Fatma TEMEL / Özel Haber

Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, siyasi partilerin 14 Mayıs seçimleri için Diyarbakır’da gösterdikleri aday profillerini değerlendirirken, “CHP ve İYİ Parti, kentin tüm kesimlerine hitap edecek bir liste oluşturdu, AK Parti oluşturamadı” derken, HDP’nin oy oranının yüzde 70 civarında olduğunu ve tabanın aday profiline çok da önem vermediğini ifade etti. Kent sorunlarına da değinen DTSO Başkanı Kaya, “Ortak hizmet kültürünün geliştirilmesi gerekiyor” dedi.

Gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e konuşan Mehmet Kaya, kentte siyasi partilerin gösterdiği milletvekili adayları ve Diyarbakır’ın temel sorunlarla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

“AK Parti’nin listesi beklentileri karşılamadı”

AK Parti’nin aday profillerinin beklentilerin altında olduğunu ifade eden Kaya, “Doğrusu Diyarbakır’da HDP tabanının aday profiliyle çok alakalı bir oy kullanma alışkanlığı yok. Yani sonuçta HDP’nin oy oranı Diyarbakır’da %70 civarındadır. Onun için sonuçta HDP’nin de Türkiye genelinde yaptığı politika çok kent merkezli değil. Kendine özgü bir yol izlediği için böyle bir değerlendirme o tabanda yapılmıyor.

Diğer partiler baktığımız zaman güçlü adayların olduğunu görebiliriz. Ama AK Parti, tam da kentin tüm kesimlerine hitap edecek bir liste oluşturamadı. HDP tabanının oy kullanma alışkanlığı ile diğer tabanın oy kullanma alışkanlığı arasında aday farkı var. Diğer taban nispeten daha iktidara aday, daha yönetime aday veya muhalefette olan partiler olduğu için bunlara yönelik aday beklentisi yüksek. Tam olarak gerek AK Parti’de gerek CHP’de gerek İYİ Parti’de tam olarak karşıladı derseniz, AK Parti tam olarak karşılamadı. Profili mevcut dönemlerdeki aday profilini yakalayamadı. Toplumsal tabana hitabı daha zayıf kalacak diye düşünüyorum. CHP nispeten daha Kürt sorununa duyarlı adaylardan oluşması, İYİ Parti’nin de kendi tabanına yönelik bir aday profili nispeten talepleri karşılıyor” dedi.

“Ortak çalışma kültürünün geliştirilmesi gerekiyor”

Sivil Toplum Kuruluşları’nın beklentileriyle ilgili de konuşan Kaya, STK’ların  ve vatandaşın talebinin siyasetçiler tarafından kamu yönetimine ve merkezi hükümete ulaştırılmasında sorun yaşandığını söyledi. Kaya, şöyle devam etti:

“Maalesef bölgenin en önemli sorunu siyasetin kamu üzerindeki güçsüzlüğüdür. Yalnızca Diyarbakır değil genel olarak bölgede siyasi parti yöneticileri, kamu yöneticilerine kentin ihtiyacı doğrultusunda baskı unsuru olmak, iş yaptırmak, kentin, sivil toplumun, halkın taleplerinin hayata geçmesini sağlamak konusunda çok başarılı değiller. Bunun da temel sebeplerinden biri, buradaki kamu yöneticilerinin siyasetle, sivil toplumla bir diyalog, bir istişare kültürünün olmamasından daha çok merkezi politikaları hayata geçiren bir kamu yönetici türü olmasından kaynaklanıyor. Toplum şu an hizmet noktasında, siyasetçilerden kentin sorunlarıyla ilgili gerek kamu yöneticileri üzerinde, gerek merkezi yönetim üzerinde bir güç oluşturmasını istiyor. Bu gücü oluştururken de parti talebi veya bireysel taleplerden çok, sivil toplum ve halkın taleplerini doğru bir şekilde alarak bunu kamu yöneticileri ve sivil toplum üzerine götürmeleri gerekir. Temel sorun burada. Tek tek sıralarsak birçok sorun var ama asıl sorun tam da bunda sivil toplum ve vatandaşın talebinin siyaset tarafından kamu yönetimine ve merkezi hükümete yaptırılmasında sorun var.

Bölgede çözüm anlamında özellikle kentte, yönetimde bir istişare kültürünün, birlikte çalışma kültürünün siyasiler tarafından sağlanması gerekiyor. Buradaki kamu yöneticisi, yereli, sivil toplumunun kentin hangi sorunların öncelikli olduğuyla ilgili ortak bir dil oluşturması gerekiyor. Bunu yapmadığınız takdirde, kentin önceliği olmayan sorunlar için atılan yanlış adımlar hem kentte bir tepkiye neden oluyor hem de kamu kaynaklarının çarçur edilmesine neden oluyor. Onun için öncelikle bu ortaklaşmanın, ortak hizmet kültürünün, birlikte çalışma kültürünün geliştirilmesi gerekiyor.”

“Kentin en önemli sorunları gündemlerinde yok”

Kentin temel ve önemli sorunlarıyla ilgili değerlendirmede bulunan Kaya, şunları kaydetti:

“Merkezi hükümetin şuan ki genel anlayışı Diyarbakır’da da bölgede de maalesef aynı şekildedir. Biz birçok odayla da diyalog halinde olduğumuz için de biliyorum. Orda da Diyarbakır’da yaşadığımız sorunların aynısı yaşanıyor. Şuan Diyarbakır’ın en önemli sorunlarından bir tanesi Dicle Kral Kızı Barajı’nın sulama kanalının bir an önce hayata geçmesi. 20 yıla yakındır ana kanal yapılmış ama bununla ilgili kentte bir gündem yok neredeyse. Dönüp baktığımız zaman en önemli sorunlarından biri kentte özel üniversitelerin olması gerekiyor. Ama dönüp baktığımızda maalesef bununla ilgili bir çaban olmadığını görüyoruz. Bölgede işsizlik ve özellikle depremde oluşan göç, şu an en önemli sorunumuz ama bununla ilgili de sağlıklı ortak bir akıl oluşturulabilmiş değil. 150 bine yakın insan şu an konutsuz herhangi bir yerde barınıyor. Biri köyüne gitmiş, başka birinin yanında barınır durumda. Şimdi bunların birçoğu iş yaşamına katılmak istiyor. Ama barınma sorunu var. Dönüp baktığımız zaman yanlış bir çadır kent oluştu ama o insanlara yönelik sağlıklı bir geçici bir barınma merkezi yapılmadı. Bu insanlar nerede kalıyorlar? Ne tür ihtiyaçları var? Onula ilgili bir kent aklı oluşturulamadı.”

Editör: Celal KUZU