Fatma Temel/Özel Haber

Güneydoğu Ekspres- Diyarbakır İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Şeker, depremlerden etkilenen yapılarla ilgili sektörde fırsatçıların çoğaldığını, “orta hasarlı yapıları güçlendireceğiz” diyen kişilere itibar edilmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Maraş merkezli depremden sonra Diyarbakır’da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından yapılan hasar tespit çalışmalarında 3 bin 252 bina ağır hasarlı, 2 bin 828 yapı orta hasarlı çıktı.

‘Orta hasarlı yapılar güçlendirilmesin, boşaltılsın’

Gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e konuşan İsmail Şeker, hasar tespit çalışmalarının gözleme dayalı olduğunu belirtirken, orta hasarlı binalar için güçlendirilme beklenilmeden boşaltılması gerektiğini söyledi. Şeker, hasar tespit çalışmalarında izlenmesi gereken teknik yöntemleri şöyle anlattı:

“Orta hasarlı yapılarda özellikle yaşları 30-40 yaşını dolduran yapılarla ilgili elbette güçlendirme olabilir. Ama bunu güçlendirme maliyeti bir yapı için çok fazladır. Biz genelde güçlendirme yaparken eğer maliyet %40’ın üstüne çıkıyorsa, binanın yıkılıp yeniden yapılması daha uygun görülür. Orta hasarlı binaların kesinlikle boşaltılması lazım. Başka bir depremde yıkılma olasılığı çok büyüktür o yapıların. Binaların net bir şekilde sağlıklı ya da sağlıksız olduğunu öğrenmek istiyorsanız bunun aşamaları bellidir. Binanın projesi varsa önce projesine bakılır. Projesi yoksa projesinin yerinde çizilmesi, zemin etüt raporunun yapılması, beton karotların alınması lazım. Donatının incelenmesi, betonun ve karotun numunesi alındıktan sonra basınç dayanıklığını ölçmek gerekiyor. Ondan sonra bu değerlerin projeye aktarılması gerekir ve bu projenin performansı yapılır. İşte bu işlemlerden sonra binanın sağlam olup olmadığı ortaya çıkıyor. Ya da hangi kolunun hangi kirecin deprem esnasında göçme durumu oluşup oluşmayacağını gösterir. Onun dışındaki tespitler net sonuç vermez.”

mimarlar odası

‘Tespit çalışmaları halkı yanıltıyor’

Hasar tespit çalışmalarının tamamen gözlem üzerine yapıldığını ve bunun da sağlıklı bir sonuç ortaya koymadığını vurgulayan Şeker, şöyle devam etti:

“Bize göre teknikten uzak diğer tespit çalışmalar halkı yanıltıyor. Şuan o işlemleri yürüten yok. Çevre Şehircilik Bakanlığı’ndan tutun bütün belediyeler hasar tespit çalışmalarından dolayı tamamen işlevsiz halde. Şuan güçlendirmeye yanaşmıyor belediyeler. Orta hasar ve ağır hasarları yıkacaklarını söylediler. Zaten orta hasarda oturan insanların çoğu, yoksul ve düşük gelirli aileler. Orta hasarlı yapıların güçlendirme maliyeti büyük bir maliyet yani bahsettiğimiz rakam daire başı 400-500 bini geçebilir. Bunu orta hasarlı yapılarda oturan insanların yapma imkânı yok. Devlet bu insanları tekrar borçlandırmak istiyor eğer güçlendirmeye girse. Ve devletin bununla ilgili bir politika yürütmesi gerekiyor. Bu insanlara güçlendirme için bir maddi destek sunması gerekiyor.

‘Halk orta hasarlı evlerde kalıyor’

Halk panik halinde, korkuyor ister istemez. Konut sıkıntısı var. İnsanlar o yüzden orta hasarlı evlerinde kalıyor. Mecbur kaldıkları için kalıyor. İnsanlarda şu an şöyle bir algı var, deprem olduğunda dışarda ölçeğime evimde öleyim daha iyi diyor. O seviyeye gelen insanlar var. Orta hasarlı yapıların boşaltılması gerekiyor. Eğer devlet barınma sorununu halletmiş olsaydı zaten kimse orta hasarlı yapılarda kalmazdı. Teknik aşamaları yürütmeden yapının sağlam olup olmadığı netleşmez.”

‘Sektörde fırsatçılar türedi’

Diyarbakır İMO Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Şeker, depremle birlikte sektörde fırsatçıların çoğaldığını vurgulayarak, halkı “orta hasarlı yapıları güçlendireceğiz” diyen kişilere itibar etmemeleri konusunda uyardı. Şeker, şunları kaydetti:

“Sektörde son zamanlarda çok fırsat çıkmış, insanların deprem korkusunu ticarete çevirmişler. Bazı binaların güçlendirilmesi neredeyse imkânsız olmasına rağmen, göz kararıyla karar verip biz bunu güçlendirebiliriz deyip insanları kandırıyorlar. Ben de hasar tespitine çıktım. Bazı yapılar depremde hasar almamış ama binanın betonundan tutun demirine kadar birçok şeyi çürüme seviyesine gelmişti. Hatta bazen biz bazı binalara ‘ayakta kalması mucize’ diyorduk. İşte o binanın güçlendirmesinin yapılabilse için öyle basit, göz kararıyla ‘3 kolonu 5 kirişi güçlendireceğim ve bina sağlıklı hale gelir, hiçbir şey olmaz demek’ tamamen teknikten uzak bir şeydir. Bunu söyleyen ve bu şekilde yaklaşan insanlar, depremde dolayı ev arayan inşalara mevcut kirayı yükselten ya da depremde evlere girip yağma yapan insanlarla şu an binalara gözlemsel bakıp, güçlendirebilirim diyen kişiler birbirinden farklı kişiler değildir. Bu ne insanidir ne de teknik bir bakış açısıdır. Birebir tanıdıklarımdan şahit oldum. Evleri orta hasarlıydı. Birkaç kişi eve bakmış ve onlara daire başı 400 liraya güçlendirme yaparım demiş. Bu fırsatçılara itibar etmeyin.”