Diyanet’e ayrılan bütçenin büyüklüğüne ve inançlar arasındaki eşitsizliğe dikkat çeken Fırat, “Bu yapılanlar ne adalete sığar ne vicdana sığar ne de bu toplumun ortak duygusuna sığar” dedi.

Genel Kurulu selamlayarak konuşmasına başlayan Celal Fırat, Diyanet İşleri Başkanlığına 2026 yılı için ayrılan bütçenin 174 milyar lira olduğunu hatırlattı. Bu bütçenin birçok bakanlığı ve üniversiteleri geride bıraktığını belirten Fırat, bütçe artışına dikkat çekti.

“Bazılarının duası kabul olurken bazılarının da bütçesi maşallah her yıl artarak kabul görüyor. Bu bütçe İçişlerinden Kültür ve Turizm Bakanlığına, Dışişlerinden Ticarete kadar en az 5 Bakanlığı geride bırakmıştır, aynı zamanda 128 üniversitenin tamamının bütçesinden daha büyüktür. ‘Üniversiteler mi, onlar bilimle uğraşıyor, ne gerek var onlara, bu kadar bütçe yeterli değil mi?’ diyebilirsiniz ama Diyanet öyle mi? O koca memleketin maneviyatını yönetiyor, tabii bir de bütçesini.”

Diyanet bütçesinin geçen yıl yaklaşık 130 milyar lira olduğunu, bu yıl ise daha da artırıldığını söyleyen Fırat, Sayıştay raporlarına da işaret etti.

“Geçen yıl yaklaşık 130 milyar lira olan bu bütçe bu yıl yine büyümüş, hani derler ya ‘Nazar değmesin.’ vallahi değmiyor çünkü bu bütçe pek göz önünde de tutulmuyor. Sayıştay raporlarına göre Diyanetin bütçesinin yüzde 84’ü vergilerden oluşuyor.”

“TEMSİL EDİLMEYENLERİN VERGİSİYLE OLUŞTURULAN BÜTÇE”

Vergilerin kimlerden toplandığına dikkat çeken Celal Fırat, bu durumun açık bir adaletsizlik yarattığını söyledi.

TJA’dan Leyla Zana’yı hedef alan ırkçı söylemlere tepki
TJA’dan Leyla Zana’yı hedef alan ırkçı söylemlere tepki
İçeriği Görüntüle

“Peki, bu vergiler kimden alınıyor, kimlerden tahsis ediliyor? Bu vergiyi Aleviler ödüyor, Caferiler ödüyor, Şafiiler ödüyor, ateistler ödüyor, Süryaniler ödüyor, evinde inancını yapan, yerine getiren insanlar ödüyor yani temsil edilmeyen herkes bu bütçe için âdeta imece usulü çalışıyor.”

Diyanet’in personel sayısına da değinen Fırat, kurumun geldiği noktayı eleştirdi.

“Değerli milletvekilleri, Diyanetin yaklaşık 143 bine aşkın bir personeli var, bu sayı bazı şeylerden daha yüksek. Bu gidişle yeni bir il kursak vali atamasını bile Diyanet İşleri Başkanlığı yerine getirecek noktadadır.”

“ÖLÇÜ BİR MEZHEBE GÖRE AYARLANIYOR”

Sorunun bütçeden öte, eşitlik meselesi olduğunun altını çizen Fırat, Diyanet’in fiiliyatta tek bir inanç anlayışını esas aldığını söyledi.

“Şimdi, burada temel bir mesele var; bu ülkede yaşayan herkesin inancı kıymetlidir, değerlidir ama Diyanet fiiliyatta yalnızca tek bir inanç anlayışını esas almaktadır, sorun buradadır. Yani ‘Herkese eşit mesafedeyim.’ deniliyor ama ölçü olarak bant yalnızca bir mezhebin boyuna göre ayarlanıyor.”

Toplanan vergilerin emekçilerin, öğrencilerin ve işsizlerin yaşamından kesildiğini vurgulayan Fırat, adalet çağrısını şu sözlerle sürdürdü:

“Bu vergiler emeklinin sofrasından, öğrencinin harçlığından, işsizin umudundan kesilerek toplanıyor, inanan inanmayan herkesten alınıyor. Şah-ı Merdan Ali’ye sorarlar ‘Bir devletin dili ne olmalı?’ diye, der ki: ‘Adalet olmalı.’ Lütfen, elinizi vicdanınıza koyun, bu yapılanlar ne adalete sığar ne vicdana sığar ne de bu toplumun ortak duygusuna sığar.”

“KİMSENİN İNANCINA KARŞI DEĞİLİZ”

Eleştiriler karşısında geliştirilen savunma reflekslerine de değinen Fırat, DEM Parti’nin tutumunu net sözlerle ifade etti.

“Biz bu adaletsizliğe karşıyız. Biz kimsenin inancına karşı değiliz; biz dışarıya karşı uygulanan, bu görmezden gelinen tutuma karşıyız. Bir yandan ‘Ne olursan ol, gel.’ diyeceksiniz ama Alevilere gelince ‘Kapının önünde dur.’ deniliyor. Vergide varsın, bütçede yoksun, yükte varsın, sözde yoksun; bu yaklaşım birleştirmez, bizi incitir, kapsamaz, bizi dışlar, toplumsal barışı güçlendirmez, zedeler.”

İnancın devlet eliyle düzenlenemeyeceğini vurgulayan Fırat, eşitlik ve ortak yaşam çağrısını yineledi.

“İnanç, devlet eliyle değil halkların kardeşliğiyle olmalıdır. Kimin makbul, kimin sessiz olması gerektiğine de karar verilmiş olur. Genelde sessiz kalması beklenenler hep aynı kesimler olur. Oysa inançlar devlet cetveliyle ölçülecek alanlar olmamalıdır.”

Konuşmasını birlik ve muhabbet vurgusuyla tamamlayan Celal Fırat, tüm inançlara eşit yaklaşım çağrısı yaptı.

“Biz diyoruz ki kimsenin vergisi bir başkasının inancını beslemek için kullanılmasın, kimseye bu ülkede misafir muamelesi yapılmasın, kimse inancını ispatlamak zorunda kalmasın; gelin, bütün halkların kendini özgür hissedebileceği yarınları hep beraber inşa edelim diyoruz, tüm inançlara saygı, eşit yaklaşım gösterelim diyoruz. Bu ülke hepimizin; Alevi’siyle Sünni’siyle, Türk’üyle Kürt’üyle, diğer tüm inanç kimlikleriyle hepimizin ortak vatanı. O hâlde, biraz adalet diyorum, biraz vicdan, biraz da eşitlik diyorum.”

Celal Fırat, konuşmasını pirlerin sözleriyle tamamladı: “Bizim pirlerimizin çok güzel bir kelâmı vardı: ‘Muhabbetle bulan buldu Hak’kı. Muhabbetsiz kimin kimde var hakkı?’ Gelin, muhabbetle bu meselelerin üzerine gidelim, muhabbetle bu sorunları konuşarak çözelim diyorum.”

Konuşma, DEM Parti sıralarından alkışlarla karşılandı.

Kaynak: PİRHA