Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı bünyesinde faaliyet yürüten Sinema Birimi (Sînebîr) tarafından Çand Amed Kültür ve Kongre Merkezi'nde “Anılar ve hafıza buluşmaları” düzenlendi. Program kapsamında 2013 yılında yaşamını yitiren yönetmen Kürt yönetmen, senarist ve yapımcı Taha Karîmî için “Kürt Sinemasının Güçlü Ayağı Taha Kerîmî” başlığıyla panel düzenlendi. Yönetmen Ardîn Dîren’in moderatörlüğünü yaptığı panele Sarkew Masgarî ve Fehîme Karîmî konuşmacı olarak katıldı.
Serkaw Masgarî, Taha Karîmî’nin tüm filmlerinin ana temasının savaş ve toplumsal katliamlar olduğunu anımsatarak, “İnsan bu gerçeği gizleyemez. Savaşın ve çatışmaların sonuçlarını araştırıp sinemayla gösterdiğinde, savaşı insanlıktan uzak ve tehlikeli bir şey olarak tanımlıyordu. Ancak çoğu zaman kendini katliamlarda mağdur olan ve savaşta zarar gören insanların yerine koyuyordu" diye konuştu.
“SAVAŞ KARŞITI BİR SİNEMACI OLARAK DEĞERLENDİRİLEBİLİR”
Karîmî’nin bilinçli ve berrak bir zihinle, savaş karşıtı bakış açısını filmlerinde, sembolik bir dille barışa ve insanların ortak yaşamına dikkat çektiğini hatırlatan Masgarî, “Bölgede yaşayan insanlar için tek bir yol gösteriyordu; o da huzur yaratan barış yoluydu. Sembolik bir dille barış ve sevgiyi aktarırken aynı zamanda eleştiriler yapıyor ve savaşa karşı sorular, filmlerinin ana teması oluyordu. Bu bakış açısı ve tema, kısa filmleriyle başladı ve son filmlerine kadar hep canlı kaldı. Bu bakış açısı ve perspektifi nedeniyle Taha Karîmî, savaş karşıtı sinemacılar arasında değerlendirilebilir” dedi.
“TAHA YÜZLERCE HİKÂYE BIRAKIP GİTTİ”
Kız kardeşi Fehime Karîmî ise "Onun babamla iyi bir ilişkisi vardı ve babamın anılarından çok faydalanıyordu. Babamın anlattığı pek çok Kürt hikâyesi vardı. Zaten 'Beyaz Dağ' filminin bir kısmı babamın kendi anılarından oluşuyor” dedi. “Taha sadece bir kardeş değil, aynı zamanda iyi bir dost ve öğretmendi” diyen Karîmî, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi büyük bir dikkatle dinlerdi, kadınlara saygılıydı ve onlara inanırdı. Her zaman kadın-erkek eşitliğinden bahsederdi. Annem, babam ve Taha evimizin direkleriydi, hepimizi korurlardı. Onun gidişiyle evimizin bu direklerinden biri de yıkıldı! Vefatıyla ardında yüzlerce hikâye bırakıp gitti. Taha büyük bir kitap gibiydi ve bu kitabın pek çok sayfası var. Herkes ona göre bu kitabın bazı sayfalarını bilir ve onu o kadar tanır."
“VEFA SANATIN TEMEL ESASIDIR”
Panelin ardından katılımcılara teşekkür ederek, plaket veren Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Zeynep Yaş, vefanın, sanatın temel esaslarından biri olduğuna dikkat çekti. Yaş devamla şöyle konuştu: "Çünkü o, aynı zamanda yaşamın tüm hikâyelerine dokunur. Vefa ile yaşamda bir uyanış/farkındalık bulmak ve yaratmak ister. Sinema, hikâye ve olayları, insanın yaşamsal bağlantısını bulan ve insanın geleceğini ve geçmişini, kültürel bilinçaltı birikimiyle yüzleşmesini isteyen bir sanattır. Karîmî, o kısa yaşantısıyla, o eşsiz çabasıyla bizlere, çok değerli eserler, o güçlü bir ulusal kültürel miras bırakmıştır.”