Emek ve Demokrasi İttifakı bileşenleri, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'nin (Yeşil Sol Parti) bölgedeki Kürt partilerle kurduğu Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı ile 14 Mayıs seçimlerine dair deklarasyon açıkladı.

Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde bulunan Ayaz Elegance Düğün Salonu’nda yapılan deklarasyon toplantısına, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır, Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Azadi Partisi Genel Başkanı Ayetullah Aşiti, Devrimci Demokrat Kürt Derneği’nden Abdulhey Okumuş, İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkanı Mehmet Kamaç, Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Genel Başkanı Sinan Çiftyürek ile Kürdistan Sosyalist Partisi Genel Başkanı (PSK) Bayram Bozyel ile yüzlerce yurttaş katıldı.

WhatsApp Image 2023-04-03 at 12.31.07 (1)

Deklarasyonda ortak mücadele vurgusu

Deklarasyonun Türkçesini DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Kürtçesini ise PSK Genel Başkanı Bayram Bozyel okudu. “Ortak mücadele” vurgusu yapılan deklarasyonda şu ifadeler yer aldı:

 “14 Mayıs 2023 seçimlerine, Pazarcık-Elbistan depreminin büyük acısı, yası ve öfkesi altında gidiyoruz. Maraş merkezli depremde resmi rakamlara göre 50 binden fazla insanımız yaşamını yitirmiş, yüz binlerce insan ağır bir biçimde yaralanmıştır. Büyük acı ve matem koşullarında Türkiye kritik bir seçime gitmektedir. Kürt halkı ve Kürdistan büyük fırsatlar ve risklerle dolu tarihi bir eşikte bulunmaktadır.

Türkiye, Kürt karşıtı siyasetin yol açtığı söz konusu çok boyutlu kriz koşullarında parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimine gitmektedir. 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak seçimler, hem Türkiye’de demokrasinin yeniden inşa edilmesi hem de Kürt meselesinin çözüm yoluna girmesi bakımından tarihi bir fırsat oluşturmaktadır. Öte yandan Türkiye’de mevcut ittifakların Kürt meselesinin çözümü ile Türkiye’nin temel sorunlarına ilişkin kalıcı bir çözüm önerisi bulunmamaktadır. Cumhur ve Millet İttifakı, Lozan’ın 100. yılında devletin 'Ulusal Güvenlik Konseptini' esas alarak strateji belirlediklerinden dolayı devleti dönüştürüp demokratikleşmeyi değil, Kürt korkusu nedeniyle mevcut statükonun korunmasına yönelik politikaları esas alıyorlar.

Demokratikleşmenin ön şartı

Cumhur İttifakı, esas stratejisini içeride ve dışarıda halkımızın kazanımlarının yok edilmesi üzerine kurmuş bulunuyor. Bir yandan Kürt ulusal demokratik dinamikleri ile Türkiye demokrasi güçlerine açık fiziki saldırılarda bulunurken, diğer yandan halklar ve inançlar arası nefret söylemi ile kutuplaştırmayı derinleştiren bir siyaset izliyor. Millet İttifakı ise seçimi kazanmak için Kürt halkının desteğini istiyor, ancak Kürt halkının haklı taleplerini karşılayacak somut bir çözüm ortaya koymuyor. Yüzyıllık deneyimler, Kürt meselesi çözülmeden Türkiye’nin demokrasi yolunda yol kat edemeyeceğini göstermektedir. Açıktır ki Ankara’nın demokratikleşmesinin ön şartı Diyarbakır’ın özgürleşmesinden geçmektedir.

Kürt toplumunun çoğulcu yapısını yansıtan Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde, Kürt halkının temel haklarının elde dilmesi ve evrensel standartlarda bir demokrasinin inşası için net bir program ve kararlı bir duruşa sahiptir. İttifakımız, Kürt halkının millet olmaktan kaynaklanan ulusal demokratik haklarının tanınmasını evrensel hukuka uygun, meşru ve insani bir talep olarak nitelendirmektedir. Kürt meselesinin barış ve eşitlik temelinde Kürt siyasi aktörleriyle çözümü Türkiye’de demokrasinin önünü açacak, ekonomik kalkınma ve toplumsal refah seviyesini yükseltecektir."

“Kürtçe ikinci resmi dil olsun”

Deklarasyonda, Kürt kimliğinin anayasada tanımlanması, Kürtçenin ikinci resmi dil olarak tanınması ve anaokulundan, üniversiteye kadar eğitim dili olarak kabul edilmesi, Kürtlerin örgütlenmesi önündeki engellerin kaldırılması, değiştirilen Kürtçe yerleşim isimlerinin iade edilmesi, gizlenen Kürt şahsiyetlerinin mezar yerlerinin açıklanması istendi. Açıklamada ayrıca, “Seçim sürecindeki başarımız aynı zamanda Kürt halkının uzun erimli ulusal ittifak çabaları için de önemli bir temel oluşturacaktır. Gücümüzü birleştirdiğimizde kazanacağımıza kuşku yoktur. Özgürlüğü kazanmak bizim elimizde. Birlikte mücadele edeceğiz, birlikte kazanacağız. Kürtlerin birliği, Kürtlerin özgürlüğüdür" denildi. (HABER MERKEZİ)