Baluken, "Farklı fikir ve parti mensubiyetlerinin temel değerler ve insani ilişkiler hususunda göstermiş oldukları hassasiyet, ortak bir yaşam ile demokratik bir gelecek açısından oldukça umut verici bir durum oluşturmaktadır" dedi.

Baluken, "Gösterilen ilgi, siyasi çalışmalarımızın temelini oluşturan ve ömrümüzü vakfetmekten yüksünmediğimiz görev ve sorumluluklarımızı arttırmıştır. Bu dönemde küçük bir sevincin dahi farklı kesimlerde yarattığı bu ortak duyguya bakarak barışa dair güçlü bir toplumsal umut ve iradeye tanık olduk" dedi.

'KARAMSAR VE ÇÖZÜMSÜZ SÖZLERİN YERİNE...'

"Çoğu kez kuru bir gürültünün ötesine geçemeyen karamsar ve çözümsüz sözlerin yerine, az sözle çok şey söyleyerek çözüme katkı sunan yeni bir barış dili ve söylemine ihtiyaç vardır" diyen Baluken, "Bu süreci barış, demokrasi ve özgürlükleri esas alan bir yaşama dönüştürmek başta siyaset kurumu olmak üzere tüm yurttaşların ve toplumsal kesimlerin öncelikli görevidir. Siyaseti iktidar amaçlı başa taç geçirme hırsları yerine, barış hedefli sırtta yük taşıma erdemi üzerine oturtmaya çalışmalıyız" ifadelerini kullandı.

Bundan sonra "karınca misali yangına su taşıma gayreti içerisinde olacağını" belirten Baluken, "Kürt meselesi başta olmak üzere Türkiye’nin tarihsel ve siyasal boyutları olan tüm sorunlarının demokrasi ve özgürlükler eksenindeki köklü bir dönüşüm ve yenilenme süreciyle çözülmesi ortak geleceğimiz için kaçınılmaz gerekliliktir" diyerek mesajına şu sözlerle son verdi: "Büyük yıkımlar ve karanlık dönemlerden arta kalan tek şey enkaz değil, umut olmalıdır. Bu umudu büyütmek ve yeni yaşamı inşa etmek için hiçbir bedelin boşa ödenmediği bilinciyle bir kez daha geçmiş olsun dileklerinde bulunan herkese teker teker özel selamlarımı ve şükran duygularımı iletiyorum." (HABER MERKEZİ)