Fatma TEMEL/Veli BALTACI-ÖZEL  

Dün Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası ile Diyarbakır Ticaret Borsası öncülüğünde kurulan ‘Kent Tarım Konseyi’ne ilişkin Gazetemize Güneydoğu Ekspres’e konuşan Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, konseyin kenti üretim alanında daha ileriye taşıyacak dedi.

GENİŞ TABANLI BİR KENT KONSEYİ OLDU

İskenderoğlu, “Diyarbakır Tarım Konseyi’nin fikir babası DTSO ve Diyarbakır Ticaret Borsasıdır. Bizler de dışardan kendilerini destekledik ve her zaman yanlarındayız. Kent Tarım Konseyi’nde sadece çiftçi, iş insanı ve STK’lar yok. Kamu kurumlarından tutun sivil toplum örgütlerine kadar kooperatifler bulunuyor. Ayrıca iki tane kadın kooperatifimiz var. Geniş tabanlı bir kent konseyi oldu. Bir örneği de Antalya’da var. Bizde bu örnekle yola çıkarak Diyarbakır’da aynısını yaptık. Biliyorsunuz Diyarbakır tarım kentidir. Türkiye’de pamukta ikinci, kırmızı mercimekte birinci, buğdayda üçüncü, mısırda yedinci sıradayız. Dolayısıyla bundan kaynaklı Diyarbakır tarımda çok önemli bir merkez. Türkiye’nin de önemli bir tarım kenti” dedi.

‘TARIM KONSEYİ DİYARBAKIR İÇİN ÇOK ÖNEMLİ’

Konseyin iki ayda bir toplanıp üreticilerinin sorunlarını ilgili mercilere aktaracağını söyleyen İskenderoğlu, “Tarım Konseyi’nin kurulması tüm paydaşları bir araya getirdi. Konsey iki ayda bir toplanacak. İcra Kurulu’nda 9 arkadaşımız var, onlar bizim götüreceğimiz sorunları tartışıp gerekli yerlere iletecek. Çiftçinin sorunları, üreticinin sorunları, tarıma dayalı sanayinin sorunlarını ülke gündemine taşıyacak. Tarım Konseyi Diyarbakır için çok önemli olduğunun kanaatine vardık. 68 tane birleşenimiz var. Önümüzdeki süreçte içimizde olmayan kooperatif olur, üretici birliği olur ve ya farklı sektörlerden olan büyük üreticilerimiz, çiftçilerimiz olacak.  Hiçbir STK ve ya kooperatife kayıtlı olmayan büyük üreticilerimiz var. Bismil’de Yenişehir’de Silvan’daki üreticilerimizi de aramıza alıp yola devam edeceğiz. Tarım Konseyi’nin kuruluş amacı Diyarbakır’daki tarımla ilgili olan sorunları ülke gündemine taşımak ve ya muhataplarına iletmektir“ diye konuştu.

‘HEDEFİMİZ KOOPERATİFLEŞMEK’

Konseyin daha örgütlü bir üretim için kurulduğunu söyleyen İskenderoğlu, “Diyarbakır Tarım Konseyi geniş yelpazeli bir konseydir. Şuan da Diyarbakır’ın ve ülkenin en büyük sıkıntısı kuraklıktır. Mesela birinci hedefimiz sulama kanallarını, yarım kalan sulama projelerini halletmek ve kooperatifleşmektir. Özellikle de kadın kooperatiflerinin kurulması ve kooperatifler üzerinde çiftçilerimizin örgütlenmesidir. Yani örgütlü bir üretim, işin doğrusu bu. Bütün üreticilerimizin sorunlarını toplayıp çözüme kavuşturmaya çalışacağız. Birçok üretim alanında arkadaşlarımız var. Herkes kendi bölgesinde ve ya kendi üretim alanındaki sorunları konseye taşıyacak, konseyde tartışılıp ondan sonra icra kurulu tarafından ülke gündemine taşınması için önemli bir mekanizma görevi görecek” dedi.

‘TÜM ÜLKENİN KADERİNİ DEĞİŞTİRECEK BİR PROJE’

Kentin tarım alanındaki sorunlarını anlatan İskenderoğlu, “Yıllardır tamamlanmayan sulama yatırımları var. Çocukluğumuzdan beri herkesin hayali Silvan Barajının yapılmasıdır. Barajın içinde sekiz küçük baraj var, ana Silvan barajı onları besliyor. Bismil ovası, Sur ve bir kısım da Batman'ı kapsayacak şekilde. Aynı zamanda, bu bölgede yaklaşık 2 milyon 350 bin dönüm arazi suya kavuşacak. Bu sadece Diyarbakır değil tüm ülkenin kaderini değiştirecek bir proje. Türkiye'nin ürettiği pamuk 1 milyon ton civarı. Ülkenin 2 milyon ton pamuğa ihtiyacı var. Eğer bu topraklara su ulaşır ve 1 milyon daha pamuk ekilirse elde edeceğimiz hasılat 500 bin ton olacak. Dolayısıyla yaklaşık olarak yılda 12 milyar dolara yakın pamuk ithal ediyoruz. Paramız yurt dışına gidiyor. Bu barajlar yapılırsa, para çiftçi ve devlete kalacak” dedi.

İskenderoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bir diğer konu Dicle Kral Kız Barajı. Diyarbakır'ın içinden gelip Çınar üzerinden Mardin'in Savur ilçesine kadar gidiyor. Bu projeler ivedili bir şekilde bitirilip ülke ekonomisine ciddi anlamda katma değeri olan pamuk, mısır, sulu buğday gibi bu ürünler ekonomiye can ve hayat verecek, hepimizin çağrısı bu zaten.”

Çiftçinin Dicle Elektrikle yaşadığı soruna da değinen İskenderoğlu, “Elektrik ile sulama yapılan arazilerde girdi maliyetlilerinin % 35'i elektriğe gidiyor, geriye kalan maliyetlerin % 65'i de mazot, ilaç, gübre tohum, işçiliğe gidiyor. Bununla ilgili DSİ'nin GES projesi var, ama yıllardır rafta duruyor, bu mesela faaliyete girse elektrik masrafları bu kadar yüksek olmaz. Dolayısıyla bununla ilgili tüm projelerin acil bir şekilde hayata geçirilmesi lazım” diye konuştu.