DİYARBAKIR - Üniversite öğrenciler, artan zamlardan dolayı zor günler yaşıyor. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun  (Türk-İş) mayıs ayı verileri ile 6 bin 17 TL olarak belirlenen açlık sınırının 7 kat altında yani 850 TL burs alan öğrenciler, yaşadıklarını “İyi yemek değil karnımızı doyurmanın derdine düşmüşüz” diyerek özetledi.

 Temel gıda ürünleri başta olmak üzere iğneden ipliğe her şeye gelen yüzde 100’ü aşan zamlara tepki gösteren Dicle Üniversitesi öğrencileri, yaşadığı zorlukları ajansımıza anlattı.

Hukuk Fakültesi öğrencisi Kaan İnce adlı öğrenci, gider kalemleri içerisinde kendisini en çok zorlayan kalemin beslenme olduğunu söyledi. “Diğer masrafları bir şekilde hal ediyoruz ama beslenme sorunumuzu bir türlü hal edemiyoruz” diyen İnce, dışarıda yemek yemenin ateş pahası olduğunu kaydetti. İnce, “Maalesef öğrenciler için artık ucuz ve sağlıklı yemek, hayal odu. Öğrencilerin en sağlıklı yemek yiyecekleri yerler kampüs içinde ki yemekler olmalı, ama onlarda çok sağlıksız. Öğrenci için iyi yemek kötü yemek ayrımı kalktı. Bizler artık kaliteli yemek, yemek peşinde değiliz, karnımızı doyurmanın peşindeyiz” diye konuştu.

 ‘AYLIK 600 TL FATURA’

 Gelen zamların sadece temel gıda ürünlerine gelmediğini, elektrik ve doğalgaza gelen zamlarında kendilerini zor duruma soktuğunu belirten İnce, “Tek kişi yaşıyorum. Bu ay 173 TL elektrik faturası ödedim. Kışın da 870 TL doğalgaz faturası ödedim. Kışın doğalgaz faturam 600 TL’nin altında düşmedi. Hiçbir şekilde ısınmamama rağmen bu kadar yüksek fatura ödedim" dedi.

Kendisine geri ödemeli Kredi ve Yurtlar Kurumu bursu çıktığı için burs almadığını kaydeden İnce, bursu kabul etmesi durumunda okulu 40 bin TL borç ile bitirmek zorunda kalacağının altını çizdi. Öğrenciler burs ve ailesinin kıt kanaat gönderebildiği maddi yardımlarla geçinemediğini söyleyen İnce, şöyle devam etti, “Maddi durumlarından dolayı bir çok öğrenci geri ödemeli burslara yükleniyor ve direk borç altına giriyor. Ben artık ekmeği bile lüks tüketim olarak görüyorum. Bir haftadır KYK’dan arkadaşların getirdiği ekmeklerle besleniyorum” ifadelerini kullandı.

 ‘ÖĞRENCİLER YURT DIŞI PLANI KURUYOR’

İnce, öğrencilerin yaşanan hayat pahalılığı karşısında beslenememesinin ve barınamamasının eğitimi de olumsuz etkilediğinin altını çizerek, “Eğitim nitelikliliğinin düşmesi bu iktidar döneminde oldu.  Öğrencinin ulaşımdan tutun, barınmaya, beslenmeye bunlar Türkiye’de kar konusu edilmiş durumda. Bundan dolayı yaşıtlarımız buraya dair bir umudu olmadığı için ; yurtdışı planları kuruyor ya da üniversitelerde yapılan kariyer zirvelerin de öğrencilere hayal satılıyor. Gençler arasında feci bir umutsuzluk iklimi hâkim durumda” diye aktardı.

‘TEK MUHABETİMİZ ‘NEREDE ÇALIŞABİLİRİM?’

 Kirada yaşayan bir diğer Dicle Üniversitesi öğrencisi Sevim Fırat ise, resim öğretmenliği okuyor. Kış mevsiminde özellikle doğalgaz faturaları nedeniyle çok zorlandıklarını aktaran Fırat, “Bizim ev kiramız bin TL,  kışın 760 TL doğalgaz, 350 TL elektrik ve 200 TL’de su faturası ödüyorduk. Bursumuz 850 TL ve burs asla yetmiyor: Yetmeyince de temel ihtiyacımız olan beslenme kalemimizden kesinti yapıyoruz. Biz yeni kira sözleşmesini henüz imzalamadık. Ama yenisi imzalanınca büyük bir ihtimal bin 700 TL’ye falan çıkar. Bizi baya zorlayacak. Çalışmak zorunda kalacağız. Artık aramızdaki tek muhabbet, nerede iş bulabilirim, nerede çalışabilirim üzerine kuruluyor” dedi.

 ‘AY SONUNU GETİREMİYORUZ’

 Enflasyondaki artışın yüzde 70, kendilerine verilen KYK burslarına ise  yüzde 20’lik zam yapıldığını söyleyen Fırat şunları aktardı, “Asla geçinemiyoruz. Bugün de doyayım, yaşayayım diye yiyoruz ve asla sağlıklı beslenemiyoruz. Genelde ay sonunu getiremiyoruz. Her ayın son 10-15 günü evlerde kalıyoruz. Bazı günler okulda ekstradan bir harcama olmasın ve yol ücreti ödemeyelim diye okula da gitmiyoruz.  Bizlere her zaman daha azla yetinmeyi dayatan bir iktidar, önümüzdeki tabloya şükretmemizi bekliyor. Oysa bilmiyorlar ki bir şey yiyip içemiyoruz; neyle şükür edelim.”

 ‘SAĞLIKLI BESİNLER TÜKETEMİYORUZ’

 Dicle Üniversitesinde Diyaliz Bölümü öğrencisi Evindar Türk, ise, diğer öğrenci arkadaşlarının değindiği hayat pahalılığına tekrarlayarak şunları aktardı, “Geçinmemiz için beslenmemizden kısmamız lazım ya da çok sağlıksız beslenmemiz lazım. Aldığımız burs hiçbir şeye yetmiyor bu yüzden çalışmak zorunda kalıyoruz” dedi.

 ‘YURT DEĞİL! TİCARETHANE’

 Yurttan ayrılıp kiralık ev tuttuğunu söyleyen Türk, yurttan ayrılmasına ilişkin olarak, “Aldığım bursun yarısını yurda veriyordum. Buna rağmen yemekler yetersiz çıkıyordu. Yine internet yetersiz veriliyordu. Çok problem vardı. Çoğu zaman dışarıda yemek yemek zorunda kalıyorduk. Yemeklere daha önce kullandıkları yağları kullanıyorlardı. Çoğu öğrencinin aç kaldığını görüyordum. Orası yurt değil, ticarethaneydi” şeklinde konuştu. “Yeterli destek sağlansaydı ben çalışmak zorunda kalmaz nitelikli eğitim alırdım” diye devam eden Türk, son olarak şunları aktardı: “Öğrenciler için artık bir şeyler yapılması gerekiyor. Öğrenciler eğitim hayatını güzel hatırlamalı. Konuşacakları konuların dersler, aktiviteler gibi şeyler olmalı. Öğrenciler yol masraflarından dolayı evlerine bile gidemiyorlar. Öğrencilerin derslerine yoğunlaşmaları lazım ekonomi konuşmalarına değil…"

 ‘ÜÇ ÖĞRENCİNİN BURSU SADECE EV KİRASINA YETİYOR’

 Aynı üniversitede Havacılık Yönetimi bölümünde öğrenci Çekdar Aslan, “Kira ve faturalar gibi zorunlu ihtiyaçlardan sonra harcamaların büyük bölümünü beslenme için harcıyorum. Beslenme konusunda da sağlıklı gıdaya çok zor ulaşıyorum.  Şöyle ilginç bir durum var, burs miktarı 650 lira iken bile 3 üniversiteli öyle ya da böyle bir eve çıkabiliyorken, gelinen noktada burs miktarı 850 TL oldu ama üç öğrencinin bursu sadece ev kirasına yetebiliyor. Mutfak giderlerini bile hesaplamıyorum” dedi.

‘BUNLAR HEP OLDU TARİHİMİZDE’

 Aslan, şunları dile getirdi:

“Üniversiteler bilim yuvaları değil, öğrencilerin hangi koşullarda yaşadığı ortada. Gençler arasında gelecek kaygısı gittikçe artıyor. Bunlar hep oldu olmaya devam ediyor. Bizim tarihimiz, öğrencilerin bir araya geldiğinde tüm bunlarla ve hatta daha fazlasıyla kavga ettikleri örneklerle dolu. Deniz'ler de yolumuza ışık tutuyor Harun'lar da... Gezi'de de biz vardık, Boğaziçi'nde de. Göç etmeyi değil, memleketimizi, üniversitemizi ve geleceğimizi çalan sermaye düzeni ile hep birlikte kavga vermeyi düşünelim.” (M.A)

Editör: TE Bilişim