Fuat Bulut - ÖZEL

Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Alican Ebedinoğlu, lokanta, restoran ve kafe gibi işletmelerdeki gelişi güzel fiyatlandırmanın yanlış algı, tartışma ve mağduriyetlere yol açtığını söyledi. Bu konuda DESOB’a yoğun şikayet geldiğini belirten Ebedinoğlu, Diyarbakır’da “Bağımsız Bir Denetim Birimi”nin kurulmasını önerdi.

Diyarbakır’da bazı işletmeler, bir bardak veya bir fincan çayı 50 TL’ye, bir fincan kahveyi 75 veya 100 TL’ye kadar satabiliyor. Her işletme, artan maliyetleri gerekçe göstererek kendine göre bir fiyatlandırma yapıyor. Bu durumun savunması her ne kadar “serbest piyasa” olarak açıklansa da yurttaş ciddi anlamda mağdur ediliyor. Yurttaşlar, esnaflar ve esnafların örgütlü olduğu DESOB da mevcut durumdan şikayetçi.

BAKANLIK ZORUNLU HALE GETİRDİ

Hükümet, bu konuda vatandaşın istismar edilmesine yönelik 1 Ocak 2024 itibariyle önemli bir kararı hayata geçirdi. Ticaret Bakanlığı'nın fiyat etiketlerine yönelik kararına göre, işletmeler, hizmetlerin özelliğine ve tüketiciye sunuluş biçimine göre, tarife ve fiyat listelerine ilişkin belge, levha, pano ve benzerleri, hizmetin sunulduğu işyerinde, ayrıca lokanta, restoran, kafe, pastane ve benzeri yiyecek ve içecek hizmeti sunulan işyerlerinde ise işyerinin giriş kapısının önüne ve hizmet sunulan masaların üstüne, tüketiciler tarafından kolaylıkla görülebilir ve okunabilir şekilde koyacak.

BELEDİYELER DENETİM YAPMIYOR

İki hafta önce hayata geçen karara şimdilik uyan yok. Büyükşehir başta olmak üzere ilçe belediyeleri de seçim öncesi fiyat denetimini askıya almış durumda.

DESOB BAŞKANI İSYAN ETTİ

Konuyla ilgili gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e konuşan DESOB Başkanı Alican Ebedinoğlu, Diyarbakır’ın 2005 yılında Büyükşehir Belediyesi statüsüne alınmasından sonra denetim yetkisini de yerel belediyelere devrettiklerini söyledi. Fiyat istikrarsızlığı veya fahiş fiyatlarla ilgili kendilerine çok sayıda şikayet geldiğini vurgulayan Ebedinoğlu, şöyle devam etti:

EN BÜYÜK SORUN DENETİMSİZLİK

“Diyarbakır Büyükşehir statüsüne gelmeden önce bizim 550 sayılı esnaf ve sanatkarlar kanunu vardı. Orada denetim DESOB’taydı. Biz fiyat tarifelerine uymayan, fiyat tarifesini asmayan, gelişi güzel fiyat değiştiren işletmeleri kapatma yetkimiz vardı. Maalesef 2005 yılındaki büyükşehir yasası çıktıktan sonra bu yetki tamamen belediyeler ve ticaret il müdürlüklerine verildi. Sağlık ve hijyen denetimi de tarım il müdürlüğünde. Yani bazı sektörlere göre kurumlar değişebiliyor. Burada en büyük sorun denetimsizlik.

“YILLARCA MÜCADELE ETTİK”

Biz yıllarca lokantaların, kafelerin, kasabın, fırıncının tarifesi burada ilgili odanın talebi üzerine karar alınır ve uygulanırdı. O tarife resmi matbu bir evraktır, duvarda olması lazım. Şu anda da. O tarife olmazsa, normalinde bir belediye yetkilisi zabıtası gidip o işletmeyi önce uyarır, ikinci denetimde eğer o resmi tarife yoksa işletmeyi kapatma yetkisine sahiptir.

“SİYASİ RANT VAR”

Maalesef belediyelerimiz, yerel yönetimlerimiz, siyasilerimiz yani siyasi rant devşirme peşinde olduğu için seçimlerde esnafı karşısına almamak için bu denetimsizliği yapıyor. Burada denetim mekanizmalarının yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Eğer gözden geçirilmezse tarlada 1 TL olan domatesi soframızda 5 liradan tüketiriz. Buna benzer tüm esnaflar için de geçerli. Şu anda dikkat ettiğimiz tek şey elimizde ekmek fiyatları kaldı. Onun denetim yetkisi bizde. Hem tüketiciyi hem esnafımızı mağdur etmeyecek şekilde istikrarlı olarak fiyatlar veriyoruz.

“BAĞIMSIZ DENETİM KURUMU OLMALI”

Bu denetimsizliğin ortadan kalkması defalarca toplantılar yapmışız. Bu denetim mekanizmasının yerel yönetimlerden, siyasilerden alınması gerekir. Bir denetim kurumunun oluşması lazım. Bizden de bağımsız olabilir. Denetim mekanizması oluşmadığı takdirde biz bu fiyat istikrarsızlığını yaşamaya devam edeceğiz. Bize bu konuda çok şikayet geliyor.”

Editör: Fuat BULUT