ÖZEL HABER/Fuat BULUT-Sertaç KAYAR
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Serra Bucak, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Surlar ve Hevsel Bahçeleri ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Güneydoğu Ekspres’e konuşan Eşbaşkan Bucak, Ongözlü Köprü civarı başta olmak üzere Dicle Nehri boyunca işgal edilen alanlar ve Hevsel Bahçeleri’ndeki tahribatlara dikkat çekerek, “Kentin tüm bileşenlerinin gündeminde olan çok önemli bir sorun” dedi.
“ÇOK YOĞUN BİR İŞGALLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Miras alanındaki yoğun işgallere dikkat çeken Bucak, “Başta UNESCO miras alanımız yani 1. derece koruma alanımız olan Hevsel Bahçeleri ve Diyarbakır surlarındaki tahribatlardan ve etrafındaki tahribatlardan yola çıkarsak aynı zamanda tampon bölgeye kadar yayılmış olan çok yoğun bir işgal ile karşıyayız. Şimdi bunlarla bütünlüklü sürdürülebilir bir mücadele hattı kurmamız gerekiyor. 2015 öncesi çatışmaların olmadığı dönem Surların ve Hevsel Bahçeleri’nin UNESCO miras listesine girdiği sürece kadar Büyükşehir Belediyesi olarak yetkilerimizin ne olduğunu biliyorduk. Sorumluluklarımızın ne olduğunu biliyorduk ve bu yetki sorumluluklar çerçevesinde burada Büyükşehir'de Kültürel Miras Koruma Daire Başkanlığı’mız vardı. Alan yönetim başkanlığı bizdeydi, yerellerdeydi. İşte biz UNESCO ile ve Hevsel Bahçeleri ile ilgili yaptığımız bütün toplantılarda bu sürece geri dönülmesini istiyoruz” dedi.

“YEREL YÖNETİMLERİN AKTÖR OLDUĞU SÜRECE GERİ DÖNÜLMELİ”
“Biz 2011-2012'de UNESCO'ya girme süreci ile başlayan o süreçlere geri dönülmesini istiyoruz” diyen Bucak, şöyle devam etti: “Çünkü o süreçler başta yerel yönetimlerin baş aktör olduğu, aynı zamanda kentin tüm sivil dinamiklerinde bu aktörlük mevzusunda söz sahibi olduğu, katılımcı olduğu ve kente dair koruma yaklaşımları en üst seviyede olduğu bir yerdeydik. İşte biz o hatta geri dönmek istiyoruz. Evet o hattın üzerinden en az 12-13 yıl geçtiğinin farkındayız. Bu 12-13 yılda devasa işgaller var orada. Belki kimleri bunun işgal diye nitelenmesinden gocunuyor. Ama bunu söylemek durumundayız. Biz bunu söylerken bu meselede birilerini ötekileyelim diye konuşmuyoruz. Bu miras artık dünyanın mirası, bu kentin mirası, bu coğrafyanın, Mezopotamya'nın mirası.”

“ONGÖZLÜ KÖPRÜ’DEKİ KAFELER KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL”
Ongözlü Köprü’deki yapılaşma ile yaşanan tahribatlara dikkat çeken Eşbaşkan Bucak, “Ongözlü Köprü’nün üzerindeki yapılaşmalar, Ongözlü Köprü’nün üzerindeki kafeler, onların nehre olan sıfır derecede yakınlığı, yani bu kabul edilebilir değil. Şimdi şu konuşuluyor. Dicle Nehri çoktan nehir statüsünde değil. Nehir statüsünde olsun veyahut olmasın biz bunun tartışmasını yürütmüyoruz. Bizim dünya miras alanımızda Hevsel Bahçeleri’nin yoğun bir biçimde yapılaşma ve kaçak yapılar yüzünden işgale maruz kaldığını, toprağın kirlendiğini, o toprakta gerçekleştirilen yanlış tarım politikalarının, yanlış ekimlerin, yanlış dikimlerin bu tahribata ve ekolojik sisteme zarar tahribata yol açtığını ve ekosisteme zarar verdiğini söylüyoruz. Biyoçeşitliliğe zarar verdiğini söylüyoruz. Bin yıllardır orada akan suyun çeşitliliği, bin yıllardır orada var olmuş, Hevsel Bahçeleri’nin endemik türlerinin çeşitliliği, işte tam da bu yanlış tarım politikası ve yanlış yerleşim politikaları yüzünden tahrip olmakta diyoruz” dedi.

“BÜYÜKŞEHİR, SAHADA ALAN YÖNETİM PLANI ÇALIŞILACAK”
Buna yönelik somut adımlar atacaklarını kaydeden Bucak, şunları söyledi: “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olarak yakın zamanda alan yönetim başkanlığı artık Ankara'da bunu biliyorsunuz. Ama olsun biz alan yönetim başkanıyla çok yoğun görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Buranın aktörünün Büyükşehir Belediyesi ve belediyeler ve sivil toplum olduğunu defaatle söylüyoruz. Kendileri de bunu biliyor. Kendileri de bunu bilen uzman kişiler, kendileri de bunu ‘Diyarbakır'da mı bu miras alanı? Yoksa Efes'te mi?’ diye ayrım yapacak kişiler değil. Bu dünya mirasına sahip çıkmamız gerektiğini çok iyi biliyorlar. Şimdi bizim önümüzde çok önemli bir ödev var. Alan yönetim planını yeniden yapmak. Bunun için Büyükşehir Belediyesi şu an çalışmasını bitirdi ve artık sahada alan yönetim planı çalışılacak. Yeniden bizim alan yönetim sınırlarımız ve koruma sınırlarımız, muhafaza sınırlarımız neresidir? Bu çalışılacak. Bunu UNESCO da talep ediyor bizden. UNESCO'nun talep ettiği bir dizi madde var. Önerdiği, tavsiye ettiği bir dizi talep var. Ve bu talepleri el birliği ile yerine getireceğiz.”

“ÇOK YOĞUN BİR ÇALIŞMA YÜRÜTECEĞİZ”
Büyükşehir Belediyesi olarak başta alan yönetim planını ortaya koyacaklarını ifade eden Bucak, “Bir diğer çalışmamız Hevsel alanı üzerinde olacak. Bunu da Diyarbakır Ziraat Mühendisleri Odası, TMMOB, yine ilgili Dicle Üniversitesimiz hepsiyle birlikte yürütüyoruz. Geçen hafta İl Valisinin yapmış olduğu geniş katılımlı bir toplantıda bunları değerlendirdik.
Bütün kurumların kendi üzerine düşeceği rol ve misyonlar var. Koruma amaçlı rol ve misyonlar var. Bunları konuştuk, bunları masaya yatırdık. Yani UNESCO miras alanıyla ilgili çok yoğun bir çalışma yürüteceğiz” diye konuştu.

“SURLARDAKİ BÜTÜN RESTORASYONLARI BİTİRECEĞİZ”
Surlardaki restorasyon çalışmalarına da dikkat çeken Eşbaşkan Bucak, şunları söyledi: “Surların restorasyonu yapıldı, kayyumlar döneminde. Kimi restorasyonlar evet UNESCO'nun da belirttiği üzere olumlu yapıldı, takdirler aldı ama kimi restorasyonlar ne yazık ki iyi yapılamadı. Biz örneğin 7. etap restorasyonun ihalesini feshettik. Biz çünkü sura, dünya mirasına, binlerce yıldır ayakta kalmış bir mirasa bu yaklaşımı kabul etmiyoruz dedik. O ihale şartlarında bu mirası koruyacak yaklaşımlar yoktu ve biz karşılıklı feshettik. Bu feshetme biz buradan çekiliyoruz anlamına asla gelmiyor. Biz yeniden buranın merkezinde olan bir aktör olacağız. Bütün restorasyonları bitireceğiz. Devamında çeperindeki değirmenlerin de restorasyonu ve gün yüzüne çıkması için bir çalışma başlattık. Bunu KUDEP dairemiz birimimiz çalışıyor.”

“MİRAS ALANI TEHLİKE ALTINDA OLMAKTAN ÇIKARILACAK”
UNESCO’nun çok ciddi uyarılarda ve tavsiyelerde bulunduğunu hatırlatan Bucak, “Bu tavsiye maddeleri diyor ki ‘siz bu alanı korumazsanız 2026-2027 devamında 2028'e kadar bu bahsettiğim çalışmalarını yapmazsanız, bu yaptığınız çalışmaları sahada biz iyileşmelerini göremezsek evet bu miras alanı tehlike altında olacak.’ Dolayısıyla biz diyoruz ki dünya miras alanı tehlike altında olmaktan çıkarılacak. Bunun öncülüğünü Büyükşehir Belediyesi yürütecek. İlçe belediyelerimiz ve tüm kent dinamikleriyle bir araya gelerek ki bu bir araya gelmenin temelleri çoktan atıldığı hem bizim elimizle hem Kent Konseyi'nin eliyle ama bu yetmez. Kentin tüm kurumlarının buna sahip çıkması lazım. Başta da kentte yer alan ve merkezi hükümetin il müdürlüklerinin buna doğru temelde yaklaşması lazım” dedi.,

“SUR'DA TEK BİR ÇALIŞMA YAPMAMIZA BİLE İZİN VERİLMİYOR”
“Çevre Şehircilik Bakanlığı bu yetki karmaşasının altında bizi adeta hizaya getirmek istiyor” diyen Bucak, şöyle devam etti: “Biz bunu kabul etmiyoruz. Çevre Şehircilik Bakanlığı kendi kent sınırlarını belirleyecek. Büyükşehir Belediyesi de kendi kent ve hizmet sınırlarını görecek. Bakın biz bir yetki karmaşasıyla karşı karşıyayız. Bizim Sur'da tek bir çalışma yapmamıza bile izin verilmiyor. Biz bunu reddediyoruz. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri Sur alanında Sur'u korumak hem tampon bölgeyi hem UNESCO miras alanını korumak ve orada dünya mirası odaklı kültürel miras odaklı çalışmalarını kent hizmetlerini sürdürmek durumunda dolayısıyla bu yetki karmaşasına bir son verilmeli. 2015 çatışmaları devamında başlayan, o alanın kime ait olduğuna dair bu karmaşa tabii ki yönetebilecekleri izlenimini uyandırdı, ilk etapta o kurumlara. Biz bunu çok iyi görüyoruz. Çevre Şehircilik bu izlenimi verdi. Kültür Bakanlığı'na bu izlenimi verdi. Ama bizim onlara bir çağrımız var. Ne Kültür Bakanlığı'nın ilgili müdürlükleri, ne çevre şehircilik, başta bizim kentimizde ve hiçbir kentte yerel aktörlerle, büyükşehir belediyeleri ile, il belediyeleri ile ortaklaşmadan, yetki ve sorumlulukları berraklaştırmadan yol yürüyemez.”

“SURİÇİ’NDEKİ İŞGALLERE SON VERECEĞİZ”
Sur’daki işgallere son vereceklerini de dile getiren Büyükşehir Eş Başkanı Serra Bucak, “Suriçi'nin işgalleri, Gazi Caddesi'nin işgali, Ulu Cami'nin etrafının işgali, akşamları seyyar satıcıların orada bulunması. Biz bütün bu çalışmalara dair, bugün de bir toplantımız olacak. İlçe belediyelerimizle, kentteki tüm kurumlarla bu işgalleri, bu kaldırım işgallerini bu dükkan önü işgallerini, bir an evvel temizleyeceğiz. Bir an evvel oraları, sağlıklı, yürünebilir, gezilebilir. Suriçi'nin kültürel mirasına uygun bir hale getireceğiz” şeklinde konuştu.

“SURİÇİ’Nİ TRAFİKTEN ARINDIRACAĞIZ”
Bir sonraki hedeflerinin Suriçi’ni trafikten arındırmak olduğunu ve bunun kent bileşenleri tarafından da olumlu karşılandığını belirten Eşbaşkan Bucak, şunları söyledi: “Hedefimiz kent trafiğini Suriçi'nden çekmek. Minibüs trafiğini, araç trafiğini Suriçi'nin tamamından çekmek. Bir sonraki hedefimiz bu. Pek çok kentlerde olduğu gibi Suriçi'ni haftanın belli günleri, belli saatleri oradaki esnafın tabii ki iş ve işlemlerini yürüteceği transport faaliyetleri dışında tamamen taksiden, minibüsten, özel araçtan arındıracağımız bir sisteme doğru evrilmek istiyoruz. Bunu geçen hafta tüm kent bileşenlerinin olduğu toplantıda dile getirdik. Bu kararlar, bu fikirler, bu önermeler de kent tarafından bizce yerini buluyor. Çok da olumlu karşılanıyor. El birliğiyle bunu düzeltmek için çalışacağız. Yine UKOME'de bunu tartışacağız. Yine AYKOME toplantılarımızda bunu tartışacağız. Yani kentin tüm bileşenleriyle bu süreci de bir an evvel bir doğru hatta koyacağız ve Suriçini en üst seviyede korumaya devam edeceğiz.”




