ÖZEL / Sertaç KAYAR

Diyarbakırlı şair Rona Aslan’ın “Dalgın” adlı şiir kitabı raflarda yerini aldı. Everest Yayınları’ndan çıkan “Dalgın”, okuyucuyu varoluşun koyu sessizliğinde bir yolculuğa çıkarıyor. Çocukluk yıllarında yıldızlara bakarken başlayan “dalgınlık hali”, kitabın en temel ilham kaynağı. O dönem sorduğu bir soru ile yola çıkan Rona Aslan, yeni şiir kitabı ile okuyucuyu da içsel bir sorgulamaya davet ediyor. Diyarbakırlı genç şair Rona Aslan, “Dalgın” kitabını Güneydoğu Ekspres’e anlattı.

“KOYU BİR YASIN ÖYKÜSÜ”

•⁠ ⁠Yeni kitabınızın bir hikayesi var mı?
Bu kitap, bekleyişin tüm yüzleri, tüm sesleri birbirine benzettiği koyu bir yasın öyküsüdür.

“ŞİİR, VAROLUŞU ANLAMLANDIRMA İSTEĞİNDEN DOĞUYOR”

•⁠ ⁠Kitabın isminin özel bir anlamı var mı? Neden “Dalgın”?

Çocukken ayı ve yıldızları uzun uzun izlerdim. Bir şeye yeterince bakarsam, onun sırrına erişeceğime inanırdım. O kadar derinleşirdim ki karanlığın gövdesine oyulmuş parlak ışıklara; gök, rüyamda benimle konuşmaya başlardı. Bu dalgınlık hali, varoluşa dair ilk sorumla çocukken başladı. O soru da şuydu: Her şeyi yaratan bir tanrı varmış gibi hissediyorum; peki o, nerede? Dalgınlığım, varoluşa dair soru sorduğum ilk günden beri devam ediyor. Şiir, varoluşu anlamlandırma isteğinden doğuyor.

“SINIRLARINDAN TAŞMAK İSTEDİĞİNİ HİSSETMİŞTİM”

•⁠ ⁠Yazarken sizi en çok zorlayan şiir hangisiydi?

Kaybolmak şiirimi tek solukta yazmama rağmen ruhumun bedenimi zorladığını, sınırlarından taşmak istediğini hissetmiştim.

“ÖRTMENİN SINIRLARINI ARAŞTIRDIM”

•⁠ ⁠“Dalgın”da, önceki çalışmalarınıza kıyasla farklı olan ne var?

Önceki çalışmalarımda, varoluşun kalbindeki canlılıktan uzak, sembollerle örülü bir dil denedim. Şiir, örtme sanatıydı; örtmenin sınırlarını araştırdım. Bu çalışmamdaysa, Hemingway’in 'Yaşamadığım şeyi yazmadım.' sözündeki hakikate temas ettiğimi hissediyorum. Dalgın, kanımın yaşama karışıp dile dönüşmesinin tezahürü oldu.

•⁠ ⁠Yazarken ilham aldığınız şairler veya sanatçılar var mı?
Etkilendiğim şairler doğuda, Mevlana Celadeddin-i Rumi’dir. Batıda, Rilke ve Pablo Neruda’dır. Etkilendiğim birçok romancı ismi sayabilirim ama bana küçük bir çocukken yazmaya karar kıldıran, ruhundaki sıcaklığa, canlılığa tutulduğum yazar, Mark Twain’dir.

•⁠ ⁠Şiirler genellikle hangi duygudan, hangi döneminize ait anılardan beslendi?
Şiirlerim, kırılganlığımın tarihinden ve varoluşumun köksüzlüğünden besleniyor.

“MEZOPOTAMYA, YAZILI LİTERATÜRÜN DOĞDUĞU İLK YERDİR”

•⁠ ⁠Şiirin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Dijital çağda şiir nasıl bir yer ediniyor?

Geleceğe kalan şiirin, ezoterik-batıni bir kaynaktan beslendiğini düşünüyorum. Mezopotamya, insan sembolizmasına dair yazılı literatürün doğduğu ilk yerdir. Çok eskiye, dört bin yıl önceye bile gitsek, orada şiir; rahip sınıfının, kral ailesinin ve gök bilimcilerinin nüfuz alanındaydı. Bu bağlamda, ezoterik anlamlar taşıyan, ruhtan damıtılmış şiir, küçük bir azınlığın, toplumun üst sınıfının kitaplığında yer edinecek gibi görünüyor. Her çağda bu böyle oldu.

“YAZMA İSTEĞİ OLAN HERKES DENEMELİ”

•⁠ ⁠Sizce herkes şiir yazabilir mi?

Yazma isteği olan herkes denemeli ama keşke ağaçlar ve dağlar da şiir yazabilseydi. Koyulduğu yerde dimdik duran dağ, köklerine sımsıkı tutunan ağaç… Dünya’yı sabırla izleyişlerinin ardından neler söylerlerdi merak ediyorum.

“ASLINDA İÇİMDE BİR ŞARKI BESTELEME ARZUSU VARDI”

•⁠ ⁠İlk kez şiir yazdığınız zamanı hatırlıyor musunuz?

İlk kez on üç yaşındayken şiir yazmayı denedim. O anki düşüncelerimi hâlâ bütün tazeliğiyle hatırlıyorum:
Ayrılığı anlatmalıyım. Ama nasıl? Belki de, tutunduğu daldan kopmamak için günlerce direnen, sonunda rüzgârla savrulup toprağa düşen sonbahar yaprağıyla...

Aslında içimde bir şarkı besteleme arzusu vardı. Saatlerce uğraştım, ezgiyi aradım; fakat ne kadar çabalasam da sözcüklerim bir şarkıya dönüşmüyordu. En sonunda, o ilk şiiri yırtıp attım; sanki kelimeler, yaşamaya zaman bulamadan ölüme terkedildi.

•⁠ ⁠Okuyuculara şiir yazmaya dair vereceğiniz bir tavsiye var mı?
Verlaine, “İlk mısra tanrı esinidir, devamını şair getirir” demişti. Tek tavsiyem, insanın kendine yabancılaştığı bu çağda ruhlarının sesine kulak vermeleridir.

•⁠ ⁠Şiirde en çok hangi kelimeler sizi etkiliyor?

Bütün kelimelere eşit mesafede yaklaşmaya çalışırım. Ama bazıları vardır ki örneğin ’kaybolmak’ bu kelimenin, dünyada var olmanın yalnızlığıyla, aciziyetiyle yoğrulmuş semantik ve estetik derinliğini aşamıyorum.

RONA ASLAN KİMDİR?

1993 yılında Diyarbakır’da doğdu. İlkokul, orta öğretim eğitimini İstanbul’da tamamladı. Marmara Üniversitesinde Okul Öncesi Öğretmenliği okudu. İstanbul Üniversitesi’nde Çocuk Gelişimi Uzmanlığı okudu. Üç yıl turist rehberliği yaptı. İngilizce’den Türkçe’ye çevirdiği Anne Sexton, Mary Oliver, Gerard Manley Hopkins şiirleri çeşitli dergilerde yayımlandı. Şiirleri Varlık, Sadece Şiir, Ot, Ecinniler, Düşünce Gazetesi, Sözcükler, Lacivert, 21 Mart ve Eliz Edebiyat dergilerinde yayımlandı. “Böyleydi çağ çürürken” dosyası 2023 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri’nde, “Dikkate Değer” bulundu.

“Köz’’ şiiri, Naci Bahtiyar tarafından derlenen, Halk Kitapevi’nden çıkarılan 2024 Şiir Yıllığı’na seçildi. Dalgın dosyası, Mete Özel ve Jeffrey Khars tarafından İngilizce’ye çevrildi. Rüya şiiri, Prof.Dr.Agron Shele tarafından Belçika’da çıkarılan Atunis Galaxy Poetry Dergisi’nde yayımlandı. Rüya şiiri, Mojtaba Nahani tarafından Farsça’ya çevrildi. İran’da Alani Yayımlarının çıkardığı Goroob Dergisi’nde yayımlandı. 2024 Behçet Aysan şiir ödülü, “Dalgın” dosyasına verildi. Milli Eğitim Bakanlığı’nda öğretmenlik yapıyor.

Kaynak: Sertaç KAYAR