ÖZEL/Fuat Bulut

Anadolu’nun tarih atlasında genellikle sessiz kalan, ama aslında Roma'nın doğuya açılan kapısı olan Mardin’deki antik kent Dara, şimdi binlerce yıl sonra yeniden sesini duyuruyor.

Dara, yüzeyde yalnızca taşlardan ibaret gibi görünebilir. Oysa bu kent, Doğu Roma İmparatorluğu’nun yalnızca bir garnizon merkezi değil, aynı zamanda Mezopotamya’daki siyasi ve askeri dengeyi kuran temel taşlardan biriydi. Bugünkü Mardin’in 30 kilometre güneydoğusunda yer alan bu stratejik yerleşim, Roma’nın doğudaki kaderini belirleyen olaylara ev sahipliği yaptı. Dara’yı önemli kılan yalnızca geçmişin savaşları ya da surları değil; onun taşıdığı siyasi hafıza, kültürel miras ve medeniyetler arası geçiş noktası oluşudur.

İKİ İMPARATORLUĞUN KESİŞTİĞİ NOKTA

Burası, yalnızca Doğu Roma’nın değil, aynı zamanda Sasani İmparatorluğu’nun da dikkatle izlediği bir bölgeydi. Dara’nın konumu, Roma ile Persler arasında adeta bir satranç tahtası gibi kullanıldı. Bu kent, stratejik duruşuyla sadece harita üzerinde değil, tarih kitaplarında da bir kırılma noktası olarak yer aldı. Roma, Nisibis’i (bugünkü Nusaybin) kaybettikten sonra Dara’yı inşa ederek doğudaki hâkimiyetini yeniden sağlamaya çalıştı. Bu nedenle Dara, bir mimari yapıdan öte bir direnişin sembolü oldu.

Dara 1

BİR İSİMDEN FAZLASI: DARA’NIN HAFIZASI

Antik çağ yazarları Evagrius, Malalas ve Süryani tarihçi Abu’l Farac, Dara adının Pers Kralı III. Darius’un burada Büyük İskender’e karşı verdiği son savaşla bağlantılı olduğunu yazıyor. Bu anlatıya göre Darius, Dara topraklarında öldü ve bölge onun adıyla anılmaya başlandı. İmparator Anastasius kente kendi adını verip “Anastasiopolis” dese de, halk bu kadim adı hiç terk etmedi. Dara, yalnızca bir isim değil; halkın tarihine, belleğine ve aidiyetine sahip çıkmasının sessiz ama güçlü bir örneğidir.

Dara 2

MİSTİK RUHUYLA ZAMANA DİRENEN ŞEHİR

Dara, taş duvarlarının ötesinde bir ruh taşıyor. Mezopotamya'nın yeraltı sularını, ticaret yollarını ve savaş hatlarını bilen bir şehir. Kutsal kitaplarda adı geçen sahnelerin işlendiği mezarları, Roma’nın ‘diriliş’ törenlerine tanıklık eden galerileriyle yalnızca tarihçilerin değil, ruhunu geçmişle buluşturmak isteyen herkesin ilgisini çekiyor.

Dara 3

Kilise kalıntılarıyla Hristiyan dünyası için, kaya mezarlarıyla Süryani kültürü için, savaş tarihçileri içinse Pers-Roma mücadelesinin sahnesi olarak özel bir yere sahip. Dara, bir arkeolojik alan değil, yaşayan bir tarih anlatısı.

Dara 5

Muhabir: Fuat Bulut