Fuat Bulut/Özel Haber

Güneydoğu Ekspres- Maraş merkezli depremin etkilediği 11 kentten biri olan Diyarbakır’da yürütülen hasar tespit çalışmalarında 6 bine yakın binada “ağır” ve “orta hasar” tespit edildi. Sürecin sağlıklı yürütülmediğini iddia eden İnşaat Yüksek Mühendisi ve Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Abdurrahman Ergin, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün çalışmalarının iptal edilmesini, hasar tespiti konusunda özel eğitim almış uzmanların yeni tespit için sahaya çıkmasını istedi.

Gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e konuşan Abdurrahman Ergin, Maraş merkezli deprem nedeniyle Diyarbakır’da 7 binanın yıkıldığını hatırlatarak, bunlardan bazılarının su yatağı üzerinde inşa edildiğine dair iddiaların kendilerine iletildiğini söyledi.

9ac083b6-6468-4989-9b82-5260f67b97da

“Sıvılaşmanın olduğu alanlar derhal boşaltılmalı”

Can kaybının yüksek olduğu kentlerde binaların zemini yumuşak tarım alanlarına, dere yataklarına inşa edildiğini ifade eden Ergin, “Yani buralarda imar izni verilmiş, şimdi bu imarı kendin veriyorsun, onaylıyorsun ama işin sonunda da bir suçlu bulup işte ben şu müteahhidi bulayım onu alayım diyorsun. Ama imar iznini sen vermişsin; o zaman belki biraz sağlam yapmış ama zemin sıvılaşma bundan dolayı bina yıkılmış. Dolayısıyla imar alanlarının gözden geçirilmesi ve imara elverişli olmayan alanların en kısa sürede boşaltılması gerekiyor. Mesela Diyarbakır’da yıkılan bazı binaların zeminlerinin dere yatağının olduğu söylentisi var. Bu ileride daha büyük bir depremlerde daha fazla binanın yıkılmasına sebebiyet verecek. İlgili kişilerin bu alanları tespit edip bu alanları boşaltması lazım” diye konuştu.

 “En çok eski yapılar hasar görmüş durumda”

İnşaat Yüksek Mühendisi arkadaşlarıyla birlikte Diyarbakır’da özellikle en çok hasarın yaşandığı Bağlar ve Yenişehir ilçelerinde saha araştırması yaptıklarınıbelirten Ergin, şöyle devam etti:

“Hasar gören binaların çoğu eski yapılar. Bodrumlarında nem vardı ve demirlerinin çok büyük bir kısmı korozyona uğramıştı. Dolayısıyla onlara orta hasar verilse bile onların güçlendirme ile kurtulma şansı çok zayıf. Öncelikle betonarme yapılara biçilen ömür 50 yıldır. Yapının sağlam yapılması ile de bağlı olarak ifade ediyorum. Çünkü sağlam yapılan özellikle eski binaları değerlendirdiğimizde dahi zeminlerinin bodrumlarının yalıtımsız olduğu ve nem aldığı, nemin etkisiyle içindeki demirin korozyona uğradığı çok sayıda binayla karşılaştık.Bakıyorsun binası sağlam, güzel bir şekilde inşa edilmiş. Kolon kiriş ebatları hepsi gayet güzel yapılmış. Ama bodruma inip kolonuna baktığımızda kolonun bir tarafı pas. Beton zaten kalkmış, demir de bisküviye, çubuk krakere dönüşmüş. Ağır hasarlıların da önemli bir kısmını bunlar oluşturuyor. Su depolarında yalıtımın yapılmaması 50 yıl olan bir binanın ömrünü 30 yıla geriletiyor. Deprem yönetmeliği sonrası yapılan yapılarda ciddi bir problem görmedik.

manset foto2

“Diyarbakır’ı sağlam zemini kurtardı”

Diyarbakır’ı aslında kurtaran en önemli faktörlerden birisi zemini. Allah korusun yani tabii ki deprem Allah’ın takdiridir. Şimdi hükümet bunu çarpıtarak ifade ediyor; işte Allah’ın emri ne yapalım, elimiz kolumuz bağlı diye lanse ediyor ama bu doğru bir yaklaşım değil. Her şey Allah’ın emridir ama sonuçta cenabı Allah da kullara tedbir alın diyor. Siz dere yatağına ev yaparsanız, depremdir, afettir gelir. Bu afetin felakete dönüşmemesi de sizin elinizdedir.”

“Hasar tespit çalışmaları yeniden yapılmalı”

Diyarbakır’da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün yürüttüğü hasar tespit çalışmalarının yeniden yapılmasını isteyen SP İl Başkanı Ergin, “yanlı raporlama” yapıldığına dair kuruma başvuru yaptıklarını söyledi. Ergin, şöyle devam etti:

“Yanlış rapor tuttuğuna şahit olduğumuz yerler de oldu.Bunu Çevre ve Şehirciliğe bildirdik.Hasar tespit çalışmalarının alanında uzman kişilerce yapılması hayati önem taşıyor.Şimdi aile depremden etkilenmiş, psikolojisi zaten alt üst olmuş bir de evi eğer sağlamsa gerçek manada sen bunu ağır hasar dediğin zaman o insan depremden çok daha fazla bir travmayla karşı karşıya kalıyor.Çünkü gidecek yeri yok.Devletin de maalesef bu anlamda işleyişi çok ağır gidiyor.Bazen de insanlar yanılgı içerisinde.İşte bana ev verecekler; gelen ekiplere psikolojikmen benimkini ağır hasarlı göster, orta hasarlı göster diye söylemler de bulunuyor. Biz duyuyoruz.Bu çok yanlış bir şey.Bazı evler hasarsız, çok ufak boya çatlakları var, kiriş kolonları sapasağlam işte ben 10 bin TL alayım diye gelen ekibe diyor ki benimkini az hasar göster. Öyle şeyleri de duyuyoruz.Tamam sen 10 bin TL alacaksın da kardeşim hasarsız ev hasarlı yapılırsa satıldığında 100 bin, 200 bin TL zararla satacaksın. Şu an Diyarbakır’da en büyük problem tespit çalışmalarının doğru yapılmadığıdır. Uzmanların az, ağır ve orta hasarlı yapıları tekrardan kontrol etmeleri gerekiyor.”

“Bağlar’ı eskisi gibi inşa edemezsiniz”

Deprem konutlarının kayalık ve sert zemine yapılması gerektiğini ifade eden Ergin, aynı zamanda yerinde dönüşümün de eşgüdümlü olarak düşünülmesi gerektiğini söyledi. Ergin, şöyle devam etti:

“Süreci iki türlü işletmek gerekiyor.Birincisi binaların yapıldığı alan zemini sağlam olmalı, şehirden kopuk olmayacak şekilde inşa süreci başlamalı. İkincisi de yerinde dönüşüm. Yani Bağlar’ı eski Bağlar olarak tasarlarsanız bir kıymeti olmaz. Şehrimize haksızlık etmiş oluruz. Depreme dayanıklı, az katlı ve yeşil alanlı olmak zorunda.

Kentteki barınma sorununa dikkat çeken Ergin, kira artışlarının kontrolden çıktığını ve yetkililerin bu işe el atması gerektiğini söyledi. Kentte kurulan çadırkentte yaşamın yaz mevsimi ile birlikte daha zorlaşacağını ve salgın hastalıkların baş gösterebileceğini ifade eden Ergin, tedbirlerin şimdiden alınması gerektiğini kaydetti.