Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Diyarbakır’da 80 civarındaki sivil toplum örgütüyle ortak bir çalışma yaparak, kent sorunlarını masaya yatırdı ve çözüm önerileri hazırladı. Çalışmada, kayyım öncesi belediyecilik döneminde toplumsal yaşamı destekleyen dayanışma ağlarının sonlandırılmasının katılımcılarının çoğu tarafından temel sorunlardan birisi olarak ifade edildi.

Diyarbakır’da Kenti Ortak Yönetmenin Formülü2

 
“SOSYAL YAŞAMIN ENTEGRASYONU SEKTEYE UĞRADI”

Çocuklara ve gençlere yönelik Çocuk Destek Evleri, Eğitim Destek Evleri, kadın sığınakları, kadın kurumları ve çocuk meclislerinin kapatılmasıyla sosyal yaşamın entegrasyonunun önemli ölçüde sekteye uğratıldığı dile getirilen çalışmada, “Bu oluşumların kapatılması dolayısıyla da çocuğun, gencin kente katılım hakkına, eğitimine ve ifade özgürlüğüne de önemli ölçüde sınırlama getirmiştir” denildi.


“KADIN, GENÇ VE ÇOCUKLARLA KENTİ YÖNETME ÇERÇEVESİ ÇİZİLMELİ”

Çalışmada soruna karşı bir çözüm önerisi de sunuldu. Gelecek dönemde, 2015 ve öncesindeki gibi temsili yapılar oluşturularak kadın, genç ve çocukların katılım hakkının yeniden tesis edilmesinin gerektiği belirtilen çalışmada, “Bu mekanizmalar aracılığıyla Sur’da, Yenişehir’de, Kayapınar'da, Bağlar’da yaşayanların sorunlarının birincil elden, birincil ağızdan tespit edilmesi ve çözümlerin de bu doğrultuda şekillenmesi önem arz ediyor. Yönetimsel mekanizmaların oluşturulmasının ardından kadınlarla, gençlerle ve çocuklarla bu kenti birlikte nasıl yönetilebileceğine ilişkin bir çerçeve çizmek gerekiyor. ‘Zımzım Kreş’ adıyla yeniden oluşturulan yapıların, yereldeki dayanışma ağlarının bütün yasaklama ve desteksiz bırakma girişimlerine rağmen devam ettirilmesi önemli ve umut verici” denildi.


FARKINDALIK ÖRNEĞİYLE OLUŞAN OLUMLU ÖRNEKLER

Çalışma kapsamında toplantının katılımcıları tarafından 2012 yılı öncesinde çocuklar için oluşturulan oyun odaları girişiminin ebeveynler açısından çözüm ve farkındalığı şu şekilde ifade edildi:

“2012 öncesinde belediyelere ait oyun odaları vardı. Bu oyun odalarına ebeveynler ve çocuklar gelir, aileler ve kadınlar sorunlarını aktarır, paylaşırlardı. Daha sonra Bahçeye Zarokan kreşi açıldı. Ardından Zarokistan’lar açıldı. Özellikle çalışan ebeveynlerin çocuklarını güvenle bırakacakları alanlar oluşturuldu. Çocukların kendi anadillerinde uzmanların gözetiminde akranlarıyla buluşabildiği, oyun oynayabildiği ortam sağlandı. 
Ayrıca mahallelerde Kadın Yaşam Merkezlerinde kadınlar ücretsiz çamaşırlarını yıkayabilirken, çocukları da merkezdeki oyun alanlarından yararlanıyordu. Kadınlar da bu alanda kendini daha rahat hissediyor, güven ortamından dolayı sorunlarına muhatap bulabiliyordu.
Kayyum sonrasında bu yapılar sorun olarak algılandı. Dolayısıyla bireyler, kadınlar arasındaki bağlantı koptu, insanlar birbirlerine yabancılaştı ve sorunlarını kime, nasıl ulaştırılacağı konusundaki bağlantılar da koptu”.


KAYYIM OLUP OLMAMASINA BAĞLI OLMADAN YOL VE YÖNTEM GEREKLİ

Çalışmada, yukarıdaki örnekte aktarıldığı gibi sosyal yaşamı düzenleyen, dayanışma, bireylerin ihtiyacına yönelik alanlar ile iletişim olanaklarını sağlayan yapıların kayyım olup olmamasına bağlı olmadan oluşturulmasının yol ve yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiği dile getirildi. 

Diyarbakır’da Kenti Ortak Yönetmenin Formülü3


BARONUN ÇÖZÜME DAYANAK OLACAK GİRİŞİMİ DİKKATE ALINMALI

Çalışma kapsamında, toplumsal alandaki dayanışma mekanizmalarının oluşturulması konusunda, çözüme yönelik bir diğer önemli yaklaşım da Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi temsilcisi tarafından ifade edildi.

“Diyarbakır Barosunca çocuk konusunda çalışmalar yürüten ve kentteki diğer STK’larla birlikte kurulan Çocuk Çalışmaları Ağı’nın önemli işlevler üstlenen bir sivil girişim olduğu görülüyor” denilen çalışmada, şu ifadeler kullanıldı: “Girişimin asıl amacı nasıl bir ‘çocuk kent’ istendiğinin ortaya konulması… 2018’de başlanılan çalışmalarda Belediyelerin stratejik planlarını ve faaliyet raporlarının incelemesi ve çocuk alanında yapılan çalışmaların tespit edilmesi hedeflendi; ancak belediyelerin kendi çalışmaları ve faaliyet raporlarını vermemeleri çalışmalara dayanak oluşturacak verilerin de eksik kalmasına yol açmış. Belediyelerin daha önce kendi internet sitelerinde paylaştıkları verilerin, kayyım döneminde yerel yönetim değil, merkezi yönetim gibi hareket etme ve “bilgiyi paylaşmama” gibi merkezi yönetim saikiyle davranıldığı anlaşılıyor. Merkezileşmiş yerel yönetimin halka açık olması gereken bilgilerini baro ile paylaşmamasına rağmen Baro’nun çocuklara yönelik bir strateji belgesi yayımlaması çözüme dayanak oluşturabilecek önemli bir girişim olarak dikkate alınmalı. Kentte yaşam alanları inşa edilirken, çocukların fiziksel ve bilişsel gelişim özelliklerine uygun bir şekilde tasarlanması, çocukların, gençlerin sosyal hayatlarını sağlıklı bir şekilde geçirebilecekleri alanların oluşturulması önemli…”

Muhabir: İbrahim İnanç YILDIZ