Fuat Bulut-Özel Haber

Güneydoğu Ekspres- Diyarbakır’ın Sur ilçesinde iki dönem belediye başkanlığı yapan Kürt siyasetçi Abdullah Demirbaş, Katolik Hristiyanların ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus ile görüştü. Daha önce üç kez Vatikan’a giden Demirbaş, son görüşmeyi de randevu talebinde bulunması üzerine gerçekleştirdi. Görüşme sırasında Papa Franciscus’dan Kürt sorununun barışçıl çözümü için dua etmesini isteyen Demirbaş, kendisine bir de mektup sundu.

100 BİN KİŞİ ARASINDA DEMİRBAŞ İLE GÖRÜŞTÜ

Gazetemize konuşan Sur eski Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, Papa’ya Kürt Edebiyatçı Ahmedê Xanî’nin yazdığı ve Yazar Mehmet Emin Bozarslan’ın 1990 yılında Latin harfleriyle günümüz Kürtçesine çevirdiği Mem û Zin isimli eseri ile İran’dan gelen ve üzerinde Kürt kadın motifi bulunan halı hediye ettiğini söyledi. Papa’nın ziyarete gelen 100 bin kişi arasında görüştüğü 6 kişiden biri olan Demirbaş, “Neden 4’ncü kez Vatikan ve neden Papa” sorumuza şu yanıtı verdi:

 “POZİTİF GEÇTİ, AHMEDÊ XANÎ’NİN KİTABINI SORDU”

 “Kürt sorununun demokratik, barışçıl çözümü ve Kürtlerin statüsünün gelişmesi için herkes ve her kesimle görüşüyoruz. Papa, 2 milyar insanın temsilcisi. Öncelik sebebi bu. Kürt dilini ve kültürünü anlatması için kendisine Ahmedê Xanî’nin yazdığı ve Yazar Mehmet Emin Bozarslan’ın 1990 yılında Latin harfleriyle günümüz Kürtçesine çevirdiği Mem û Zin isimli eserini takdim ettim. Papa, ‘Kitap tamamen Kürtçe mi?’ dedi. Evet dedim, çok sevindi. Ayrıca İran’dan getirdiğimiz, üzerinde Kürt kadın mücadelesini sembolize eden halıyı verdik. Bununla da Kürt kadınının İran’da fundamentalist yönetime karşı Kürt kadınının özgürlük mesajını vermek istedik. Papa, Kürtler için seve seve dua edeceğini söyledi. Çok pozitif bir görüşme oldu” yanıtını verdi.

PAPA’YA MEKTUP SUNDU

Demirbaş, ayrıca Papa’ya bir mektup sundu. Mektupta özetle şu ifadeler yer aldı:

“Çok Aziz Peder,

Üç büyük dinin asırlar boyunca kardeşçe hüküm sürdüğü Mezopotamya toprakları üzerinde yaşayan halklarımızın (Süryani, Yezidi, Hristiyan, Müslüman, Keldani, Ermeni, Kürt, Türk, Arap ) size en içten selamlarını getirdim. Taşıdığınız görevin bir misyonu olarak içinde bulunduğunuz yoğun gündeminiz içinde bize zaman ayırdığınız için zatıalilerinize en derin şükranlarımı sunarım.

Biz barışın yolunun ne bir kesimin diğer kesimleri kendine adapte etmeye çalışmasından, ne de bir kesimin diğer kesimlere adapte olmasından geçtiğini düşünmekteyiz. Biz barışın yolunun zenginlik kaynağı olan farklılıkların birlikteliğinden geçtiğinin şiarıyla hizmetlerimizi sürdürmekteyiz. Her farklılığı bir zenginlik olarak algılamakta ve bu çerçevede dinler ve kültürler arası diyaloga önem vermekteyiz.

İnançlar ve kimliklerin korunmasında diyalog kanallarının ve hoşgörü kültürünün geliştirilmesinde zatıalinizin rol alması bizlere büyük bir umut ışığı olacaktır. En derin ve içten saygılarımla…”