ÖZEL HABER-Güneş OCAĞA
Anadolu’nun bereketli topraklarında asırlardır yetiştirilen ve Diyarbakır halkının “Muhammediye Gülü” adını verdiği eşsiz gül türü, hem güzelliğiyle hem de şifalı özellikleriyle dikkat çekiyor. Pembe renkte açan, kolay kolay solmayan, canlı ve parlak görünümüyle göz kamaştıran bu gül, mis gibi kokusuyla da gönülleri fethediyor.
SADECE BİR SÜS BİTKİSİ DEĞİL, AYNI ZAMANDA ŞİFA KAYNAĞI
Hz. Muhammed’e duyulan sevgiyle bu ismi taşıyan Muhammediye Gülü, sadece bir süs bitkisi değil, aynı zamanda şifa kaynağı olarak da biliniyor. Diyarbakır’da yüzyıllardır geleneksel yöntemlerle hazırlanan gül şerbeti ve gül reçeli, hem damaklara hem de ruhlara hitap ediyor.
ŞİFA KAYNAĞI GÜL ŞERBETİ
Uzun yıllardır tıbbi amaçlarla kullanılan bu gül türünün yapraklarından elde edilen şerbet, özellikle yaz aylarında ferahlatıcı etkisiyle öne çıkıyor. Halk arasında kalp çarpıntılarına iyi geldiği, bağırsakları yumuşattığı, hazmı kolaylaştırdığı ve akciğer rahatsızlıklarına iyi geldiği biliniyor. Gül şerbeti, geleneksel yöntemlerle hazırlanıyor. Gülün taç yaprakları toplanıp yıkandıktan sonra cam bir şişeye dolduruluyor. Üzerine içme suyu eklenip bir tatlı kaşığı limon tuzu ilave ediliyor ve şişe yedi ila on gün boyunca güneşte bekletiliyor. Süre sonunda süzülen pembe renkli gül suyu, serin bir yerde saklanarak tüketilmeye hazır hale geliyor. İçileceği zaman şekerli suyla karıştırılarak şerbet haline getiriliyor.
KAHVALTI SOFRALARININ ZARİF KONUĞU: GÜL REÇELİ
Gülün yapraklarından yapılan bir diğer geleneksel lezzet ise gül reçeli. Yıkanıp şekere yatırılan taç yaprakları, zamanla kıvam alıyor ve limonla dengelenerek kahvaltı sofralarının baş tacı oluyor. Hoş kokusu ve benzersiz aromasıyla gül reçeli, özellikle yöre halkı tarafından büyük bir özenle hazırlanıyor.
KÜLTÜREL VE MANEVİ MİRAS
Diyarbakır’da sabahın erken saatlerinde toplanan Muhammediye Gülü, bölge halkı için yalnızca bir bitki değil, aynı zamanda kültürel ve manevi bir miras. Doğal ilaç olarak değerlendirilen bu özel gül, nesiller boyunca aktarılmış bilgilerle günümüze kadar ulaşmayı başarmış.
DİYARBAKIR HALKI PEK ÇOK ALANDA YAŞATIYOR
Diyarbakır’ın bu değerli hazinesi, geleneksel tıptan mutfak kültürüne kadar pek çok alanda yaşatılmaya devam ediyor.
