HABER - İbrahim İnanç Yıldız

İHD Diyarbakır Şubesi, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” dolayısıyla "Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 1 Kasım 2022 ve 1 Kasım 2023 Tarihleri Arası Kadına Yönelik Şiddet Raporu”nu açıkladı. Raporun bilançosunu İHD Kadın Komisyonu’ndan Avukat Esra Saçaklıdır açıklarken, değerlendirmesini ise Avukat Jiyan Ormanlı yaptı.

İHD Başkan Yardımcısı Suzan Mehmetoğlu ise bilanço öncesi yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı: “Kadına karşı şiddet çok boyutludur. Bu şiddet fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddet halinde devam etmektedir. Ve tüm kadınlar ne yazık ki bu şiddetten farklı boyutlarda da olsa etkilenmeye devam etmektedir. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddette Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle kadına yönelik şiddetin son bulduğu Hak ve Özgürlüklerden yararlanma noktasında cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir dünya temenni ediyoruz” dedi.

ihh_Açıklama_1

AİLE İÇİ VE TOPLUMSAL ALANDA KATLEDİLDİLER

Bilançoyu açıklayan Saçaklıdır, “Bölgede en az 34 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmiştir. En az 7 kadın intihara sürüklenerek yaşamına son vermiştir. Bölgede aile içi şiddet sonucu en az 37 kadın yaşamını yitirirken, en az 7 kadın yaralanmış, en az 1 kadın ise cinsel saldırıya uğramıştır. Bölgede toplumsal alanda şiddet sonucu en az 8 kadın yaşamını yitirirken, en az 6 kadın yaralanmış, 3 kadın ise yaralanmıştır. Doğu ve Güneydoğu’da en az 7 kadın intihar, en az 45 kadın ise aile içi ve toplumsal alanda gerçekleşen erkek şiddeti sonucu katledilmiştir. 34 kadın ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmiştir.

Bölgede en çok Diyarbakır, Antep ve Urfa’da kadın cinayetleri gerçekleşirken, kadınlar mekânsal olarak en çok ev içinde katledildi. Şüpheli kadın ölümleri en çok Hakkâri, Van ve Urfa’da gerçekleşmiştir” dedi.

‘SEBEP CEZASIZLIK’

Rapora dair değerlendirme yapan Av. Jiyan Ormanlı, kadına yönelik şiddetinin artmasındaki ana sebeplerinin iktidardaki hükümetin kadına bakış açısı, kadına yönelik şiddeti meşru görmesi, adli mekanizmaların etkin bir şekilde işletilmemesi, kadına yönelik şiddet dosyalarında sanığı cezalandırmaya değil tam aksine aklamaya yönelik kararlar çıkması olduğunu ifade etti.

Türkiye’nin Cumhurbaşkanı kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesi’nden çıktığı 20 Mart 2021 tarihinden bu yana kadına yönelik erkek şiddeti artarak devam ettiğini söyleyen Ormanlı, “Devlet, kadına yönelik şiddet ile mücadele etme yükümlülüğü altındadır. Devletin kadın cinayetleri konusundaki tutumu cezasızlık politikası olmaktadır. Kadına yönelik şiddetle etkin bir şekilde mücadele etmeyen devletin bu politikaları neticesinde failler cezalandırılmayacakları düşüncesine girip kadına yönelik şiddet pratikleri geliştirmektedirler. Yasaların işletilmemesi ve hukuki mekanizmaların caydırıcı ve önleyici bir şekilde çalışmamasından dolayı toplum kadına yönelik şiddet biçimlerini uygulama konusunda cesaret kazanmaktadır” dedi.

ŞİDDETİN AZALMASI İÇİN YAPILMASI GEREKENLER SIRALANDI

Türkiye'de mevcut olan ekonomik istikrarsızlık sebebiyle de kadınlara yönelik şiddet pratikleri geliştirdiğini dile getiren Ormanlı, kadına yönelik şiddetin azaltılması için şunları dile getirdi:

- Devletin cezasızlık politikasından vazgeçip etkin bir yargılama sürecini sağlaması,

-Kadınlara ve diğer dezavantajlı gruplara yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla yasal değişiklikler ve yeni düzenlemelerin yapılması 

-Kadına yönelik şiddetin ana sebeplerinden olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılması

-Devletin anayasa ve uluslararası sözleşmelere uygun bir şekilde görevlerini yerine getirmesi

-Toplumda cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi için kamu kurumlarında çalışanlara konu hakkında farkındalık kazandıracak eğitim ve seminerler düzenlemesi

 -Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için MEB müfredatına kadına yönelik şiddete karşı öğrencilere farkındalık yaratacak derslerin eklenmesi gerekmektedir.”

Editör: Ali Çekdar KORKMA