Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Meclis’te partisinin grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Tülay Hatimoğulları, şair Ahmed Arif ve Nazım Hikmet’i anarak, her iki şairin şiirlerinde kesitler okudu. Hatimoğulları, Nazım Hikmet’in naaşının Türkiye’ye getirilmesinin anlamlı olacağını belirterek, "Bu konuda bir adım atılması gerekiyor. Kalıcı bir barışı inşa etmemiz için aynı zamanda hafızayı diri tutmak ve tarihle cesur bir şekilde yüzleşmek önemlidir" dedi.

"ACININ EN DERİN OLDUĞU NOKTA, GAZZE"

Gazze'de yaşananları hatırlatan Hatimoğulları, "Ortadoğu, küresel ve bölgesel güçlerin rekabet ve nüfuz mücadelesine sahne olan bir bölge olarak her gün yeni gelişmeler tanıklık etmektedir. Gazze’de yaşananlar daha önce de ifade ettiğimiz üzere insanlığın sıfır noktasıdır. Acının en derin olduğu noktadır. Burada yaşananlar gelecekte düzenin nasıl tahayyül edildiğine dair derslerle doludur. Uluslararası hukuk burada bir kağıt parçasına, normlar bir hiçe dönüştü ne yazık ki. Filistin’deki bu gordion düğümünün çözümü bir çok konuyu çözecek ve istikrarın oluşmasına katkı sağlayacaktır. Öte yandan İngiltere ve ABD’nin desteği ile Körfez ülkeleri ve İsrail’in öncülük ettiği yeni dönem savaşlar ve krizlerle şekilleniyor. Bölgenin jeopolitik yapısı, kaotik bir dönüşüm sürecinden geçiyor. İç dinamikler, güç dengeleri ve aktörlerin rolleri köklü bir şekilde yenileniyor. Deyim yerindeyse kabuk aynı ama içi hızlı bir biçimde değişiyor" dedi.

"ÇÖZÜMDE KİLİT ROL, KÜRT JEOPOLİTİĞİ"

Küresel güçlerin son zamanlarda Ortadoğu'da sorunların büyüyerek labirente döndüğünü anımsatan Hatimoğulları, kilit rol oynayan Kürt jeopolitiğine dikkat çekerek, şöyle konuştu: "Son zamanlarda özellikle Ortadoğu’da 3 temel nokta ortaya çıkıyor; küresel güçlerin bölgedeki etkisinin yarattığı sert dalgalanmalar bölgesel güçlerin kendi içindeki çekişmeler ve halkın temsil edilme krizi. Bölgedeki birçok karmaşık sorunun çözümünde kilit bir rol oynayan Kürt jeopolitiği, Ortadoğu’nun labirentinde bir çıkış kapısıdır. Bu kapıyı görmezden gelenler bu labirentte kaybolmaya mahkumdur. Bu nedenle Türkiye, Suriye, Irak, İran başta olmak üzere bölgenin tamamı için Kürt realitesinin önemi tarihsel olarak bir kez daha karşımıza çıkmıştır. Türkiye’nin tarihsel geçmişi ve jeostratejik konumu, bölgedeki rolünü daha kritik bir eşiğe taşımıştır. Türkiye’nin artık taraf olmaktan çıkıp sorunları çözen ve bölge barışı için arabulucu öncü rol üstlenmesi çok önemlidir, acildir, elzemdir. Bölgenin buna çok ihtiyacı var. Bu yaklaşım hem Türkiye toplumunun faydasına hem de bölgenin barışına çok büyük katkılar sağlayacaktır. Buna canı gönülden inanıyoruz.

Örneğin Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’yi ziyaret etmesi, oradan gelen yönetimlerin Ankara'dan ya da Rojava’da ağırlanması gibi. Barış sürecinin daha sağlıklı adımlarla ilerlemesine büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu, sadece Türk ve Kürt’ün barışı ve sadece Türkiye'nin iç barışı için değil. Altını bir kez daha önemli çiziyoruz; bu konuyu biz gerçekten çok önemsiyoruz ki her fırsatta bunu ifade etmekten hiç bir zaman geri adım atmadık. Atılacak bu adımlar, Türkiye'nin ve bölgenin barışına büyük katkılar sağlayacak. Buradan bir kez daha çağrımızı yineliyoruz; gelin barışı hep beraber inşa edelim. Aynı zamanda bölge barışını gelin hep birlikte kuralım. Gelin demokratik bir Türkiye ve demokratik bir cumhuriyeti hep beraber inşa edelim."

Kaynak: Haber Merkezi