Mehmet Özhaseki, Ankara Sanayi Odası 1. Organize Sanayi Bölgesi'ni ziyaret etti.

Özhaseki'ye ziyaretinde Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir ve Ankara Sanayi Odası 1. Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş ile sanayi bölgesinin önde gelen firmalarının temsilcileri eşlik etti.

Özhaeski'nin ilk durağı, iş makineleri üretiminde dünya çapında nam salmış Hidromek fabrikası oldu. Fabrikayı ziyaret eden Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Özhaseki, Hidromek personeli ile yemek yedi. Yaptığı konuşmada Cumhur İttifakı'nın önemine bir kez daha değinen Özhaseki, "Mesele yalnızca bir yerel seçim meselesi değil. Türkiye'nin beka meselesi" şeklinde konuştu. Özhaseki, "Biz teyakkuzdayız yüzünü Kandil'e dönen, aklını Pennsylvania'ya kiralayan bu adamlar gelmesin diye uğraşıyoruz. Yerli ve mili olsun tek derdimiz burada ha AK Parti'den Ahmet, ha MHP'den Mehmet olmuş hiç farkı yok. Yeter ki yerli ve milli olsun" dedi.

'Dünya çapında türkiye'nin ismini duyuruyor'

Özhaseki'nin Sincan 1. Organize Sanayi Bölgesi ziyaretinde en önemli durağı ise Bozankaya fabrikası oldu. Seçim çalışmaları kapsamında yaptığı ziyaretlerinde sık sık hikâyesinde değindiği ve Almanya'da iş bitirme belgesi olmadığı için büyük ihalelere giremeyen Bozankaya firmasının Ankara'ya geliş serüvenini bir kez daha anlattı. Özhaseki, hatırasını şöyle anlattı:

"Bugün burada gurur duyacağımız bir tablo ile karşı karşıyayız. Yıllar öncesinde özellikle belediyelerimizin kullandığı birçok aracı yurt dışından getirmek zorundaydık. Birçok hizmeti yabancı müşavirlerin hazırlamış olduğu raporlar doğrultusunda iş yapmak durumundaydık. Zaman içinde çok şükür yeni gelişmelerle burada bir gurur tablosu ile karşı karşıyayız. Raylı sistemler eskiden müşavirlerin hazırladığı raporlarla anahtar teslim yapılan işlerdi. Bir yandan yerin altında yapılan işler var, orada raylar döşeniyor, katener hatları yapılıyor, sinyaliz sistemleri ve elektrifikasyonlar önemliydi. Bilinen bir sistem değildi. Üstüne de araçlar alınıyor yani vagonlar getiriliyordu. 4 ülke vardı Fransa, Kanada, İtalya ve Almanlar ihaleleri kendi aralarında bölüşüyorlardı. Türkiye olsun başka ülkeler olsun fiyat indirmiyorlardı. Mecbur kalıp verilen vagonlar alınıyordu. Çok şükür Belediye Başkanlığım döneminde bir arkadaşla tanıştık ürettiği araçları Siemens'e veriyordu. Önayak olduk Ankara'ya Sincan Organize Sanayi Bölgesi'ne getirdik. Risk aldım, tanesi 2.5 milyon Euro olan araçlar için, ‘1.5 milyon veririm ama üretimi de Türkiye'de yapacaksın' dedim. Ankara'da 80 bin metrekare kapalı alan üzerinde fabrika kurdu. Hem araç başına 1 milyon eurodan belediye 30 milyon euro kar etti, hem 1200 kişi çalışıyor. Sonra "İş bitirme belgesini de aldı." Şimdi Tayvan Metrosu ihalesini aldı, yanında da mühendis evlatlarımızı çalıştırıp istihdama katkı sağlıyor. Türkiye'de ürettiği vagonları şimdi Tayvan'a gönderecekler. Çin var onunla rekabet edecek düzeye geldi. Raylı sistemler konusunda Ankara'da elektrik işleri sinyaliz işleri çözülüyor katenar hatları ile ilgili teknolojiye sahipler vagonlarda burada daha sağlam bir şekilde üretilebiliyor. Bundan sonra gerek Türkiye'de gerek çevre ülkelerde raylı sistemlerle ilgili konu olduğunda ihaleye girip tamamı anahtar teslim yapılacak kabiliyet var buna vesile oldum. Allah'a şükür. Alacağım araçların yerli milli olmasına dikkat edince benim karım oldu ama, Türkiye'nin de büyük kazanımı oldu. Dünya çapında Türkiye'nin ismini duyuruyor." (AJANSLAR)

Editör: TE Bilişim