İHD Diyarbakır şubesindeki açıklamaya şube başkanı Ercan Yılmaz, İHD Eş genel Başkanı Eren Keskin ve CHP Diyarbakır milletvekili Sezgin Tanrıkulu katıldı. Açıklamayı İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu Eş sözcüsü avukat Yusuf Erdoğan okudu.

Erdoğan, okuduğu açıklamada, “İHD 19 Aralık Gününü Cezaevlerinde İnsan Hakları İçin Mücadele ve Dayanışma Günü olarak ilan etmiştir. İHD olarak katliamın sorumlularının ve faillerin yargılanmasını talep etmeye devam edeceğiz“

19 Aralık Katliamının yıldönümü vesilesiyle taleplerini dile getiren Erdoğan, şu maddeleri sıraladı:

 “-Katliamın yaşanmasında sorumluluğu olan tüm faillerin yargılanması ve adaletin sağlanmasını,

-Ağır tecrit ve izolasyon uygulamalarına son verilerek F Tipi, Yüksek Güvenlikli, S Tipi ve Y Tipi Hapishanelerin kapatılmasını,

-Mahpusların tahliyelerini engelleyen İdare ve Gözlem Kurullarının kaldırılmasını,

İşkence ve kötü muamelelere son verilmesini, sorumlu olanlar hakkında etkin soruşturmalar açılmasını,

-Mahpusların adil yargılanma, sağlık hizmetlerine erişim, yeterli beslenme, hijyen koşullarına, kültürel ve sosyal haklara, avukatları ve aileleriyle görüşebilme haklarına erişiminin ayrımsız bir şekilde sağlanmasını

-Yaşam hakkının korunmasını, ölümlerin önlenmesini,

-Hapishanede yaşamını devam ettiremeyecek denli ağır hasta, engelli ve ileri yaşta olan mahpusların tahliyelerinin sağlanmasını talep ediyoruz.”

‘Büyük bir direniş ve karşı çıkış oldu’

Basın açıklamasında konuşma yapan İHD Eş genel Başkanı Eren Keskin 19 Aralık dönemine dair şunları söyledi:

“O sürece yakından tanıklık edenlerden biriyim. Bazı siyasi partilerle ortak platformda buluşup ve adeta her gün sokaklardaydık. Hakikaten büyük bir direniş ve karşı çıkış oldu. Ve bu karşı çıkışın karşılığında Hikmet Sami Türk 9 Aralık’ta bir açıklama yaptı. Dedi biziler tartışacağız ve görüşmelere açığız. Biz tabiki de inanmadık ama yine bir umuduz oluştu. Cezaevlerine ulaştık bir cezaevi dışından tüm ceza evi anlayışları görüşmelere katılalım dediler. Bu görüşmeler beklenmeden 15 Aralık’ta RTÜK cezaevleriyle ilgili yasak getirdi. 17 Aralık’ta DGM’den tecritte karşı çıkışın örgüt üyeliği anlamına geldiğine dair bir karar çıktı. Aldıracakları konusunda çok netleşmiştik. Her gün cezaevlerinin önüne giderdik ailelerle birlikte ne olacak diye beklerdik. 19 Aralık 2000’de sabah saatlerinde bu saldırı cezaevlerine gerçekleşti.”

“Cezaevlerinde öteden beri katliamlar gerçekleşiyor”

Aradan geçen 23 yıla rağmen hala hak ihalelerinin gerçekleştiğini söyleyen Sezgin Tanrıkulu,“Eğer bir devlet insan haklarına saygılıysa cezaevlerindeki hak ihlallerinin olmaması lazım. Bu bütün dünya da böyledir. Çünkü ceza evlerindeki insanlar devletin koruması ve denetimi altındadır. Cezaevlerine baktığımızda öteden beri ağır insan haklarını gerçekleştiğini görüyoruz. Katliamlar gerçekleşiyor.

“Diyarbakır’da hala ağır insan hakları ihlalleri var”

Diyarbakır’da ağır insan hakları ihlalleri gerçekleştiğini ve  hala da devam ettiğini söyleyen Tanrıkulu, “19 Aralık 2000’de de bir katliam yaşandı, insanların gözünün önünde yaşandı. Bu katliam adım adım gerçekleşti. Unutmadık, aradan 23 yıl geçti, orada yaşamını yitirenleri anıyoruz, anılarını önlerinde saygıyla eğiliyoruz. Katliamcıları da katliama ortak olan siyasetçileri de unutmadığımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Bu vesileyle bugün hala cezaevlerinde insan hakları ihlalleri sistematik bir şekilde devam ediyor. Evet, aradan 23 yıl geçti belki katliam düzeyinde bir şey olmadı ama infaz yakmalar, hasta tutsaklar, ölüm döşeğinde olan tutuklular bebekli anneler, Adalet ve Kalkınma Partisinin 2020 yılın da yürürlüğe koyduğu gözlem ve infaz kurulları ile infazların yakılması gündemde. Her hükümlünün şartlı salıverilme hakkı sistematik bir biçimde geri alındığını görüyoruz. Şuanda yüzlerce tutuklu bu haktan yaralanamıyor. Açıkça hak ihlali yapıyorlar. Yine ceza evlerinde bize gelen bilgilere göre sistematik bir biçimde ihlaller var“ diye konuştu.

Editör: Beritan KAYA