HABER/Ceren AKYIL

20 Ağustos’ta yeni çözüm süreci kapsamında “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”nun 5’inci toplantısında Barış Anneleri konuştu. Komisyonda Barış Anneleri’nin Kürtçe konuşma talebinin reddedilmesi üzerine Barış Anneleri Meclisi, görüşmeler hakkında bilgi vermek üzere İnsan Hakları Derneği’nde (İHD) basın açıklaması gerçekleştirdi.

“KÜRTÇE KONUŞAMAYACAĞIMIZI SÖYLEDİLER”

Diyarbakır’daki hastane ihaleye çıkıyor
Diyarbakır’daki hastane ihaleye çıkıyor
İçeriği Görüntüle

Meclis Komisyonu’nda dinlenen ve açıklamada ilk olarak konuşan Barış Annesi Nezahat Teke, İstanbul’dan bir annenin, Diyarbakır’dan iki annenin katıldığını belirterek, “Her annenin gelmesini istiyorduk kendi acılarını paylaşsın istiyorduk. Giderken büyük bir sevinçle gittik çünkü çözüm için kurulan bir komisyona gidiyorduk. Komisyondan büyük umutlarımız vardı. Meclis’e gittik Kürtçe konuşamayacağımızı söylediler. Evet bizi çok güzel karşıladılar ama sorunumuz o değildi. Diyarbakır’dan geldiğimi ve bir Kürt annesi olduğumu söyledim. Kürtçe konuşmak istediğimi söyledim ama Kürtçe konuşursak kayıtlara geçemeyeceğini söylediler. Eğer bugün Meclis’te kendi dilimle kendimi ifade edemeyeceksem, çözüm olacaksa dilim olmayacaksa dilim inkar edilecekse nerde bunun çözümü” dedi.

Ihd3

“İNSAN HAKLARINI TANIYAN BİR DEVLET İSTİYORUZ”

Komisyona katılan bir diğer Barış Annesi Sultan Bozkurt, 30 yıldır İstanbul’da yaşadığını ama Türkçeyi öğrenemediğini ifade etti. Türkçe bilmediğinden kendini Meclis’te iyi ifade edemediğine dikkat çeken Sultan Bozkurt, “Türkiye yüz yılında eğer mecliste Kürtçe konuşamıyorsam bu çözüm nerede? Kimliğin varsa dilinde olmalı. Çok dillilik bir devletin zenginliğini gösteriyor. Dilimize her türlü hakaret ve zorbalık yapıldı. Biz demokrasiyi, insan haklarını tanıyan bir devlet istiyoruz. Türkiye Devleti gibi bir devlet istemiyoruz. Keşke her dili bilseydim de kendimi daha iyi ifade edebilseydim. Ayrıca bakıyoruz sürece Kürtler tarafından her türlü adım atıldı ama devlet hala somut bir adım atmadı. Yıllardır cezaevlerinde devam eden tecrit söz konusudur. Baskılar hala eski dönemler gibi devam ediyor. Baktığımızda değişen bir şeyin olmadığını görüyoruz. Halk devlete güvenmediğini söylüyor çünkü daha önceki pratikleri ortada gördüler” diye konuştu.

“BARIŞ ANNELERİ OLARAK PROTESTO ETMEMİZ GEREKİRDİ”

Son olarak konuşan ve katılımcı olan Barış Annesi Havva Kıran ise şöyle dedi: “İçeriği çok dile getiremiyoruz. Barış Anneleri olarak protesto etmemiz ve salondan çıkmamız gerekirdi. Ama Barış Anneleri süreci sekteye uğrattı demesinler diye konuşmayı, derdimizi söylemeyi tercih ettik. İnsanlık, vicdan ve merhamet olsaydı iki anne Türkçe bir anne Kürtçe konuşsun derdiler. Çok direttik konuşmak için ama olmadı. Ana dil bize ana sütümüz kadar helaldir. Dilimiz toprağımız için mücadele veriyoruz. Kültürümüzü yaşatmak için varız eğer koruyamazsak kayboluruz. Herkes ama herkes Kürtçe konuşmalıdır. Dilimiz onurumuzdur. Biz dilimizle dünyada bilinip yaşıyoruz.”

Muhabir: Ceren AKYIL