İbrahim İnanç YILDIZ/özel haber

Güneydoğu Ekspres- Diyarbakır’da Mordem Sanat tarafından her yıl düzenlenen Uluslararası Solo Festivali’nin bu yıl 4’üncüsü düzenlenecek. Kültür için Alan’ın destek verdiği festival, 27 Ekim- 5 Kasım 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilerek. Bu sene 'Solo Fest4: Rengini Kap Gel' temasıyla düzenlenecek festivale İran’ın Urmiye, Bokan, Tahran, Hollanda’nın Amsterdam ve Türkiye'nin İzmir, İstanbul, Şırnak, Diyarbakır, Mardin şehrinin olduğu dört bir yanından 43 sanatçı katılacak. Festivalde çağdaş dans, geleneksel anlatı türleri, performans sanatları, monodramlar ve çağdaş ritüel gösterimleri yer alacakken ayrıca panel, atölye ve oyunlardan oluşan 15 etkinlik gerçekleştirilecek.

Festival ile deprem bölgelerindeki çocukların sanata erişiminin artırılması hedeflenirken, festivalin bilet gelirleri deprem bölgesindeki çocuklara atölye çalışmaları ve oyun gösterimleri düzenlemek için kullanacak. Bu kapsamda etkinliklere katılamayacak ama destek olmak isteyenlerin askıda bilet uygulaması için Mordem Sanat ile iletişime geçilmesi isteniyor.

“Kültürel mirası topluma geri kazandırmak gibi derdimiz var”

Mordem Sanat Koordinatörü Barış Işık, “Dördüncüsünü yaptığımız bu solo festivalin asıl amacı tek kişilik anlatı geleneğine vurgu yapmak. Yani solo festivalden kastımız solo olan bütün işlerin kabul edildiği bir festival. Solo çağdaş danstan tutun solo çağdaş ritüellere, geleneksel anlatı türlerine ki bunlar dengbêj, kavilbêj, çirokbêjlerdir. En çok onları sahneye çıkardık bugüne kadar. Aslında biz Mordem olarak kültürel mirasın korunması üzerine çalışmalar yapıyoruz. Bu kültürel mirası koruma koruma kapsamında bir solo fest düzenliyoruz. Bazen ne alakası var denile biliniyor. Dengbêj, kavilbêj ve çîrokbêjler Kürt kültüründe tek kişilik anlatı geleneği olarak geçer ama teatral değerleri olan ve bugüne kadar hak ettiği değeri verilmemiş bir çözümleme ya da bir yorumlama yapılmamış ya da o şekilde yaklaşılıp düşünülmemiş. Bu tek kişilik anlatı geleneklerimiz Kürtlerde var olan aslında tiyatronun temeli olabilecek, sayılabilecek bir yerde duruyor. Biz zaten Mordem olarak kültürel miras noktasında bu çalışmaları hem laboratuvar gibi bunları işlemek hem topluma geri kazandırmak gibi dertlerimiz var ve bu dertle aslında solo festi yapmaya başladık” dedi.

“Kürtlerde var olan tek kişilik anlatı geleneğini görünür kılmak için yola çıktık”

Daha önce gerçekleştirdikleri üç solo feste dair konuşan Işık, “Birincisini karma bir şekilde yaptık, böyle bir üst başlık belirlemedik, ilk deneyimimdi. İkincisinde, dünden bugüne tek kişilik anlatı geleneği üzerine kurguladık. Orada zaten tek kişilik anlatı geleğinin dünya örnekleriyle Kürtlerde var olan dengbejlik tartışıldı. Geçen sene yani üçüncüsünü yaptığımızda geçmişte bırakma geleceğe taşı diye hafıza üzerine odaklandık. Yine o hafızada da odaklandığımız aslında geçmişte kalmış bu sanat formlarının günümüze taşınması üzerine bir amacımız vardı ve bu amacı her sene biraz daha da derinleştirme gayesindeyiz. O yüzden her sene mutlaka bu geleneksel anlatı türü dediğimiz solo ve teatral değeri olan, Kürtlerde var olan Dengbêj, kavilbêj ya da çirokbêjden mutlaka bir tane örnek festivalde gösterilir. Bu biraz da Kürtlerde var olan tek kişilik anlatı geleneği ve tek kişilik tiyatro ya da teatral bir öğe olarak bunları görünür kılmak ve literatüre sokmak gibi bir dertle yola çıktık” dedi.

“Bu sene festivali toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı noktadan ele aldık”

Bu sene dördüncüsünü yapacakları festivale değinen Işık, “Bu sene dördüncüsünü yapıyoruz. Bu sene biz Mordem olarak toplumsal cinsiyet politika dokümanı yazdık, kurumun toplumsal cinsiyet politikasını belirli bir standarda oturtmak için. Toplumsal cinsiyet politika dokümanına atfen bu sene solo festivalimizi toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı bir noktadan ele aldık. O yüzden rengini kap gel, yani bütün renkleriyle herkese açık olan bir alan sağlamak istedik. Buradaki renkten kastımız tabii ki daha çok toplumsal cinsiyet eşitliği üzerinden düşünüldüğünde daha çok kadın oyunlarının, kadınların oynadığı oyunların ve queer işlerin kabul edildiği bir festival oldu. İçeriğinde bütün bu bahsettiğim toplumsal cinsiyet eşitliğine dair hem oyunların içeriği açısından hem de oyunların türleri açısından böyle bir seçki yaptık ve 13 oyun davet ettik. Bu 13 oyundan 5’i, İran'ın farklı şehirlerinden geliyor. 3’ü Rojhelat’tan geliyor. 2 tanesi Urmiye, 1 tanesi Bokan’dan, 2 tanesi de Tahran'dan gelir. Türkiye'den de İzmir, Diyarbakır, İstanbul, Batman, Mardin ve Şırnak'tan sanatçılar festivale dahil olacak.Bu seneki festivalde yapılacak olan geleneksel anlatı türünü Dengbêj Kûrdê ve Henîfa gerçekleştirecek. Bu sene toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı olduğu için sahneye çıkacak olan dengbêjler de kadın dengbêjlerden seçildi” dedi.

“Bilet gelirleri depremden etkilenmiş çocuklar için kullanılacak”

Festival kapsamında elde edilecek bilet gelirlerini depremzede çocuklar için kullanacaklarını dile getiren Işık, bu kapsamda başlattıkları askıda bilet kampanyasına destek verilmesini istedi. Işık, “Bu sene bütün bilet gelirleri depremden etkilenmiş bölgelerdeki çocuk ve gençlere tiyatro oyunu sergilemek ve atölye yapmak için harcanacak. Bilet gelirleri de oraya gidecek. Biz aslında bu sene biletlerin satışını önemsiyoruz bu noktada. Biz Mordem olarak depremin ilk gününden beri sahada çalışıyoruz ve çoğu zaman bazı aldığımız mikro projeler dışında ekonomik anlamda imkan bulamıyoruz, o çocuklara değinmek, o çocuklara ulaşabilmek için. Bu yüzden bu sene festivalimizde ki bütün bilet gelirlerimizi o alana harcamak üzerine kurguladık. Belki hani bu duyarlılıkla insanlar festivale gelemese bile, başka şehirden insanlar da olsa bilet alıp, askıya asıp, oyun izlemeyenler oyun izlemiş olsun, alıp askıya astığı biletin geliri de deprem bölgesindeki çocuklara sanat atölyesi olarak dönsün diye böyle bir şeyimiz var. Bunu da önemsiyoruz, biraz önemli bir şey bizim için” diye konuştu.