HABER- Güneş OCAĞA
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Parti, Diyarbakır'da 'Yerel Yönetimler Kadın Toplantısı" düzenledi. Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve iki gün boyunca sürecek olan toplantıya DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Demokratik Toplum Partisi (DBP) Eş Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Serra Bucak ve DEM Parti'nin tüm belediye kadın eş başkanları katıldı.
"BUGÜNLERE KOLAY GELMEDİK"
Toplantıda ilk olarak konuşan DBB Eş Başkanı Serra Bucak, kadınlar olarak geleceklerinin kurduklarını belirtti. Önemli bir süreçten geçildiğini ifade eden Bucak, şunları söyledi: "Bildiğiniz üzere çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Kadın hareketi olarak bu sürecin öznesiyiz; her alanda demokratik bir toplum ve barışı inşa etmek için siyaset üretiyor, mücadele ediyoruz. Bu günlere kolay gelmedik. Bugünlere ulaşmamızda emeği geçen, yaşamını yitiren, cezaevinde olan tüm kadınları buradan saygıyla anıyoruz. Kadın bakış açısıyla yürüttüğümüz mücadeleyi aynı kararlılıkla sürdüreceğiz. Bunun sözünü veriyoruz."
"KAYYUMLARI GÖNDERECEĞİZ"
İki gün boyunca önemli şeyler konuşacaklarını dile getiren Bucak, "23-24 Mayıs tarihlerinde bir araya gelerek önemli konuları konuşacağız. Geride bıraktığımız bir yılı değerlendirecek, yerelde çalışma yürüten tüm kadınlarla birlikte süreci ele alacağız. 'Kadın yaşamdır, yaşamı yürütendir' şiarıyla bu yaşamı birlikte kuracağız, geleceğimizi birlikte planlayacağız. Kayyumların göndereceğiz Van, Mardin, Dersim ve Batman’da seçilmiş eş başkanlarımızı yeniden göreceğiz. Kadın iradesi kazanacak" diye kaydetti.
"BUGÜNLERİ İLMEK İLMEK İŞLEDİK"
Ardından söz alan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğlları, “Kadın yaşamdır, yaşamı yöneten kadındır” şiarıyla bugün burada olduklarını belirterek, "Çünkü toplumda, doğada ve yaşamın her alanında yalnız değiliz. Doğayı ve tüm canlıları koruyan bir anlayışla yerel yönetim yürütüyoruz. Bu süreçte emeği geçen tüm kadınlara gönülden teşekkür ediyorum. Sizler, eş başkanlık sistemiyle sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya kadınların gücünü gösterdiniz. Kazanan eş başkanlıktır. Kazanan kadınlardır. Kazanan, kadın temsiliyetidir. Eş başkanlık ilk gündeme geldiğinde, halk toplantılarında erkek eş başkana 'başkan', kadın eş başkana ise 'yenge' başkan deniyordu. Ama biz bugünü sabırla, ilmek ilmek örerek inşa ettik. Kendimizle ne kadar gurur duysak azdır" diye konuştu.
“KAYYUMCU REJİM SON BULMALI”
Hatimoğlları, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kayyumlar, eş başkanlığa ve halkın iradesine vurulan büyük bir darbeydi. Ancak biz durmadık. Tüm baskılara rağmen mücadeleye devam ettik. Artık bu kayyumcu rejim son bulmalı. Bu süreçte atılacak en önemli adım, kayyumların geri çekilmesi ve halkın seçtiği kişilerin görevlerine iade edilmesidir. Demokratikleşme paketlerinin tartışıldığı bu dönemde, kayyum uygulamalarından derhâl vazgeçilmelidir. 14 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan operasyonu kabul etmiyoruz. Bu antidemokratik uygulamalara son verilmesi için çağrıda bulunuyoruz."
"KADINLARIN EN BÜYÜK SORUNU YOKSULLUKTUR"
Kadınların yaşadığı en büyük sorunun yoksulluk olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, "Biz, belediyecilikte örnek bir anlayış ortaya koyduk. Kadınların yerel yönetimlerde en çok karşılaştığı sorun kadın yoksulluğudur. Bugün küresel sermayenin sadece yüzde 1’i kadınlara, yüzde 99’u ise erkeklere aittir. Biz, kadın yoksulluğuyla mücadeleyi önceliyoruz. Elimizdeki hamuru bıraktık, özgürlük için mücadele etmeye devam ediyoruz. Diyarbakır’da DİKASUM, çok dilli kadın korosu, kadın kooperatifleri gibi somut projeler hayata geçirdik. Kadın ve cinsiyete duyarlı bütçelerle çalıştık" diye konuştu.
"ŞİDDET HEPİMİZİN DERİN YARASIDIR"
Kadına yönelik şiddete dikkat çeken Hatimoğulları, "Kadına yönelik şiddet hepimizin tanıdığı, derin bir yara. Bizim belediyelerimiz, bütçelemeden farkındalık çalışmalarına kadar tüm hizmetlerinde kadınları merkeze aldı" diye ifade etti.
“BARIŞ TEK ÇAREMİZ”
Hatimoğulları, son olarak şunları dedi: "Barış ve demokrasi çağrımızı yineliyoruz. Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı ve silahların susması yönündeki yaklaşım, bu ülke için tarihi bir fırsattır. Türkiye, yüz yıllık bir dönemeçten geçmektedir ve bu ana hep birlikte tanıklık ediyoruz. Kadınlar olarak bu süreçte en büyük sorumluluğumuz, kamucu, barışçıl ve demokratik bir anlayışı hâkim kılmaktır. Kentlerimizde tüm halklar, başta kadınlar, engelliler ve çocuklar olmak üzere, eşit ve özgür yaşamalıdır. Kimse evinde aç kalmamalı, şiddetin her türü son bulmalıdır. Parlamentoya da önemli görevler düşmektedir. Bizler, yüksek sesle ve kararlılıkla bir kez daha diyoruz; Barış, barış, barış! Barış tek çaremizdir" dedi.
