ÖZEL HABER/Güneş OCAĞA
Diyarbakır’da kuraklık, çöl fırtınası ve dolu pamuk üretimini vurdu. Bu yıl üç kez pamuk ekmek zorunda kalan çiftçiler, zarar ettiklerini söylüyor. Güneydoğu Ekspres’e konuşan Diyarbakır Pamuk Üreticileri Birliği Başkanı Hasan Vural, yaşanan doğal afetlerin pamuk üretimini ciddi şekilde sekteye uğrattığını belirterek, artan maliyetler nedeniyle son 4 yıldır pamuk üreticisinin zarar ettiğini söyledi. Vural, “Bölgede pamuk ekim alanları giderek azalıyor. Bu azalma, beraberinde işsizliği artırıyor. Geçen yıla göre ekim alanlarında en az yüzde 35 oranında bir azalma yaşandı. Çiftçinin morali bozuk” dedi.
“PAMUK HEM İŞ, HEM AŞTIR”
Pamuğun bölge için hem iş hem de aş olduğuna dikkat çeken Vural, "Pamuk, bölgemiz için hem aş hem iştir. Çünkü pamuk, emek yoğun bir tarım ürünüdür. Ekiminden hasadına kadar her aşamasında çok sayıda insan çalışır. Bin dönümlük bir pamuk tarlası, yaklaşık 50 ailenin geçim kaynağıdır. Bu yönüyle pamuk, bölgemiz için önemli bir istihdam alanı sağlar. Ayrıca pamuk, stratejik bir üründür. Yalnızca bölgemiz için değil, dünyada 36 farklı sanayi dalının ham maddesidir pamuk" dedi.
“PAMUK ÜRETİCİSİ, 4 YILDIR ZARAR EDİYOR”
Her yıl girdi maliyetlerine yüzde 60 ile 150 arasında artış yaşandığını vurgulayan Vural, "Son 4-5 yıldır pamuk üreticileri ciddi ekonomik zorluklar yaşıyor. Çünkü üretim girdileri mazot, gübre, tohum gibi temel ihtiyaçlar dolar bazında fiyatlandığı için, döviz kuru yükseldikçe bu kalemlerdeki maliyetler de artıyor. Her yıl, bu girdilerde en az yüzde 60 ile 150 arasında artış yaşanıyor. Ancak aynı dönemde pamuk satış fiyatlarında neredeyse hiçbir artış olmadı. Üretici, hasadını yaptıktan sonra ürününü maliyetinin çok altında satmak zorunda kalıyor. Bu nedenle son dört yıldır pamuk üreticisi sürekli zarar ediyor" diye konuştu.
“PAMUK ÜRETİMİ AZALDIKÇA, İŞSİZLİK ARTIYOR”
Tüm bu olumsuz tabloya rağmen çiftçinin pamuk ekimini yapmaya devam ettiğini belirten Vural, "Çünkü başka bir alternatifi yok. Ya pamuk ekecek, ya mısır, ya da buğday. Ancak bu üç üründe de üretici maliyetini karşılayamıyor. Özellikle pamuk, maliyetinin 4-5 TL altında alıcı buluyor. Durum böyle olunca, bölgede pamuk ekim alanları giderek azalıyor. Bu azalma, beraberinde işsizliği artırıyor. Aynı zamanda yurt içi üretimin düşmesiyle birlikte pamuk ithalatı artıyor. İthalat arttıkça da enflasyon yükseliyor, Türkiye’nin cari açığı büyüyor. Kısacası pamuk üreticisi hem ekonomik olarak zor durumda hem de psikolojik olarak yıpranmış durumda. Çiftçinin moralli bozuk. Oysa pamuk, sadece bir tarım ürünü değil, hem bölge insanının geçim kaynağı hem de ülke ekonomisi için stratejik bir değerdir" diye ifade etti.
“BİR YILDA ÜÇ KEZ PAMUK EKİMİ YAPILDI”
2025 yılı, çiftçi için tam anlamıyla bir felaket yılı olduğuna işaret eden Vural, şunları söyledi: "Tabiri caizse, çiftçinin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi. Bu yıl bölge ciddi bir kuraklık yaşadı. Toprakta yeterli nem yoktu. Çiftçi pamuk ekimini yaptıktan sonra sulamaya başladı. Ancak sulama işlemini elektrikle yaptığı için maliyetler oldukça yüksekti. Henüz ürün filizlenmişken, bu kez çöl fırtınası geldi. Fırtınayla birlikte gelen toz bulutları ve içindeki asidik yağmur, pamuk bitkilerini yaktı. Tarlalar büyük zarar gördü. Çiftçi yine yılmadı, ikinci kez ekim yaptı. Bu da çiftçiye yeniden tohum, işçilik ve sulama masrafı demekti. Tam pamuk yeşermeye başlamışken bu kez dolu yağdı. Dolu, özellikle Bismil Ovası’ndaki pamuk tarlalarına büyük zarar verdi. Ürünlerin yüzde 40 ila 50’si telef oldu. Ama çiftçi pes etmedi. Bir kez daha tarlasına girdi. Üçüncü kez tohum aldı, işçiliğini yaptı, elektrikle sulama yaparak tekrar ekim yaptı. Evet, geç kalınmıştı. Ama başka seçeneği yoktu. Tüm zorluklara rağmen umutla yeniden toprakla buluştu."
“EKİM ALANI YÜZDE 35 AZALDI”
Rekoltenin de bu yıl düşük olacağını dile getiren Vural, "Maalesef bu yıl rekolte de düşük olacak. Geçen yıla göre ekim alanlarında en az yüzde 35 oranında bir azalma yaşandı. Geçen yıl pamuk rekoltesi 600 ton civarındaydı. Bu yıl ise, hava koşulları iyi giderse yani Eylül ve Ekim ayları sıcak geçerse rekoltenin 500 tonun altına düşmemesi bekleniyor. Ancak Eylül ve Ekim aylarında sıcaklıklar düşer, yağışlar erken başlarsa, ne yazık ki rekoltenin 450 tona ulaşması bile zor olur" diye kaydetti.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A ÇAĞRI
Cumhurbaşkanı'na çağrıda bulunan Vural, "Bölgemizde sulu tarım yapan üreticilerin yaklaşık yüzde 70’i sulamayı elektrikle gerçekleştiriyor. Ancak elektrik faturaları son derece yüksek. Bu nedenle çiftçiler bu maliyeti karşılamakta ciddi zorluk yaşıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan ve Tarım ve Orman Bakanımız Sayın İbrahim Yumaklı’dan ricamız; çiftçinin elektrik giderlerinin en az yüzde 50-60’ının devlet tarafından karşılanmasıdır. Ayrıca son 2-3 yıldır pamuk için kilo başına verilen 1 lira 60 kuruşluk destekleme priminin, günümüz şartlarına göre en az 5-6 liraya çıkarılması gerekmektedir. Bu taleplerimiz karşılanırsa çiftçi biraz olsun nefes alır, üretimini sürdürebilir. Biz çiftçiler olarak en öncelikli beklentimiz budur" diye aktardı.
“ZARAR ARTIKÇA ÇİFTÇİLER VAZGEÇİYOR”
Son üç yıl içinde ekim alanlarının her yıl yüzde 20-30 oranında azaldığını belirten Vural, son olarak şunları söyledi: "Maalesef çiftçilerimiz art arda yaşadıkları zararlar nedeniyle çiftçilikten vazgeçiyor. Üst üste üç yıl zarar eden bir çiftçinin bu işi bırakması kaçınılmazdır. Pamuk ekimini bırakan çiftçiler ya tarlalarını satıyor, ya başka mesleklere yöneliyor, ya da pamuk tarlasını buğday ve mercimek gibi farklı ürünlere dönüştürüyor. Bazıları ise tarlalarını başkalarına kiraya veriyor. Özetle, zarar arttıkça çiftçilikten vazgeçme eğilimi de hızla artıyor."