CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün gözaltına alınması nedeniyle Büyükçekmece Belediyesi'ni ziyaretinde yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı:
"CUMHURBAŞKANI OLACAK EKREM İMAMOĞLU’NA SAHİP ÇIKAN BÜYÜKÇEKMECELİLER HEPİNİZİ SAYGIYLA SELAMLIYORUM"
“Büyükçekmece’nin iradesine, seçtiği belediye başkanına sahip çıkanlara, İstanbul’un iradesine, seçtiği belediye başkanına; 24 Mart günü belirlediği Cumhurbaşkanı adayına ve milletimizin takdiriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin bir sonraki Cumhurbaşkanı olacak Ekrem İmamoğlu’na sahip çıkan Büyükçekmeceliler hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bugün niye buradayız? Ben bugün Düzce’de oldum, yarın Antalya’da olmak üzere yolda olacaktım. Ama bu sabah birilerinin kaybetme telaşı, korkusu ve bunu ancak iftirayla, yalanla ve şantajla hayata geçirebileceklerine olan inancıyla bir yeni dalga operasyona uyandık.
“SAYIŞTAY DA BAŞKA MAKAMLAR DA DENETLEDİ, TERTEMİZ"
Bugün yaşadıklarımız; 213 gün önce Esenyurt Belediye Başkanımızın tutuklanıp belediyemize kayyum atanması ile başlayan ve ardından Beşiktaş’ta devam eden, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne gelip aynı gün belediye başkanlarımızın ve meclis üyelerimiz ile bürokratlarımızın tutuklandığı ilk dalga operasyonuyla devam eden süreçten bağımsız değildir. Burada bir hukuki ya da adli bir süreç değil, siyasi bir süreç yürümektedir. Geçmişte İstanbul’da Sayın Erdoğan’ın istediği kararları alan, onun için adaleti katleden ve mahkeme mahkeme gezdirilen birisi siyasete çekilmişti. Anayasaya göre geri gelemezdi ama anayasada Bakan Yardımcısı yazmıyor diye, o tarihlerde anayasa yapılırken Bakan Yardımcılığı diye bir unvan yok diye bundan istifade alıp, İstanbul’un başına getirdiler. Amaç; hukuk aramak değil. Amaç; siyaset, kara çalmak, tertemiz insanlara iftira atarak onların seçilmesinin önüne engel çıkarmak. 31 yıllık diplomanın iptali de budur, Ekrem Başkan’ı kapısına yüzlerce polisle gelip gözaltına almak ve tutuklamak da budur. Bu belediyenin belediye başkanı, 30 yıldır belediye başkanlığı yapıyor. Bu belediyenin belediye başkanı, 30 yıldır Sayıştay denetimden geçiyor, yine geçti. İhaleler yapıyor, yine yaptı. En ufak bir tenkit, eleştiri, yerine getirilmemiş uyarının sonucunda suç duyurusuyla dahi muhatap olmadı. Belediyeleri Sayıştay denetler, denetledi, tertemiz. Başka makamlar denetleyebilir, denetlediler, tertemiz. İç denetçiler baktı, tertemiz. Ama bir ay önce hafriyat, iskan ve ruhsatla ilgili bütün dosyaları savcı 10 yıl geriye dönük olarak istedi. O dosyalardan bir tanesini Sayıştay denetçisi haftalarca, aylarca inceliyor. Ama bu bütün dosyaları; 10 yıllık dosyaları almış, inceleme falan yok. Dosyadaki şirketi çağırıyor, evladını göstermemekle tehdit ediyor. Malına çökmekle tehdit ediyor. Çağırıyor diyor ki, ‘Bak koca koca bütün reklam şirketlerine çöktük, senin de babadan kalma şirketini alırım. İfade vereceksin.’ ‘Nasıl vereceksin? İstediğim gibi vereceksin.’ İfade değil, iftira istiyor.
"İŞİNE GELEN YERDE 10 YIL BAKIYOR, İŞİNE GELEN YERDE 15 YIL BAKIYOR"
Buradan soruyoruz. Madem belli şirketlerin buradaki dosyalarını istiyorsun da sen hukuk adamıysan, adalet arıyorsan AK Parti’deki 13 belediyenin, 2014’te kendilerinden kazandığımız 12 belediyenin bizden önce yaptıkları, bizlerin tespit ettiği yolsuzluklarla ilgili elimizdeki dosyalara niye işlem yapmıyorsun? İBB’nin 39 büyük yolsuzluğunu bulduk bizden önceki. Geldi Soylu, aldı. Hiçbir işlem yapmadı. Ankara Büyükşehir’de 97 dosya var. Hiçbir işlem yapılmadı. Geçtiğimiz günlerde Başsavcılık İBB’nin bir iştirakinden dosya istemiş. Tarih belirtmemiş. İBB bütün dosyaları yolladı. Savcılık ‘Yahu ne yaptınız? Biz bu kadar çok dosyayı ne yapacağız? Bizim 2019’dan öncesine ihtiyacımız yok. Oraya bakmıyoruz’ diyor. Bütün vatandaşlarıma şikayet ederim. Bir savcı 2019’dan sonrasına, Ekrem Başkan’ın dönemine bakıp da orada bir açık arayıp da öncesine bakmıyorsa bu savcı mıdır, partinin görevlisi midir? Peki, İBB’de 2019’dan öncesine bakmıyorsun, ama burada Büyükçekmece’de 2014-2024 arasına bakıyorsun. Çünkü orada 2014-2019 arası AK Parti’de, burada CHP’de. İşine gelen yerde 10 yıl bakıyor. İşine gelen yerde 15 yıl bakıyor. İşine gelmeyen yerde sadece CHP dönemine bakıyor. AK Parti’de yolsuzluk aramayıp da CHP’de zorla, iftirayla kusur bulmaya çalışanlar Tayyip Erdoğan’ın bizim üzerimize yolladığı siyaset için kullanılan yargı aparatlarıdır. Başka hiçbir şey değildir. Burada savcı her gün, her sabah, her hafta yeni bir dalgayla bizi, irademizi, direnç ve stres testine sokmaya çalışmaktadır. Ancak biz haklı olmanın, temiz olmanın gururunu ve üstünlüğünü yaşıyoruz. Ahlaki üstünlük bizdedir. Psikolojik üstünlük bizdedir. Hepinizden Allah razı olsun, çoğunluk enerjisi bizdedir. Siz buraya iradenize sahip çıkmaya geldiniz. Siz buraya seçtiğiniz belediye başkanlarına sahip çıkmaya geldiniz. Siz iftiraya, yalana ve şantaja karşı dürüstlüğü, namuslu ve temiz belediyeciliği savunmaya, ona sahip çıkmaya geldiniz.
"KASA AÇILDI, İÇİNDEN BELEDİYENİN RESMİ MÜHRÜ İLE BELEDİYENİN BİR YIL ÖNCESİNİN BİLGİSAYARININ YEDEK HARD DİSKİ ÇIKTI"
Bugün Gaziosmanpaşa’da, bütün gün boyunca televizyonlarda dönen bir görüntü vardı. Hakan Başkan’ın kasasının açıldığını, bir gizli kasa bulunduğunu sözle söyleyip, görüntüde kasadan boşaltılan paralar görülüyordu. Eminim, biliyorum, olmayacağını biliyorum. Ama gittim ve gözümle gördüm. Polisin kendi video kaydında, belediyemizin kaydında, polisin tutanağında yazıyor. Kasa açıldı, içinden belediyenin resmi mührü ile belediyenin bir yıl öncesinin bilgisayarının yedek harddiski çıktı. Suç unsuruna rastlanamadı. Bir kuruş para yok. Ama TRT bütün gün ‘Gaziosmanpaşa’da gizli kasa bulundu’ deyip, stok görüntüden para gösteriyor. Bir diğeri Ekrem Başkanımızın koruması Mustafa Akın. Şerefli, iyi yetişmiş, bir Türk Polisi, Emniyet Müdürü, Koruma Müdürü. ‘Ekrem Başkan’ın neden dibinden ayrılmıyormuş?’ Nereden ayrılacak, senin koruma müdürün nerede duruyor? Onu gözaltına aldılar. Yaylada 60 metrekare evi var. ‘Yayla evindeki gizli kasa bulundu.’ Gösteriyorlar. Tomar tomar para çıkıyor. Yalan. Polis tutanağı var, jandarma tutanağı var. Zaten yaylaya gidince ‘Yatarken silahımı koyayım’ diye kasacık koymuş oraya, içinden iki kutu mermi çıkmış. Bir kuruş para yok. Buradan o TRT’ye, onları yayınlayan bütün televizyonlara söylüyorum. O iki kasadan bir kuruş para çıktıysa, ben siyaseti bırakıyorum. Haysiyetiniz varsa cevap verin.
"'İFADELERE GÖRE GÖZALTINA ALDIK' DİYOR, BİR KANIT BULABİLMİŞ DEĞİLLER"
Ben Düzce’den geldim. Gaziosmanpaşa’dan, Avcılar’dan, Büyükçekmece’ye, Hasan Başkanımızın bu güzel emanetine geldim. Şimdi buradan Antalya’ya gidiyorum. Ama gözüm arkada kalmayacak. Hasan Başkan’ın emanetini size bırakıyorum. Emanete sahip çıkacak mısınız? Büyükçekmece Belediyesi size emanet. Hasan Başkan size emanet. Büyükçekmece’nin ve İstanbul’un iradesi sizlere emanet. Siz alnı açık, yüreği temiz, seçtiğiyle de seçeniyle de korkusuz, tertemiz insanlarsınız. Onlar istedikleri kadar güçlü olsunlar. İyiler kötülere karşı kazanacak. İsmet Paşa’nın dediği gibi ‘Siz namuslular, namussuzlar kadar cesur oldukça’ onlara uyku yok. Buradan bütün basına, televizyonlara, ajanslara söylüyorum. Hasan Akgün ile ilgili yazılan şey sadece şu: ‘Niye gözaltına alındı?’ Birtakım kişilerin isimleri buraya geldi. Dosyaları istendi. ‘Beyanları alınan şahısların ifadelerine göre gözaltına aldık’ diyor. Bir kanıt, bir toplu iğne bulabilmiş değiller. Buraya gelenler, Hasan Akgün’e güvenenler, bu güvenlerinin boşa çıkmadığını, güvendikleri başkanlarının tertemiz olduğunu, 30 yıllık belediye başkanlığında arkasında kirli çöp bırakmadığını bilsinler. Biz ona güveniyor, inanıyoruz. Sonuna kadar da sahip çıkıyoruz. Bugün hızla İstanbul’un dört bir yanındaki bu saldırılara karşı örgütümüzü yalnız bırakmamaya, onlarla birlikte sizleri görmeye, ‘Geçmiş olsun’ demeye, moral vermeye, size bir ‘Merhaba’ demeye geldik. Ama anlaşılıyor ki Büyükçekmece bizi çağırıyor. Çok yakında Büyükçekmece’de bir çarşamba akşamı sesimizi yükseltmeye, Büyükçekmece’ye miting yapmaya değil; eylem yapmaya geleceğiz. Hasan Başkan ve Büyükçekmece Belediyesi sizlere emanet. Sizler de Allah’a emanet olun. Sağ olun, var olun. Hepinizi seviyorum. Hepinize güveniyorum. Hepinize inanıyorum. Biz kazanacağız."