Milyonlarca çalışan için Pazar akşamı, haftanın en zor zamanıdır. Hafta sonu bitmiş, sorumluluklarla dolu yeni bir hafta başlamak üzeredir. Ancak bu durum, hafif bir keyifsizlikten çıkıp, fiziksel belirtilerle (karın ağrısı, baş ağrısı, uykusuzluk) kendini gösteren bir korkuya dönüşüyorsa, tehlike çanları çalıyor demektir.
Psikologlar, bu durumun adını koyuyor: Tükenmişlik Sendromu (Burnout). Ve Pazar akşamı başlayan o korku, bu sendromun pençesine düştüğünüzün en net işaretlerinden biri olabilir.
SADECE 'YORGUNLUK' DEĞİL: TÜKENMİŞLİK SENDROMU NEDİR?
Dünya Sağlık Örgütü tarafından da resmi olarak tanınan Tükenmişlik Sendromu, basit bir yorgunluk hali değildir. Başarılı bir şekilde yönetilemeyen, kronikleşmiş iş yerindeki stresin bir sonucu olarak ortaya çıkan, hem zihinsel hem de fiziksel bir çöküş durumudur.
Psikologlar, bu sendromun kişiyi ele geçirdiğini gösteren 3 ana belirti olduğunu vurguluyor:
1. Duygusal ve Fiziksel Çöküş:
Bu, en bilinen belirtidir. Ne kadar uyursanız uyuyun asla geçmeyen bir yorgunluk hali, enerji tükenmişliği, kas ağrıları ve baş ağrıları. Sabahları yataktan kendinizi kazıyarak çıkarmak ve en basit işleri bile yapacak gücü bulamamak bu evrenin tipik bir göstergesidir.
2. İşe ve Çevreye Karşı Duyarsızlaşma (Sinizm):
Eskiden severek yaptığınız işinizin artık anlamsız gelmesi, iş arkadaşlarınıza ve müşterilerinize karşı alaycı, negatif ve mesafeli bir tutum sergilemek. İşe karşı bir tür "içsel kopuş" yaşamak ve kendinizi sürekli her şeyden şikayet ederken bulmak bu belirtinin bir parçasıdır.
3. Kişisel Başarı Hissinde Düşüş:
Yaptığınız işin bir fark yaratmadığını düşünmek, kendinizi sürekli yetersiz ve beceriksiz hissetmek. En küçük bir hatada bile ağır bir öz eleştiri yapmak ve mesleki özgüveninizi tamamen kaybetmek. "Ne yaparsam yapayım olmuyor" hissi bu evrede çok baskındır.
"BENDE VAR MI?" KENDİNİZE BU SORULARI SORUN
Pazar günleri, pazartesiyi düşününce mideniz bulanıyor veya kalbiniz mi sıkışıyor?
Eskiden keyif aldığınız hobilerinizden bile zevk alamaz hale mi geldiniz?
Unutkanlık, dikkat dağınıklığı ve odaklanma sorunları yaşıyor musunuz?
Ailenize ve arkadaşlarınıza karşı daha sinirli ve sabırsız mısınız?
Eğer bu sorulardan birkaçına bile "evet" yanıtı veriyorsanız, durumu ciddiye almanın vakti gelmiş demektir.
NE YAPMALI? 'GEÇER' DİYE BEKLEMEYİN
Tükenmişlik, "dişini sıkınca" veya "tatile çıkınca" geçen bir durum değildir. Uzmanlar, bu döngüyü kırmak için aktif adımlar atılması gerektiğini belirtiyor:
Sınırlarınızı Çizin: Mesai saatleri dışında iş e-postalarını kontrol etmeyi bırakın. "Hayır" demeyi öğrenin. Mola haklarınızı sonuna kadar kullanın.
Gerçekten 'Kopun': Yıllık izinlerinizi, işi düşünmeden, tamamen dinlenmeye ayırın.
Destek Arayın: Durumunuzu güvendiğiniz bir yöneticinizle, iş arkadaşınızla veya ailenizle paylaşın. En önemlisi, bu konuda size yol gösterecek bir terapist veya psikologdan profesyonel destek almaktan asla çekinmeyin.