Hülya ASLAN-ÖZEL HABER

Diyarbakır'ın merkez Bağlar İlçesi’nde depremde ağır hasar alan bir binanın yıkım işlemini yapan firmanın 45 gündür enkazı kaldırmaması tepki çekti.

Kahramanmaraş merkezli 7,6 büyüklüğünde depremin etkilediği Diyarbakır’da ağır hasar gören binaların yıkım işlemleri devam ediyor. Diyarbakır Valiliği Yatırım ve İzleme Koordinasyon Başkanlığı tarafından ihale edilen yıkım işlemleri, taşeron firmalara yaptırılıyor.

Bağlar İlçesi’nde 5 Nisan Mahallesi’nde ağır hasar gören Başarı 4 Apartmanı ekipler tarafından yıkıldı ama enkazı 45 gündür kaldırılmadı. Mahalledeki esnaf, yıkıntı sonrası yerdeki molozların aşırı toza sebep olduğunu belirterek, yaşanan durumun hem işlerine etki ettiğini hem de sağlıkları için tehlike oluşturduklarını söyledi. Esnaf, molozların bir an önce toplanması için çağrıda bulundu.

HEM İŞLERİNİ HEM SAĞLIKLARINI KÖTÜ ETKİLİYOR

Molozların yarattığı toz ve duman etkisinden çalışamadıklarını dile getiren Pimapen işletmecisi Sait Dengiz, "Normalde yıkılan bina sonrası moloz temizliği yapılır ama nedense Başarı 4 Apartmanı 45 gündür yıkıldıktan sonra kaderine terk edildi. Sürekli toz ve duman içerisinde kalıyoruz. Dükkânda temiz eşya kalmadı ve çok fazla sıkıntı çekiyoruz. Hem işimizi hem de sağlığımızı kötü etkiliyor. Molozların neden kaldırılmadığını sorduğumuzda firma ‘belediye’ diyor, belediye ise ‘firmayı’ işaret ediyor. Bizde artık ne yapabileceğimizi bilmiyoruz, şaşırdık" dedi.

BİR AN ÖNCE TOPLANMASI İÇİN ÇAĞRI

Marangoz işletmecisi Sait Demir ise “Mahallede oturan komşularımız da bu durumdan şikayetçi. Çünkü kimse korkudan penceresini açıp evini havalandıramıyor. Yaklaşık 2 aydır 9 esnaf ve mahalle sakinleri olarak mağduriyetimiz devam ediyor. Hemen yan sokağın binası yıkıldı ve molozları toplandı ama biz neden bunu yaşıyoruz anlamadık. Bizler belediyeyi aramak zorunda değiliz, onlar kendileri işlerini yapmak zorundadır, fakat yapmadıkları için arıyoruz. Bunun üzerine arada bir iki kamyon gönderiyor, biraz topluyor sonra yine bırakıyorlar. Bu işten hiçbir şey anlamadık, torpili olanın dükkânın önü de yıkanıyor ama bizim torpilimiz olmadığı için mi böyle oluyor? Bir an önce toplanması iyi olur. Çünkü çocuklar molozların üzerinden aşağı inmiyor. Çocukların başına bir şey gelirse ne cevap verecekler merak ediyorum” dedi.

TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ UYARMIŞTI

Türk Tabipleri Birliği (TTB), özellikle depremden sonra hasar gören binaların yıkımı ile ilgili asbest uyarısında bulunarak, şu bilgileri paylaşmıştı: “İnşaat/yıkıntı atıkları halk sağlığı açısından giderek artan oranda endişe yaratmaktadır. Bu atıklar içerikleriyle ve ortaya çıkış süreci sonrasında oluşan reaksiyonlarla çeşitli riskler oluşturabilirler ve bazıları tehlikeli atık olarak ele alınması gereken bileşenler içermektedir. Bunlar arasında asbest, kurşun içeren boyalar, sızdırmazlık amacıyla kullanılan malzemelerden ve lamba balastlarından kaynaklanan çok klorlu bifeniller (PCB), lambalar ve floresanlarda bulunan cıva, cıva içeren çeşitli ekipmanlar (termostatlar vb gibi), pillerden ya da bataryalardan kaynaklanan kurşun, cıva, kadmiyum, gümüş, çeşitli elektronik atıklar, tehlikeli kimyasallar vb sayılmaktadır. Binaların yıkım süreçlerinde asbest en önemli mesleksel ve çevresel risklerden birini oluşturmaktadır. Bazı ülkeler bu yıkım süreçlerinde, asbest izlem ve kontrolü ile ilgili programlar oluşturarak tehlikeyi kontrol altına almaktadır. Asbestli çalışmalara ilişkin yönetmelik bulunmasına karşın yıkımı yapılan binaların büyük çoğunluğunda bu önlemlere uyulmamaktadır. Binaların gerekli önlemler alınmadan yıkılması durumunda hem yıkımda çalışan işçiler, hem de çevrede yaşayanlar yoğun asbest maruziyetine uğrayacaklardır. Asbest konusuyla gündeme gelen bina yıkımları sırasında sadece asbest değil havaya yayılan tüm kirleticilerin kontrol altına alınması, hem çevrede yaşayan halkın hem de yıkımı yapan işçilerin sağlığının korunması için gereklidir. Ankara’da yaşanan halk sağlığı skandalı üzerine bina yıkımlarının yarattığı çevre kirliliğinin önlenmesi için yıkım süreçleri konusunda kapsamlı, sistematik ve uzun vadeli bir program oluşturulmalı ve uygulanması sağlanmalıdır. Söz konusu yıkımda, tehlikenin devam edip etmediği konusunda ve alınan önlemlerle ilgili kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekmektedir.”

AKCİĞER KANSERİNE NEDEN OLUYOR

Diyarbakır İl Sağlık Platformu, TTB ve TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu, daha önce yıkım sırasında yaşanan asbest tehlikesine dikkat çekerek, önlemler alınması gerektiğini açıklamıştı. Diyarbakır Tabipler Odası (DTO) Sekreteri Fırat Akengin, yaptığı açıklamada, şunları söylemişti: “Asbest; uzun ince lifler ve lif demetleri şeklini alan, doğal olarak oluşan bir grup mineral için kullanılır. Bu mineraller biyolojik olarak parçalanamaz, büyük bir gerilme direncine sahiptir, ısıyı zayıf bir şekilde iletir ve yağmur suyu gibi hava koşullarına karşı nispeten dirençlidir. Bu özelliklerinden dolayı asbest, tüm dünyada, özellikle kazanlar ve ısıtma kazanları dahil olmak üzere yapı ve yalıtım malzemelerinde yaygın olarak kullanılmakta olduğunu asbest içeren malzemenin hasar görmesi, havaya karışan ve kolaylıkla solunabilen küçük asbest liflerinin salınmasına neden olabilir. Akut olarak toksik olmasa da asbest lifleri akciğerlerde uzun süre kalabilir ve asbestoz, akciğer kanseri, plevral kalınlaşma ve mezotelyoma gibi ciddi akciğer hastalıklarına neden olabilir. Bu hastalıklar, 10-50 yıl gibi uzun latent dönemlere sahiptir ve tüm asbest türleri ile ilişkilidir.

Temizlik işine katılan kişiler riskler ve en iyi uygulamalar hakkında yeterince bilgilendirilmeli, solunabilir asbest salınımı ıslatılarak en aza indirilmeli, kişilerin asbest ile teması en aza indirilmeli, asbest içeren malzemeler diğer atık ürünlerden ayrılmalı, güvenli bir şekilde depolanmalı ve atılmadan önce uygun şekilde etiketlendiğinden emin olunmalı, atığın onaylanmış bir şekilde bertaraf edildiğinden emin olunmalıdır.”

Editör: Ali Çekdar KORKMA