Güncel

'Öleceksek, evimizde ölelim'

Maraş merkezli depremden sonra 5 bini aşkın binada “ağır” ve “orta hasar” oluştu. Kiralık evler asgari ücreti bile katlayınca riskli ve oturulamaz anlamına gelen “orta hasarlı” yapılarda zorunlu ikamet başladı.

Abone Ol

Fuat Bulut/Özel Haber

Diyarbakır, en son 6 Eylül 1975 tarihinde sadece 23 saniye süren 6.6 büyüklüğündeki Lice ilçesindeki depremde bile bu kadar sarsıntıyı, yıkımı ve ölümü yaşamadı. Resmi kayıtlara göre yerle bir olan Lice’deki depremde 2 bin 385 kişi hayatını kaybederken, Diyarbakır kent merkezinde can kaybı olmadı, bir bina dahi yıkılmadı.

Ancak 6 Şubat’taki Maraş merkezli iki büyük deprem, Diyarbakır tarihinde görülmemiş bir yıkıma neden oldu. Hükümet tarafından “Afet Bölgesi” kapsamına alınan 11 kentten biri de Diyarbakır’dı. Saat 04.17’de meydana gelen ilk depremde, merkez Bağlar ilçesinde 5, Yenişehir ilçesinde ise 2 bina yıkıldı. Binaların 8 kat ve üzeri olması can kayıplarını artırdı. 12 gün süren arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarında 414 cansız bedene ulaşıldı, 902 kişi yaralı olarak kurtarıldı.

İki büyük depremin ardından yaşanan artçı sarsıntıların da şiddetli olması ilk iki depremde hasar gören yapıları daha da zayıflattı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne bağlı 700 kişilik uzman ekip, kentte bir aydır sürdürdüğü hasar tespit çalışmalarını devam ettiriyor. Şu ana kadar kentte taranan (5 Şubat itibariyle) binalardan 3 bin 76’sına ağır, 2 bin 715’ine orta hasar raporu verilirken, 79 binanın da acil yıkım kararı alındı. Yıkım kararı alınan binalardan 27’sinin yıkımı gerçekleşti.

“200 bin göç var, 10 bin kişi misafir ediliyor”

Hasarlı yapıların beklenenden fazla çıkması ve artçı sarsıntıların devam etmesi kent halkını tedirgin ediyor. Bu nedenle kırsaldaki köylerine, çevre illere veya deprem korkusuyla daha uzak kentlere gidenlerin sayısı 200 bin olarak ifade ediliyor. Evleri yıkılan veya ağır hasar gören 5 bin kişi KYK yurtlarında, 5 bin kişi ise Silvan Yolu üzerinde Dicle Nehri kıyısındaki AFAD’ın kurduğu çadırkentte misafir ediliyor. Kentte ayrıca Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin arkasındaki arazide ise 675 kişi için konteyner kent hazırlığı yapılıyor.

En çok hasar köyden göç edenlerin olduğu bölgede

Şehir merkezinde depremden en çok etkilenen yerlerin başında merkez Bağlar ilçesi geliyor. Buranın ilginç bir hikayesi var. 406 bin nüfuslu ilçenin en çok hasar gören bölgesi, “güvenlik” gerekçesiyle köy boşaltmaların yaşandığı 1992-1995 yılları arasında alelacele yüksek katlı olarak yapılan Cezaevi, İskanevleri, Bayındırlık, Şeyh Şamil, Mevlana Halit, İstasyon bölgeleri… Hemen hemen her sokak ve caddede “girilemez” yazılı şeritler veya üzerinde “polis” yazan demir parmaklı bariyerler bulunuyor. Köyleri boşaltıldığı için bu semtlere sığınan vatandaşlar, şimdi deprem nedeniyle evlerini terk ediyor.

Geçen aya kadar kentin en kalabalık ve işlek cadde ve sokakları, bugünlerde en sakin günlerini yaşıyor. Vatandaşlar, güvenlik şeridi çekilen cadde ve sokaklardan harıl harıl eşyalarını taşıyor.

Barınma ve fırsatçılık aldı başını gidiyor

Kentte bir de depremi fırsata çeviren kimi kesimler var. Yeni yapıların bulunduğu semt ve ilçelerde kiralar 3 bin TL’den 10 bin TL’ye, villalar ise 8 binden 15-20 bin TL’ye yükselmiş durumda.

Halkın barınma sorunu Diyarbakır Valiliği, STK’lar ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nı da harekete geçirmiş durumda. Artan fahiş fiyata konut satışı ve fahiş kira bedelleri nedeniyle şikayetler üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Başsavcılık, emlak sitelerindeki ilanlar ile belirtilen satış ve kiralama bedellerinde son günlerde ciddi artışlar tespit etti. Bunun üzerine Başsavcılık, İl Ticaret Müdürlüğü görevlilerince sahada bu yönde tespitler yapılması ile ilgili incelenmesini talep etti. Soruşturma kapsamında Başsavcılık, İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne çalışma yapması yönünde ise talimat verdi. Diyarbakır Valisi Ali İhsan Su ise ev sahiplerine çağrı yaparak, “Evinizi kiralamak isteyen depremzede vatandaşlarımıza lütfen yardımcı olalım. Bu zor süreçte birbirimize destek olalım. Bu konuda fahiş fiyat uygulayanlara karşı gerekli yasal işlem yapılacaktır” açıklamasını yaptı. Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu da fahiş fiyat uygulayanları tek tek tespit edip halka ifşa edeceklerini duyurdu. 

‘Öleceksek, evimizde ölelim’

Kentin mülki amiri, STK’ları ve yargısının tüm caydırıcı çabaları, fırsatçılara geri adım attıramadı. Barınma sorunu yaşayan vatandaşların bir kısmı, ev bulamadıkları için şimdilik “orta hasarlı” yapılarında yaşamak zorunda. Bu konuya dair görüşlerine başvurduğumuz vatandaşlar, tepkilerini şöyle dile getirdi:

“Aylık kiralar, aldığımız emekli maaşı veya asgari ücreti geçmiş durumda. Üstelik, aç kalma, üzerimize yeni bir giysi alma hevesimizden vazgeçme  pahasına ev bulamıyoruz. İlk bir iki gün parklarda kaldık. Sonra bir hafta Koşuyolu ve Sümerpark’taki çadırlarda kaldık. Donduk, hastalandık. Bu süreçte ev arayışımızdan sonuç alamayınca da orta hasarlı evlerimize döndük. Öleceksek, evimizde ölelim.”