Fatma Temel/Özel HABER

Güneydoğu Ekspres- DNA Barkod biyoteknolojisi ve karekod ile gübrenin izlenebilirliğini sağlayarak, sahtecilik, taklit ve tağşişi önlemek, çiftçinin kaynağı belli, birebir izlenebilir gübreleri tedarik etmesini sağlamak amacıyla uygulamaya konulan Gübre Takip Sistemi (GTS), bu yıl çiftçileri mağdur etti. Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, GTS’nintek bir şirkette olmasından kaynaklı çiftçinin gübreye ulaşmadığını ifade ederek, “Çiftçi gübre bulamadı, zamanında gübreyi atamadı. Gübre takibi firma, fabrikaları kendine mahkûm etmiş” dedi.

Gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e konuşan Süleyman İskenderoğlu, GTS uygulamasının çiftçiye ekstra maliyet yüklediğini,tek şirket üzerinden yürütülen işleyişin ciddi sıkıntılara neden olduğunu ifade etti. Çiftçinin istediği gübreyi bulamamasının hasat dönemine olumsuz etki edeceğini söyleyen İskenderoğlu, şunları söyledi:

SADECE ETİKET FİYATINA 13 DOLAR İSTENİYOR

“Şuan buğday ve arpanın üst gübreleme dönemi ve çiftçinin bu dönemde araziyi gübreleme zorunluluğu var. Depremden kaynaklı hem sevkiyatta hem de gübre yüklemede ciddi bir sıkıntı var. Bunların yanında bir de bakanlığın gübre takip sistemini tek bir firmaya verdiği için aksaklıklar oluyor. Söz konusu firma bayilere zorluk çıkarıyor. Fahiş bir fiyat veriliyor. Şöyle ki, söz konusu şirket etiket maliyeti alıyor ve bu maliyet 13 dolar. Ve bu denetim Türkiye’de tek bir şirkete verilmiş. Dolayısıyla çiftçi mağdur edildi. Bir kısım çiftçi gübre bulamadığı için gübre atamadı. Şöyle söyleyeyim bazı araziler amonyum nitrat istiyor bazı arazilerde üre istiyor. %26 amonyum nitrat piyasada yoktu. Dolayısıyla çiftçi elinde olan ya da bulduğu üreyi attı. O da hasat döneminde olumsuz etki yapıyor. Şuan bulunduğumuz koşullarda çiftçilerin kullanması gereken gübre %26 amonyum nitrattır. Gübre var ama Mersin’de limanda fakat depremden önce GTS’yiyapan şirket, gübre fabrikalarına etiketi vermedi. Etiket ilk çıktığında 1 dolardı sonra 3 dolar oldu. Sonra birden 13 dolara yükseldi. Türkiye’deki tek şirket olduğu için başka alternatif yok. Fiyatlar böyle artınca gübre fabrikaları da fiyatta anlaşamadığı için mağdur olan çiftçi oldu. Buradan Sayın Bakan’a seslenmek istiyorum. Bu gübre takip sistemi neden tek şirkette? Bu rantı kim elde ediyor?”

KARABORSACILAR DEVREDE

Yaşanan sorunlar nedeniyle çiftçinin arazi yapısına uygun gübreyi bulamadığını ve gübrenin karaborsaya düştüğünü vurgulayan İskenderoğlu, “Bir kâğıt parçası etiket, çiftçiden 1 tonda 13 dolar alınıyor. 13 dolar az geliyor ama tonda 250 lira yapıyor. 10 tonda boşu boşuna çiftçinin cebinden 2 bin 500 lira çıkıyor. Depremden önceki sorun buydu. Depremden sonra da depremden dolayı hem yolların bozuk olması hem depremde ölen işçilerden dolayı aksaklıklar oldu. Sonuç itibariyle çiftçi mağdur oldu. Yani şuan en büyük sorun GTS tek şirkette olduğu için istedikleri fiyata verebilirler etiketi. Ve gübre fabrikalarında haklı olarak işine gelmiyor çünkü çiftçiye ekstra maliyet yükleniyor. Ve maalesef o etiket olmadan da sevkiyat yapılmıyor. Bundan kaynaklı gübre olmayınca, gübre kara borsaya düştü. Çiftçi gübreye ulaşamadı. Gübre stokçuların, karaborsacıların ambarlarında stoklandı. 6 bin 400 lira olan %26 amonyum nitratlı gübre 8 bin 500 liraya yükseldi. 9 bin 500 olan %46 azotlu gübre 11 bin 500 liraya yükseldi. Çiftçi ton başı 2 bin lira zarar etti. Taban gübreler dediğimiz gübreler var. Onlarda herhangi bir azot olmadığı için patlayıcı maddeye dönmüyor ve biz o gübrelerden etiketin kaldırılmasını istiyoruz. Çünkü çiftçiye ekstradan yük oluyor. Ve bu etiketin 3 ve ya 5 firmaya verilmesi lazım. Yıllardır bunu söylüyoruz. Bu uygulamanın yanlış olduğunu, maksadının dışına çıktığını, birilerine rant birilerine para kazandırdığını yıllardır söylüyoruz. Gübre takibi firma, fabrikaları kendine mahkûm etmiş. Yani 13 dolar değil 23 dolar da dese fabrikalar mecbur alacak. Yani küçük bir etiket sadece çuvallara yapıştırılıyor.”

ÇİFTÇİYE HASAR RAPORU GETİR ŞARTI

Depremden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan 250 bin liraya kadar borcu olan çiftçilerin borcunun bir yıl faizsiz ötelenmesi konusunu hatırlatan Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, “Depremden dolayı Cumhurbaşkanımız 250 bin liraya kadar borcu olan çiftçilerin borcunun bir yıl faizsiz ötelenmesini istedi. Genelge geldi. Diyarbakır 2. Bölge olduğu için arazilerin hasar raporunun getirilmesi gerektiği söylendi. Tarlada hasar yok, çiftçi ne getirecek? Ne Hatay’da tarlada hasar var, ne Adıyaman’da, ne Maraş’ta, ne Adana’da ne de Diyarbakır’da yani deprem bölesindeki hiçbir tarlada hasar yok. Sadece konutlarda var. Yani 1. bölge, 2. bölge diye ayırmışlar, böyle bir şey olabilir mi ya?” diye konuştu.

MALİYETLER ARTIYOR, DESTEKLER YERİNDE SAYIYOR

İskenderoğlu, üretici ve çiftçi kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmasını talep ederken, çiftçilerin girdi maliyetlerinin yükseldiğini ama desteklemelerde 3 yıldır bir artış olmadığını söyledi. İskenderoğlu, şunları kaydetti: “Bu dönemde kadınlar için pozitif bir ayrımcılık yapılmasını talep ediyoruz. Çiftçi kadınların SGK’larını devlet karşılasın, Tarım Kredi ve Ziraat Bankası’nda olan kredilerin tamamının faizini devlet karşılasın. Kadınlara pozitif bir ayrımcılık yapılması lazım çünkü zor şartlar altında üretim yapıyorlar, ülkenin ekonomisine katkıda bulunuyor. Bir tarafta annelik yapıyor, bir taraftan da üretime, istihdama katkıda bulunuyor. Bizim taleplerimiz bu.Pamuğun girdi maliyetleri %380 artmış. Ama desteklemesi sadece %50 yükseltildi. Buğdayda, arpada, mercimekte üç yıldır destekleme aynı. Girdi maliyetleri yine %300-400 yükselmişken, gübre fiyatları %250-390 artmışken, üç yıldır verilen desteler aynı. Buğdayda çiftçiye verilen komik bir rakam var ton başı 100 TL. Hiç vermeseler de olur. Bir çiftçi 100 ton buğday satacak 10 bin TL buğday primi alacak, yani inanılır gibi değil. Çiftçilerimizin tarımsal üretimde kullandığı elektrik için indirim talebinde bulunduk. Şuan çiftçi bir dönüm pamuğu sondaj ile sulamaya çalışırsa maliyeti bin lira oluyor. Buğdayın ise 500 lira, hal böyleyken çiftçi nasıl üretsin? Son olarak buradan Cumhurbaşkanımıza ve Tarım Bakanlığı’na seslenmek istiyorum. Çiftçi üreticilerimizin destekleme primlerinin gözden geçirilip zamanında ödenmesini talep ediyoruz. Özellikle buğday ve arpa üreten çiftçilerimizin 3 yıldır desteklemeleri aynı, desteklerin hatırı sayılır makul bir seviyeye çıkarılması talep ediyoruz. Bunlar bana gelen çiftçilerin talebidir.”