İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, İmamoğlu soruşturması kapsamında TGC üyeleri Soner Yalçın , Ruşen Çakır , Şaban Sevinç ile gazeteciler Batuhan Çolak , Yavuz Oğhan’ın evlerinden alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ifade vermeye götürülmesiyle ilgili açıklama yağan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, “Ülkemizde gazetecilerin haber yapma özgürlüğünü doğrudan engelleyen, evlerine ve iş yerlerine düzenlenen operasyonlar, gözaltılar ve dijital iletişim araçlarına yönelik müdahaleler sistematik bir hal almıştır. Operasyona ilişkin kamuoyuna yansıyan detaylar, temel hukuk ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayan uygulamaları bir kez daha gözler önüne sermiştir: ‘Gözaltı’ terimi kullanılmadan, ancak özgürlüğü kısıtlayıcı bir biçimde bireylerin evlerinden alınması, hukuki bir belirsizlik ve keyfiliğe kapı aralamaktadır. Bu uygulama, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Gazetecilerin, bir siyasi figür lehine yaptıkları iddia edilen sosyal medya paylaşımlarının veya haber faaliyetlerinin ‘suç örgütüne yardım’ gibi ağır bir suçlamayla ilişkilendirilmesi, basın özgürlüğüne vurulan ağır bir darbedir” denildi.
Gazetecilerin kamu adına haber yapma, bilgi toplama ve eleştirel görüşlerini açıklama hakkına sahip olduğu belirtilen açıklamada şöyle denildi:
“Bu faaliyet, hiçbir suretle ‘suç örgütüne yardım’ olarak nitelendirilemez. Aksi yöndeki her türlü yargılama ve yaptırım girişimi, Anayasa'nın 28. maddesiyle güvence altına alınmış basın özgürlüğünün ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesini ihlal anlamına gelir. Gazetecilik suç değildir . Haksız gözaltına alınan ve tutuklanan tüm gazetecilerle dayanışma içindeyiz. İktidara gazetecilik mesleğine gözaltı uygulamasından vazgeçmesi için çağrı yapıyoruz.”



