HABER- Faruk BALIKÇI
Bugün saat 16.00’da Adalet Komisyonunda ele alınacak olan bu teklif hakkında, açıklama yapan DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, “10. Yargı Paketi, içinden geçmekte olduğumuz siyasi sürecin hassasiyetlerini gözeterek hazırlanmış bir kanun teklifi değildir. Partimizin defalarca yapmış olduğu görüşmelerde, paketin kapsamının genişletilmesi, demokratikleştirilmesi ve eşitlikçi bir hale getirilmesi için yaptığımız öneriler kabul edilmemiş, değişiklik yapılmamıştır” dedi.
10. Yargı Paketinin daha önce çıkarılmış 9 yargı paketinin bir devamı olarak, halktan, hukuktan ve mağdur kesimlerden yükselen çağrılara kulak tıkayan bir anlayışla hazırlandığını ifade eden Ayan şunları söyledi:
“Ancak ortada inkâr edilemeyecek bir gerçek var. 27 Şubat'ta Öcalan tarafından yapılan Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı tarihsel, siyasal ve toplumsal olarak yeni bir sürecin kapılarını aralamıştır. Böylesi bir atmosferde, atılacak her yasal adımın onurlu barışa ve birlikte yaşama katkı sağlayacak ve adalet, eşitlik ve özgürlük duygularını güçlendirecek şekilde atılması; hazırlanan yasaların hukukun ve halkın taleplerine uygun şekillenmesi de mutlaka barışın ve demokratik toplumun inşasına katkı sunacak ve bu yolda yeni imkanlar yaratacaktır.
10. YARGI PAKETİ SİYASİ HESAPLARA FEDA EDİLMİŞTİR
Meclis’e sunulan 10. Yargı Paketi bu beklentileri karşılamaktan uzaktır. Bu paket adil değildir, eşitlikçi değildir, hukuka uygun değildir. Özellikle infaz düzenlemelerinde yapılan değişiklikler, on binlerce mahpus ve aileleri için derin bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Siyasi mahpuslara, hasta mahpuslara ve cezaevinde sistematik ayrımcılığa maruz kalanlara dönük gerekli iyileştirmeler yer almamaktadır. Mevcut eşitsizlikler daha da derinleştirilmektedir. Paket Anayasa’ya aykırı, hukuki öngörülebilirlikten uzak, keyfi ve ayrımcı düzenlemeler içermektedir. Geçmiş infaz değişikliklerinden kaynaklı mağduriyetler giderilmemiştir. Adalet duygusu bir kez daha siyasal hesaplara feda edilmiştir.
BU YASA TEKLİFİ TOPLUMSAL BARIŞIN İMKANLARINI DEĞERLENDİREMEMİŞTİR
İnsan Hakları Derneği’nin Nisan 2025 raporuna göre Türkiye hapishanelerinde en az 1412 hasta mahpus vardır ve bunların 335’i ağır hastadır. Bu insanlar yaşam hakkı, sağlık hakkı gibi en temel haklardan yoksun bırakılmakta; bu yasayla da mağduriyetleri maalesef katmerlenmektedir. İnfaz düzenlemeleri bireylerin özgürlüğünü, yaşamını ve sağlığını doğrudan etkiler. Bu nedenle burada atılacak her adım, Meclis’teki tüm partilerin ve milletvekillerinin vicdani ve siyasal sorumluluğudur. Ancak 10. Yargı Paketinde karşımıza çıkan şey ne yazık ki yine adaletsizlik, ayrımcılık ve inkârdır. Bu yasa teklifi, toplumun adalet talebine sırtını dönmüş; demokratik çözümün, toplumsal barışın ve hukuki eşitliğin imkânlarını değerlendirememiştir.
TOPLIUMSAL BARIŞ BU PAKETİN NERESİNDE
Halkın yıllardır umutla beklediği düzenlemeler bir kez daha kapsam dışı bırakılmış, kamu vicdanı bir kez daha örselenmiştir. Peki, halk ne bekliyordu bu paketten? Hasta mahpuslara şartsız ve ayrımsız olarak tahliye ve tedavi imkanlarının sağlanmasını bekliyordu. Yine 31 Temmuz 2023 tarihli COVID Yasası’nda adli ve siyasi mahpuslarla ilgili hukuki eşitsizliklerin giderilmesini bekliyordu. Hiçbir suç ayrımı yapılmaksızın mükerrerlere ve ikincil mükerrerlere yönelik koşullu salıverme yasaklarının kaldırılmasını bekliyordu. 2020 tarihli ayrımcı İnfaz Yasasından dışlanan siyasi mahpuslar için eşitlik bekliyordu. Keyfi ve ayrımcı infaz sisteminden kurtulmayı, herkes için hukuka uygun, öngörülebilir ve adil bir infaz sistemine katkı sağlayacak düzenlemeleri talep ediyordu. Ve bu beklentiler halkın kendi kendine ürettiği umutlar değildir; bizzat Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un kamuoyuna verdiği sözlerin, taahhütlerin sonucu oluşan beklentilerdir. Vaatlerin hangisi 10. Yargı Paketinde yer aldı, toplumsal barış bu paketin neresinde?”