inanıyor; onların bir inancı vardır. Arz-ı Mev'ud dedikleri bir alan vardır ki bunun içerisinde Kürdistan bölgesinin bütün toprakları da giriyor; İran'ın bir kısmı, Türkiye'nin önemli bir kısmı, Suriye'nin tamamı, Ürdün ve Irak'ın da neredeyse tamamı bu Arz-ı Mev'ud dedikleri toprakların içerisinde… O toprakların kendilerine Allah tarafından vadedildiğine inanıyorlar. “O topraklarda biz hâkimiyet kuracağızö diyorlar. Bunu da gizlemiyorlar, çok açık söylüyorlar. Dolayısıyla bu bir zaman meselesidir, olup olmayacağı meselesi değil. Biz o gün de söyledik: İran'a saldırı bir zaman meselesidir. Zamanın geldiğine inandıkları anda saldıracaklar. Bunun için herhangi bir bahaneye de ihtiyaçları yok; saldırmayı düşündükleri anda saldıracaklar. Türkiye'yi de savaşın içerisine dâhil etmeyi düşündükleri zamanı geldiğinde bir şekilde Türkiye'yi de dâhiledecekler" ifadelerini kullandı.
“YAHUDİ'NİN ANLADIĞI TEK DİL GÜÇTÜR"
Türkiye'nin bu hususta tedbirlerini artırması gerektiğini ifade eden Yapıcıoğlu, “Yahudi'nin anladığı tek dil güçtür. Eğer size saldırdığında onun da canının ciddi bir şekilde yanacağını anlarsa, size saldırmaktan vazgeçer. Başka türlü onu durduracak herhangi bir ahlak kuralı, herhangi bir hukuk kuralı, herhangi bir uluslararası teamül falan yoktur. Kimse kendini aldatmasın. Ama sizin elinizde yeterince güç varsa, size saldırdığında onun canının yanacağını bilirse, size saldırmaz; belki de dost geçinmeye çalışır" diye konuştu.
“PKK'NİN ELİNDEKİ SİLAHI BEN BIRAKTIRAMAM"
“Terörsüz Türkiye" Sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, silah ve şiddetin bir hak arama yöntemi olmadığını söyledi. Kürt meselesi ile şiddet sorunun bir biriyle karıştırılmaması gerektiğine dikkat çeken Yapıcıoğlu, Kürt meselesinin çok boyutlu olduğunu ve bunun göz ardı edilmesi durumunda sürecin tıkanabileceği uyarısında bulundu. Bu konuda hükümete de uyarılarda bulunduklarını belirten Yapıcıoğlu, “Ben PKK'li değilim, benim elimde silah da yok. Ama eğer benim talep ettiğim bir hakkı bana tanımak için, benim irademin dışında bir şey istiyorsanız benden, mesela PKK'nin silah bırakması şartına bağlıyorsanız buna hakkınız yok. PKK'nin elindeki silahı ben ona bıraktıramam; ne ben ona söz geçirebilirim, ne de zorla alabilirim. Öyleyse niçin PKK'li olmayan, hatta PKK'nin kendisine zarar verdiğini düşünen, ciddi bir şekilde PKK'den mağdur olmuş olan, çok geniş halk kitleleri var? Bunların meşru ve makbul talepleri var. Bunları niye PKK'nin silah bırakma şartına bağlıyorsunuz?" diye konuştu.
“BİR TÜRK'ÜN NE HAKKI VARSA, KÜRT AYNI HAKKI İSTİYOR"
Konuşmasında; "Kardeşliğin edebiyatını yapmakla yetinmeyelim" diyen Yapıcıoğlu, "Kardeşliğin hukukunun tahakkuk etmesi lazım, yerine gelmesi lazım. Bu hukuk nedir? O hukuk: Senin neyin varsa, kardeşinin de olsun. Bir Türk'ün ne hakkı varsa, Kürt aynı hakkı istiyor; ne eksik ne fazla. Madem bu devleti beraber kurdu dedelerimiz, madem yüz sene önce Kurtuluş Savaşı'nda birlikte cephede savaştılar, yan yana şehit düştüler, madem birlikte bu vatanın müşterek sahipleridirler. Türkler buraya geldiğinde Kürtler zaten buradaydı" ifadelerini kullandı.
"DEM PARTİ CUMHUR İTTİFAKINA KATILMA İHTİMALİ"
Yapıcıoğlu, bir soru üzerine DEM Parti'nin Cumhur İttifakı'na katılma ihtimaline dair, “Biz, bütün siyasi partiler arasında diyalog olması gerektiğini söylüyoruz. Elbette farklılıklarımız olabilir; bizim AK Parti ile de farklı düşündüğümüz pek çok nokta var; MHP ile bizim farklı olduğumuz pek çok nokta var. Ama nihayetinde aynı birlik içerisinde, Cumhur İttifakı çatısı altında birlikte seçimlere girdik" yanıtını verdi.
“MHP Mİ DEM PARTİ'YE YAKLAŞTI, DEM PARTİ Mİ MHP'LİLEŞTİ?"
Yapıcıoğlu konuşmasının devamında, Malazgirt'te Devlet Bahçeli ile fotoğrafını hatırlatarak, “Malazgirt'te Sayın Bahçeli ile yan yana olmamızı şiddetle eleştiren DEM Parti, bayramlaşma ziyaretlerinde MHP ile bayramlaştılar. Ne oldu? MHP mi DEM Parti'ye yaklaştı ideolojik olarak, yoksa DEM Parti mi MHP'lileşti? Hangisi? Bence hiçbirisi de değil" şeklinde yanıtladı.
"ROJAVA VE GAZZE'NİN KIYAS EDİLMESİ YANLIŞ"
Rojava'daki çatışmalara ilişkin birçok açıklama yaptıklarını belirten Yapıcıoğlu, Rojava'daki durum ile Gazze'deki soykırımın kıyas edilmesinin yanlış olduğunu savundu. Rojava konusunda partilerini eleştiren kesimlerin eleştirilerinin yersiz olduğuna vurgu yapan Yapıcıoğlu, “Rojava'daki zulümden, oradaki katliamdan kaçıp buraya gelen insanlar aç kalmasın diye Rojavalıya kurban eti götüren Yasin Börü ve arkadaşlarını dünyanın görüp görebileceği en vahşi şekilde katledenler, bize diyorlar ki: 'Siz Rojava için ne yaptınız?' Siz ne yaptınız konuşmaktan başka? Siz sadece konuştunuz! Biz onların elinden tuttuk. Biz yapılan işlerin, katliamların, zulüm olduğunu söyledik de... Ama biz sadece konuşmakla kalmadık. Biz fiilen de oradaki kardeşlerimizin elinden tutmaya çalıştık" değerlendirmesinde bulundu.