Diyarbakır Barosu, kentteki STK temsilcilerinin de katılımıyla Diyarbakır Adliyesi önünde, 6 Şubat Maraş Merkezli meydana gelen depreme dair açıklama yaptı. Baro Başkanı Nahit Eren, yaşanan acıların halen taze olduğunu vurgulayarak, "Resmî kayıtlara Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olarak geçen depremin merkez üssü, kalplerimizdir. Zamanla kapanacağı söylenen yaralarımız ilk günkü gibi derin ve açık; acılarımız ilk günkü gibi taze. İnsanın en büyük eksikliklerinden birinin; hafızasının yetersizliği, unutkanlığı olduğu söylenir. 6 Şubat’tan beri belki çok eksildik ama en büyük eksikliğimiz olan unutkanlıkla malûl olmadık" dedi.


YAŞAMINI YİTİRENLER UNUTULMADI 

Depremde yaşamını yitirenleri unutmadıklarını belirten Eren, şunları söyledi:
"Serhan Özdemir’i, Baver Karakoyun’u ve Yusuf Can Bayancuk’u unutmadık. Sevdiklerimizin sesleri, çığlıkları yıkıntıların arasından yükselirken enkazların başında yaşadığımız çaresizliği unutmadık. Arama kurtarma çalışmalarında, yardım malzemelerinin ulaştırılmasında yaşananları unutmadık.


Ama dayanışmayı da unutmadık. Enkazları, tırnaklarıyla kazımak için koşup gelenleri; dişinden tırnağından artırdığını paylaşanları unutmadık. Türkiye’nin dört bir yanından deprem bölgesine gelen, bir işin ucundan tutmaya çalışan yurttaşlarımızı unutmadık. Büyük bir organizasyon gerçekleştirip, bizleri yalnız bırakmamak ve adaletin gerçekleşmesini sağlamak için nöbetleşe görev almak üzere Türkiye’nin hemen hemen bütün barolarından gelen yüzlerce avukat meslektaşımızı unutmadık. Barınma ihtiyacı olan meslektaşlarımızı, aileleriyle birlikte evlerinde misafir eden meslektaşlarımızı unutmadık. Yurttaşların adalete erişimlerini sağlamak üzere konteynır ve çadırlardaki adli yardım bürolarında fedakarca görev alan meslektaşlarımızı unutmadık."


"SORUMLULAR CEZALANDIRILSIN"

Acıların bir daha yaşanmaması için tüm sorumlulukların ortaya çıkıp yargılanmasını isteye Eren, "Şimdi, depremin birinci yıl dönümünde, yaşanan acıları en derinden hissederken, bu acıların bir nebze olsun giderilebilmesi ve tekrar yaşanmaması için; Deprem yargılamalarında tüm sorumluların ortaya çıkarılmasını ve en ağır yaptırımların uygulanmasını istiyoruz.

Yakınlarını hala bulamayan ailelerin sesi duyulsun istiyoruz. Enkazların insan sağlığına zarar verilmeden, atıklarının çevreye ve doğaya zarar verilmeden tasfiyesini istiyoruz. Yeniden inşa edilecek şehirlerimizin, hatıralarımıza saygı duyularak, tarihî ve kültürel dokuya uyularak kurulmasını istiyoruz. Bütün bunlar yapılırken yurttaşların, Baroların, meslek örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının da içerisinde yer aldığı büyük bir demokratik katılım imkânı sağlanmasını istiyoruz. Yapılacak konutların bir rant dağıtımı mekanizmasına kurban edilmemesini, faaliyetlerin, barınma hakkını esas alan bir yaklaşımla gerçekleştirilmesini istiyoruz.

Deprem felaketinden etkilenen yurttaşların mağduriyetleri daha fazla artırılmadan, tazmini mümkün olan tüm zararlarının giderilmesini istiyoruz. Bir yıldır nasıl inatla, inançla ve birbirimize umut vererek dayanışma gösterdiysek, taleplerimizin de aynı şekilde hep birlikte takipçisi olacağız. Ne kadar uzun sürerse sürsün; adalet sağlanana ve şehirlerimiz yeniden inşa edilene kadar buradayız, hep birlikteyiz!" diye kaydetti.

Muhabir: Güneş OCAĞA