ÖZEL HABER - Zafer TÜZÜN
Uzman Diyetisyen Gülşah Çok, 6 Haziran Dünya Diyetisyenler Günü dolayısıyla gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e konuştu. Diyetisyenler Günü'nün 1986 yılından bu yana 6 Haziran'da kutlandığını belirten Çok, "Diyetisyenler çoğunlukla danışanları zayıflatma yönüyle biliniyor olsa da insan sağlığının korunmasında, hastalıkların tedavisinde, gebe, çocuk, yetişkin ve yaşlı bireylerin beslenmesinde, sporcu beslenmesinde, toplum sağlığında, toplu yeme sistemlerinde menü planlama gibi birçok alanda bireylere ve topluma hizmet veren sağlık profesyonelleridir" dedi.
DİYETİSYENLER GÜNÜ'NÜ KUTLADI
Diyetisyenler Günü'nü kutlayan Çok, "Çapa’da Halk sağlığı derslerinde öğrendiğimiz önemli ilkelerden biri “koruma tedaviden daha iyidir” ilkesidir. Bu ilke öncelikle hastalıkların ortaya çıkmasını önlemeyi, önlenemeyen hastalıklar için erken tanıyı ve hastalığın seyrini kontrol altına almanın önemini vurgulamaktadır. Bu anlamda halk sağlığında diyetisyenlere büyük görev düşmektedir. Toplumun sağlığını iyileştirmek için bireyleri ve toplumu hizmet veren, sağlığın korunması ve bunun sürdürülmesi için büyük sorumluluk alan değerli diyetisyenlerimizin 6 Haziran Diyetisyenler Günü Kutlu Olsun.
DİYETİSYENLERE DÖNÜK ALGI
Diyetisyenlerin daha çok zayıflama alanında çalıştıklarına yönelik bir algının olduğuna dikkat çeken Çok şunları söyledi:
"Halk arasında diyetisyenlerin daha çok sadece zayıflama alanı üzerinde çalışıldığı düşünülüyor. Buna karşın büyüme, gelişme, sağlığın korunması ve sürdürülmesi için tüm evrelerde varız. Bugün AB ülkelerinde 100 bin kişiye 16-25 diyetisyen düşerken ne yazık ki ülkemizde 100 bin kişiye 5 diyetisyen düşmektedir. Bu anlamda daha fazla istihdama ihtiyaç var.
TÜRKİYE İLK SIRALARDA
Türkiye'nin obezite de ilk sıralarda olduğunu vurgulayan Çok, "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye yüzde 66.8 ile Avrupa'da ilk sırada yer alıyor. Türkiye'de erişkinlerde her 3 kişiden biri obez. Çocukluk dönemlerinde fazla kilolu ve obez grup hızla artmakta. Obezitenin başlıca nedenleri beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite eksikliği ve hormonal etkilerdir. Özellikle günümüzde tüketim sıklığı artan fast-food türü beslenmeye yönelinmesi de obezite sorununda risk faktörü oluşturmaktadır. Obezite beraberinde "metaboliksendrom, kalp hastalıkları, diyabet, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, felç, karaciğer hastalıkları, solunum hastalıkları, uyku apnesi ve kas sistemi bazı kanserler gibi kronik hastalıkların riskini arttırıyor" diye konuştu.
DİYARBAKIR'A DAİR BİR VERİ YOK
Diyarbakır'da obeziyete dair ellerinde bir veri olmadığını kaydeden Çok, "Diyarbakır’da obeziteye dair bir veri bulunmamak birlikte yörenin yeme kültürü itibari ile kebap, ciğer, şerbetli tatlıların yoğunlukta olması besinleri hazırlarken hayvansal yağların kullanımı veya yağın fazla kullanımı gibi yanlış beslenme alışkanlıkları kilo sorunlarını beraberinde getirmektedir" diye belirtti.
