HABER - Faruk BALIKÇI

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin meclis toplantısında konuştu. Bakırhan, 22 Ekim’de Devlet Bahçeli’nin çıkışı, 27 Şubat’ta Öcalan’ın çağrısı, Erdoğan’ın ortaya koyduğu irade ve PKK’nin ilan ettiği kongre kararlarının yarım asırlık düğümü çözdüğünü söyledi.

“TARİHSEL BİR SEÇİMLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

“Pusulayı savaştan barışa çevirdi” diyen Bakırhan “Zaman kaybetmeden barışa ulaşmak için görevimiz var. Tarihsel bir seçimle karşı karşıyayız. Ya Türk-Kürt ilişkilerini yeniden kuracağız. Ya da Ortadoğu senaryosu içerisinde tükenip gideceğiz. Ortak geleceği inşa etme fırsatı ortaya çıktı. Gerçekleştirebilirsek sadece Türkiye değil, Ortadoğu’ya demokratik bir model yaratmış olacağız. Bu pazarlık değil, varoluş meselesidir. Küresel dinamiğin değiştiği dönemde sadece Kürt meselesini çözmüyoruz. Türkiye gelecek yüz yıla da hazırlanır” dedi.

“MUHATAP MECLİSTİR”

Barış süreci karşıtlarına seslenen Bakırhan, “Barışı baltalamayın. Birlikte yaşamayı öğrenemezsek birlikte felakete sürüklenebiliriz. Öcalan kritik uyarı yapıyor. Kürtlerin en insani hakları tartışıldığında kıyamet koparanlar var. Bunlar ortak yaşamın önündeki en büyük engellerdir. PKK’nin açıkladığı kararlar sadece bir örgütün dönüşümü değil 86 milyonu dönüştürecek kararlardır. Yıllarca ‘Silahlar sussun siyaset konuşsun’ diyorduk. Bu gün bu umuda yakın duruyoruz. Barışa sonsuz destek vermek gerekir. Fırsat değerlendirilirse yeni bir Türkiye yeni bir siyaset kapıları açılmış olacaktır. Demokratik ortamda silaha yer yoktur. Barış demokrasiyi büyütür. Yeni bir sözleşme ve kardeşlik ruhu belirlemesi var Öcalan’ın. Bu sözleşme toplumsal bir taahhüttür. Sözleşmenin muhatabı meclistir” diye konuştu.

“SÜRECİN BAŞARISI, TOPLUMU İKNA GÜCÜMÜZE BAĞLIDIR”

2013-15 sürecinde özeleştiri verileceği noktalardan birinin Meclisin yeterince sürece dahil edilmediğini ifade eden Bakırhan şunları söyledi: “Bahçeli’nin Mecliste komisyon kurulması açıklaması önemlidir. Herkes Meclisin tarihi rolüne inanıyor. Gezdiğim tüm siyasi partiler meclisi işaret ediyor. Bu sürçte dilde bir samimiyet şattır. Sürece katkı sunacak dil kullanmamız gerekir. Herkes süreci dikkatle izliyor. Pusuda bekleyen karanlık odaklar yok değil. Süreç düşmanlarına artık Türkiye toplumu geçit vermemelidir. Parti meclisi arkadaşlarıma seslenmek istiyorum. 27 şubat çağrısı yeni dönemin kapısını açtı. Omuzlarımıza büyük bir sorumluluk düştü. Yükümüz ağırlaştı. Her parti üyemiz sorumluluk altında çalışmalı, süreci anlatmalıyız. Sadece bize yakın örgütlü olduğumuz tabanlara değil toplumun her kesimine, Türkiye’nin her İl’ine, her rengine götürmek sorumluluğumuz vardır. Doğru dili ve kapsayıcı örgütlenmeye ihtiyaç vardır. Polemik değil, paylaşım dili, kutuplaşma değil, kucaklaşma dilini kullanacağız. Kars’tan Edirne’ye kadar sürecin anlaşılmasını izah etmeliyiz. Sürecin başarısı bizim örgütlenme becerimize ve toplumu ikna etme gücümüze bağlıdır. Her kapıyı çalan elimiz her kalbi kazanan sözümüz barışın ve kardeşliğin örgütlülüğü olacaktır.”

Muhabir: Faruk BALIKÇI