HABER/Fuat BULUT
370 işletme ve yaklaşık 23 bin kişinin istihdam edildiği Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi’ndeki (OSB) üreticiler, krediye ulaşmakta güçlük çekiyor. OSB Başkanı Mustafa Fidan, tüm zorluklara rağmen OSB’de hem istihdam hem üretim kapasitesi açısından ciddi bir ivme yakalandığını söyledi.
“EMEĞİ ZORA SOKAN SORUNLARIMIZ VAR”
Tekstilden gıdaya, plastikten metal sanayine kadar çok farklı sektörün burada üretim yaptığını anlatan Fidan, “Ancak bütün bu çabayı, emeği zora sokan sorunlarımız var. Üretim yapmak istiyoruz ama finansman kanalları tıkanmış durumda. Son dönemde sanayicilerimizin en çok yakındığı konu, bankaların kredi politikaları. Sanayici bugün yatırım yapmak istiyor, işletmesini büyütmek istiyor ama bankalar önüne adeta duvar örüyor. Krediye ulaşmak neredeyse imkansız hale geldi” diye konuştu.
"BANKALARIN ZOR ŞARTLARI ÜRETİMİ CEZALANDIRIYOR"
Fidan, üreticiler olarak bankalardan bir imtiyaz istediklerini, tek taleplerinin, üreten kesime nefes aldıracak finansman modellerinin geliştirilmesi olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Çünkü üretim zincirinin her halkası şu anda tıkanmış durumda. Sermaye akışı olmayınca yatırım planları erteleniyor, yeni istihdam yaratamıyoruz. Bölgedeki bazı bankalar, sanayiciyle reel ilişki kurmak yerine teminat, ipotek ve yüksek faiz şartlarıyla adeta üretimi cezalandırıyor. Oysa üretim, bu ülkenin en temel çıkış kapısıdır. Bizim bölgemiz gibi gelişmekte olan yerlerde sanayiye kredi değil, güven ve teşvik gerekir. Bu noktada devletin üreticiye özel destek mekanizmalarının devreye alınması büyük önem taşıyor. Üreten kesime yönelik uzun vadeli, düşük faizli finansman modelleri, enerji desteği, yatırım ve istihdam teşvikleri üreticinin nefes almasını sağlayacaktır.”
"DEVLETİN BÖLGE SANAYİCİSİNİ DESTEKLEMESİ GEREKİYOR"
Özellikle tekstil sektörünün son dönemde büyük sorunlar yaşandığına dikkat çeken OSB Başkanı Fidan, şöyle devam etti:
"Daha önce Türkiye’nin doğu illerinde fason üretim yapan birçok firma, Mısır ve Bangladeş gibi ülkelere yönelmiş durumda. Bunun birkaç nedeni var, işçilik maliyetleri, döviz kuru avantajı ve oradaki vergi kolaylıkları. Bu kayış, Diyarbakır’daki tekstil atölyeleri ve işletmeler için ciddi bir sorun yaratıyor. Oysa bölgesel pazarlar arasında lojistik olarak en avantajlı nokta Diyarbakır. Bu potansiyeli değerlendirmek için devletin hem iç pazarda hem dış ticarette bölge sanayicisini desteklemesi gerekiyor. Bu desteklerin içinde üreticiye özel devlet teşviklerinin yer alması gerekiyor. Vergi indirimi, enerji maliyetlerinde düzenleme, ihracat desteği ve Ar-Ge yatırımlarına yönelik teşvikler bölgedeki üretimi güçlendirecektir.
Biz artık şunu açıkça söylemek zorundayız: Türkiye’nin doğusu sadece tüketen değil, üreten bir ekonomi haline gelmek istiyor. Diyarbakır OSB olarak biz buna hazırız. Genişleme alanlarımız tamamlandı, yeni yatırımlar sırada bekliyor. Fakat bu potansiyeli gerçeğe dönüştürecek şey, finansman, enerji ve pazar erişimi sorunlarının çözülmesidir. Sanayicinin sesine kulak verilmezse, bu ülkenin üretim dengesi de bozulur. Bankalar üretimi desteklemeli, kamu kurumları bölgesel dengesizlikleri gözetmeli, yatırımcıya güven veren bir iklim oluşturulmalı."
“FİNANSMANA ERİŞEMİYORUZ, PAZARDA REKABET SERT"
Üretenin cezalandırılmadığı, emeğin değer gördüğü bir ekonomi sistemin olması gerektiğini söyleyen OSB Başkanı Fidan, “Evet, sorunlarımız büyük, finansmana erişemiyoruz, enerji maliyetleri yüksek, pazarda rekabet sert. Ama bütün bunlara rağmen Diyarbakır’daki sanayici üretimden vazgeçmiyor. Sabah erkenden fabrikasının kapısını açıyor, işçisinin maaşını ödüyor, ihracat yapıyor, üretmeye devam ediyor. Çünkü biz biliyoruz ki üretim, bir kentin onurudur. Sanayici pes ederse, şehir de umudunu kaybeder. Bugün Diyarbakır sanayicisi, bu zor dönemde ayakta durarak aslında bir direnç hikayesi yazıyor. Biz üretmeye devam ettikçe, bu şehir büyümeye devam edecek" açıklamalarında bulundu.
"DEVLET BÖLGESEL TEŞVİK SİSTEMİNİ ADİL HALE GETİRSİN"
OSB Başkanı Mustafa Fidan, bölgede üretim yapmanın imkansız olmadığını, altyapının güçlendiğini, genişleme alanlarının hazır, yeni yatırımların sırada beklediğini belirterek, "Yeter ki üreticinin önündeki engeller kaldırılsın. Bankalar sanayiciyi müşteri değil, ortak olarak görsün, devlet bölgesel teşvik sistemini adil hale getirsin. Üreticiye özel devlet destekleri kalıcı hale getirilsin. Enerji ve ulaşım maliyetlerinde düzenleme yapılsın. Diyarbakır sanayisi bu destekleri aldığı anda, sadece bölgeye değil, Türkiye’nin üretim gücüne de büyük katkı sağlayacak potansiyele sahip. Bizim mücadelemiz sadece sanayiyle ilgili değil, aynı zamanda geleceğe dair bir inanç mücadelesi. Bu şehirde, bütün zorluklara rağmen üretim yapmak; aslında umut üretmektir. İşte bu yüzden, sanayici bu ülkenin en sessiz ama en güçlü kahramanıdır. Bizim çağrımız net, üretimden, istihdamdan, emekten yana olan herkes Diyarbakır’ın sanayicisinin yanında durmalı. Çünkü biz, yıkılmayan, yılmayan, üretmeye devam eden bir şehiriz” şeklinde konuştu.